Sanat

Tutkulu koleksiyonculuk sanatı...

Tarih: 17 Eylül 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Ahu Antmen
Kurumsal koleksiyonculuğa yalnızca dört yıl önce adım atan Avusturya elektrik şirketi Verbund’un Viyana dışında ilk kez İstanbul’da sergilenen koleksiyonu, yeni sezonun heyecan verici sürprizlerinden. Bu heyecanın birçok nedeni var: Fred Sandback, Gordon Matta-Clark, Eleanor Antin, Valie Export, Lawrence Wiener, Bernd-Hilla Becher, Cindy Sherman, Jeff Wall, Louise LawlerÖ ve daha birçok isim gibi. Ama ‘isim’, her ne kadar her biri çağdaş sanatın bugün artık neredeyse ‘klasikleri’ arasında sayabileceğimiz sanatçılar da olsa, Verbund koleksiyonuna özelliğini veren başlıca etken değil. İstanbul Modern’de ‘Suyun Bir Arada Tuttuğu’ sergisinde bir bölümünü izlediğimiz bu koleksiyonun en dikkat çekici özelliği, çağdaş sanatta belli dönemeçlerin şekillenmesinde yalnızca doğrudan değil, dolaylı olarak da rol oynamış sanatçıları ve yapıtlarını bünyesinde toplaması; dahası bu sanatçıların da kendi kariyerlerindeki dönüm noktalarına işaret eden yapıtlara yönelmiş olması.

Kısacası Verbund, 1970 sonrasında salt isimlerin değil, dönemlerin ve eğilimlerin birikimini oluşturmaya yönelmiş bir koleksiyon olarak çekici. İstanbul Modern’deki seçki, Verbund koleksiyonu yönetmeni Gabriele Schor’un müzenin şef küratörü Levent Çalıkoğlu’yla birlikte yaptığı tercihlerle oluşmuş. Seçilen yapıtlar, sanatsal ifade biçimlerinin çoğulluk kazanmaya başladığı dönemde yenilikçi yaklaşımların neden özellikle performansa, fotoğrafa ve mekâna yöneldiğinin yanıtlarını düşündürecek nitelikte; içerik açısından kimlik politikalarının ve özel/kamusal farklı mekân algılarının yansımaları ön planda. Bu ‘mekâna’, tarihin sahnelendiği bir alan olarak kadın bedeni de dahil. Bir keşif duygusuyla gezebileceğiniz sergide son 30 yılın en ilginç sanatçılarından Cindy Sherman’ın pek nadir rastlanan ilk dönem işlerini (kendine dair en çok ipucu verdiği ‘Bebek Giysileri’ne dikkat edin!), Sherman’ın bizzat etkilendiği Suzy Lake’in ‘Mrs. Chatelaine’i ya da Eleanor Antin’in ‘Temsili Resim’ ve ‘Kralın Portresi’ gibi işlerini bir arada görebilmek büyük bir şans: Bu tür ruh yakınlıkları içinde gezmek, kimin neyi önce/sonra yaptığından ziyade, kadın sanatçıların kendilerinin de yer alacağı bir sanat ve tarih inşa etmek için nasıl kaçınılmaz olarak bir ruh/beden, imge/kimlik yapbozculuğuna başvurduklarını tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Kadınların sıfırdan başlamak adına kaçınılmaz olarak resim ve heykelin ötesine, yeni ifade biçimlerine yöneldiklerini gösteren sergide, performans, fotoğraf ve videonun gelişiminde kadınların üstlendiği role bir saygı duruşu var.

Açıkçası bir şirket yatırımı olarak Verbund koleksiyonu, resmen feminist bir koleksiyon! Nil Yalter’in 1974 tarihli ‘Başsız Kadın ya da Göbek Dansı’ videosunun herhangi bir koleksiyonda değil de bu koleksiyonda yer alması bu açıdan sevindirici; Yalter’in videosu, sergide de göreceğiniz gibi, toplumsal cinsiyet rollerinin Batı’daki ve Doğu’daki yansımalarını karşılaştırma olanağı sunan görsel bir kaynak niteliğinde. Bu arada Kate Gilmore, Laura Ribero ve Lon Nguyen gibi yeni kuşak kadın sanatçıları eskilerle karşılaştırmak da ilginç.

Genel akışa ‘karşı’ eğilimler
Serginin başrollerinde yalnızca kadın sanatçılar yok; ‘Suyun Bir Arada Tuttuğu’ başlığıyla sergilenen koleksiyonu bir arada tutan başlıca özelliklerden birisi, kadın ya da erkek olsun genel olarak akışa karşı eğilimler: Binaları delen, yaran, yırtan o kendine özgü, efsanevi Gordon Matta-Clark’ın performans videolarını kaçırmayın; Matta-Clark 35’indeki ölümüne ağıt yakılacaklardan.

Serginin bir diğer büyük ismi, tıpkı enstelasyonları gibi sessiz sedasız ve derinden giden, 59’unda ağır depresyondan intihar eden Fred Sandback; tasarladığı mekânları izleyicinin algısıyla kuran bu sanatçıya doğrusu şapka çıkarılır, bugün Olafur Eliasson’ın ışıkla yaptığını, ‘düşük teknolojiyle’ yıllar önce gerçekleştiren sanatçı! Sergide yer alan fotoğrafların büyük bir bölümü de mekânlarla ilişkili: Çağdaş sanat fotoğrafının en önemli temsilcilerinden biri olan Jeff Wall, hem özel hem kamusal mekânların sınırlarında gezerken, Louise Lawler koleksiyoncuların satın aldıkları yapıtları nasıl yerleştirdiklerine bakıyor; bu arada Teresa Hubbard-Alexander Birchler’in sinema fotoğrafları hoş bir nostalji duygusu taşıyor, Janet Cardiff-George Bures Miller’in eski fotoğraflardan oluşan ‘Yol Gezisi’ ise, gerçekten dokunaklı.

Dört yıl gibi kısa bir sürede, kendi içinde tutarlılığı ve özelliği olan nitelikli bir çağdaş sanat koleksiyonunun oluşmasına katkıda bulunan Verbund’u kutlamak gerek. Koleksiyonu yönetenlere tanıdığı özerklik, koleksiyonun yatırım ya da şöhret merakıyla değil, tutkulu bir sanat merakıyla oluştuğu duygusunu kazandırmış. Bu arada, Philip Morris’in “Bir şirketi bir yerden bir yere getirmek sanat ister” sloganı, artık pek çok şirketin kulağına küpe. Siz Verbund’u daha önce duydunuz mu?

“Suyun Bir Arada Tuttuğu-Verbund Koleksiyonu’ndan Çağdaş Sanat Sergisi’ 11 Ocak’a kadar İstanbul Modern’de.
Sanat
Takvim
<<Temmuz 2019>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31        
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.