Köşe Yazısı

Bizde Mimar Sinan Kafası Yok!

Yazan: Ahmet Turan Köksal Tarih: 29 Aralık 2010
Evet yok. Biz hala ve hala Mimari Sinan Kafası'na sahip değiliz. "Sen mi karar verdin?" ya da "Sen de kimsin?" demeyin. Kanıtlarım var.

Ayrıca ilk amacım "Nerede eski hassa mimarları, bakın artık çok kötü mimari örnekler var. Mimar Sinan gibi bir mimar gelmedi, gelmeyecek," demek de istemiyorum. Ona ben karar veremem zaten.

1930'lu yılların ortalarında Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra inanılmaz yükselişe geçen ırk milliyetçiliğinin etkileri ülkemizde de görülüyor. Bu yüzden tüm önemli şahsiyetlerin mezarları açılıyor, kafatasları çıkartılıyor. Ölçülüp duruluyor. Sonra da kökeni Türk mü, değil mi karara varılıyor.

Ağustos 1935'de Süleymaniye Camisi'nde Mimari Sinan'ın mezarı kazılıyor. Türk Tarihini Araştırma Kurumu üyeleri Hasan Ferit Çambel, Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan ve Şevket Aziz Kansu'nun da bulunduğu ekip Mimar Sinan'ın kafatasını çıkartıp mezarı kapattırıyorlar. Ölçülme sonrası mutlu haberi yayıyorlar.

"Mimar Sinan Türk Irkındandır". Çünkü devşirme olduğu söyleniyor ya, büyük ayıp ya hani çok utanç verici bir şey. Kayseri Ağırnas'lı Hassa Mimarı gerçekten devşirme. Ancak biliniyor ki Hıristiyan Karaman Türk'lerinden olabilir. Yani sonradan devşirme alınıp Müslüman oluyor.

Şimdi sormak lazım. "Kafatası Milliyetçiliği" denilen bu can sıkıcı eylemlere karşı, Mimar Sinan'ın kafatası "brakisefal" olmasa, örneğin "grek" türü çıksa ne olacaktı? Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Afet İnan, bu durumda Mimar Sinan isminin tüm okul kitaplarında, "100 Büyük Türk" isimli ansiklopedilerde geçmesine mani mi olacaktı. Haydi onu geçtim. Selimiye, Selimiye olmayacak mıydı? Rüstempaşa Camisi kötü mü olacaktı ya da her yüksek lisans yapmış mimara karşı, alaycılıkla " Herkes yüksek mimar, bir tek sen alçak kaldın ey Mimar Sinan" kalıbı marifetmiş gibi söylenmeyecekti. Kim bilir?

Tamam o zaman, teknolojik olarak en ileri milletler, ırkçılık konusunda çok ileri gitmişler, saf ırk tartışmaları için bırakın mezar kazmayı, kanlı canlı insanlar üzerinde öldürücü deneyler yapmışlar, toplama kamplarında büyük katliamlar yapmışlar. "Tabii ki bizim memlekete de böyle bir moda sirayet edecek," deyip geçmemek lazım.

Çünkü "devşirme" gibi önemli bir kavramın Osmanlı karar verme ve üretme mekanizmasında işlerin nasıl "ırkçılığa" dayanmadığının göstergesi (sınıflama değil) olduğunu görmek lazım. Sonradan ne oldu da böyle oldu diye düşünmek lazım.

Çok ayıp değil mi kafatası milliyetçiliği. Bizden olmayanı ayıralım, icabında fazla değer vermeyelim demek. Hele hele sosyal düşünceye sahip birilerinin bunu yapmaması gerekir. Hatta hiç beklenmez bile. Değil mi?

Pekiyi. Tatsuya Yamamoto'yu yeni kaybettik. 1986'dan beri ülkemizde mimarlık yapan ve üreten bir mimardı. Ayrıca tanışmak konuşmak fırsatını bulmuştum. Çok cana yakın, anlayışlı ve cin gibi biriydi. Sevmemek ya da onu görmezden gelmek gibi bir durumuz olamaz, eğer art niyetli değilseniz tabii.

Kendisinin çalışmalarını Arkiv'den takip edebilirsiniz. Türkiye'de bu kadar çok eser vermiş mimar sayısı 100'ü geçmez. Önemli bir mimar diyebiliriz kolaylıkla.

Ancak bizim Sosyal ve Eşitlikçi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nden, Yamamato'ya yakışır bir etkinlik düzeni beklerken, üyelerinin akrabalarının dahi vefat haberlerini vermeyi adet edinmişken bu vahim olayı "yok saydığını" gördük. Açıkçası Yamamato'nun kişiliğini düşündüğümüzde, onun haber verilmeye ya da etkinlik düzenlemeye ihtiyacının olmadığını biliyoruz. Biliniyor ama Mimarlar Odası'nın bu yaptığının sizce, Mimari Sinan'ın kafatasını pergelle mezura ile ölçüp "Yaşasın Türk'müş, haydi büyük mimar olarak ders kitaplarında okutalım, Türk olduğu için, 'öteki' olmadığı için yüceltelim," demekten farkı yok.

Bu Mimarlar Odası Yönetimi bunu hep yapıyor. "Bizden değil" dediğini hemen ve mümkünse yerden yere vuruyor. Bir başarı varsa kötülüyor ya da eğer bunları yapamıyorsa ve kendinden değilse, hoşlanmıyorsa, önemli bir mimara dahi "zaten yokmuş" gibi davranıyor. İlla her mimar, Oda'ya kayıtlı olmak zorunda değil. Kişileri ve mimarlıklarını Oda'ya zorla verilen, aylık 20 liralık aidatla mı ölçmek lazım.

Kimse kusura bakmasın, ülkemizde bulunan ve ülkemize kendini adamış biri, üretken ve adı duyulmuş, hele hele mimarlık yapıyorsa hangi dinden, hangi ırktan gelirse gelsin ya da Mimarlar Odası'nın has elemanlarından biri olsun olmasın, onun vefatını yok saymak, dolaylı olarak "kafatası milliyetçiliği"nden farklı değildir. Oda artık silkinip kendine gelmelidir. Yeter artık!

Bu üzüntünün dışında bu ayıbın dışında belki merak etmişsinizdir, 1935'te açılıp el konulan Mimari Sinan'ın kafatasına ne oldu?

Kayıp!!!

Evet kaybetmiş durumdayız. 1940'lı yıllarda bir Antropoloji Müzesi kurulup sadece bu değil 64.000 kafatası daha sergilenecekti. Yani bu kafatası sergilemenin neresi antropolojik bir değer bilemem ama bu müze kurulmuyor. Kafataslarının kimin olduğunu belirten işaretler etiketler de yıllar sonra yok oluyor. Ortalıkta üniversitelerin depolarında sürüsüne bereket kafatası var. Kimse bilmiyor çoğunun kimin olduğunu.

Hatta bazıları da diyor ki masonların kafatası takıntısı vardı. Ha bir de mason dernekleri Mimar Sinan'a da fena takılmışlardır. Dergiler dahi çıkarmışlardır. Açık artırma sitelerinden satın alabilirsiniz artık bu dergileri, belgeleri. Gizli değil. Deniyor ki o zamanki ekipten birileri masondu ve törenlerde kullanmak üzere Mimar Sinan'ın kafası kayboldu. Ne kadar doğru bilemem.

Ancak değerli mimarımızı kaybettikten sonra Mimarlar Odası'nın bu "şımarık" tutumuna karşı şöyle bir eleştiri getirebilirim:

BÄ°ZDE MÄ°MAR SÄ°NAN KAFASI YOK...
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "K", küçük harf "b", sayý altý, küçük harf "b", sayý 9, küçük harf "b"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız