Köşe Yazısı

Balıkçı ve Çantacı

Yazan: Murat Güvenç Tarih: 28 Mart 2005

Arkitera’ya kentle ilgili köÅŸe yazıları yazma davetini çekinerek kabul ettim. Özlü, özgün, ilginç, anlaşılabilir ve geçerli konuları nereden bulacaktım? Tut ki buldum. Konuyu Sermet Muhtar Alus’un zeki, duyarlı, zengin, akıcı kent yazılarına benzer bir üslupla aktarabilecek miydim? Fazla aramadan aktardığım ÅŸu güzel metne bir bakın lütfen!

...“Filip, Karaköy’de bugünkü postahanenin yerindeydi. Çok eski imiÅŸ. Abdülaziz’in Tophane Camisi’indeki selamlığından dönen sümbül bıyık mabeyinciler, yaverler ayak üstü orada çakıştırırlar, akabinde Hasahır küheylanlarına atlayıp kimi BeÅŸiktaÅŸ sarayına, kimi Yüksekkaldırım yokuÅŸundan dört nala yukarı vururlarmış. Sonraları oranın adı Del Cenyo olmuÅŸtu. Ä°stanbul’un en namlı randevu yeriydi.amma ÅŸimdiki (müptezel) manaya gelenin deÄŸil, bir ahbapla buluÅŸmaÄŸa, konuÅŸmaÄŸa denen. Kadıköy’ü HaydarpaÅŸa, Adalar vapurunu kaçıranların, kerahet vaktine siftahı çekenlerin baÅŸ mekanıydı...”*

Yukarıdaki imge, dil ve bilgi zenginliÄŸine belki de hiç eriÅŸemeyeceÄŸimi düÅŸünürken ev ödevimi hatırlatan e-postalar aldım. Sermet Muhtar gibi kentte gündelik yaÅŸamda karşılaÅŸtığımız küçük olaylardan yola çıkacak ayrıntıların arkaplanını ve düÅŸündürdüklerini sizlerle paylaÅŸmaya çalışacağım. Ustanın kent yazılarını okudukça Arkitera’nın davetini kabullenmekle acele ettiÄŸimi düÅŸünüyorum. Yazı sırasının seyrekliÄŸi tek tesellim olacak. Alus’un veya Murat Belge’nin kent yazılarındaki güzel türkçeye eriÅŸmek için gerçekten “kırk fırın ekmek” yemem gerek... Ancak biliyorsunuz ev ödevleri önemli.... Ve sevgili editörüm sıkıştırıyor. Ä°lk öyküm Antalya’yla ilgili.

Yakınlarda Antalya doÄŸu garajı bitiÅŸiÄŸindeki çarşıyı ziyaret edenler sebze tezgahlarının çorap tezgahlarına karıştığı, balıkçının çantacıya komÅŸu olduÄŸu, “Peynirci” tabelası altında blucin, Kasap tabelası altında çanta pazarlandığı, tekil bir ticari peyzajla karşılaÅŸmış olmalılar.

Çürüyebilir emtia (sebze balık vb.) pazarılarının, çanta, ayakkabı, giysi vb dükkanlarıyla iç içe geçmediÄŸini bilirdim. Daha önce bu tür bir “içiçelik” görmemiÅŸtim. Kapalı pazar yerinde çantacıya komÅŸu balıkçı, “Peynirci” tabelası altında giysi satışı, ilginç bir durumdu.


Çantacı-Balıkçı

Balıkçı

Çevrede “alışılmadık” bir ÅŸeylerin yaÅŸandığı açıktı. Mart 2005 ayındaki durumu bir iki fotografla özetlemeye çalıştım.. Bu içiçeliÄŸin (inter-penetration) baÅŸka yerde deÄŸil de Antalya’da gözlemenin bir anlamı var mıydı? Gözlenen bu tekil profil nasıl olup da varlığını sürdürülebiliyordu? Yoksa, “Peynirci” sözcüÄŸü son zamanlarda “blucini de” içeren yeni bir anlam mı kazanmıştı?

Kent merkezlerinde ticari arazi kullanımları zayıf kurallarla denetlenir. Ancak arazi kullanım örüntüleri, “rekabetçi bir öÄŸrenme” sürecinde oluÅŸmuÅŸ, örtükte olsa üzerinde düÅŸünülmüÅŸ (reflexive) örtüntülerdir. Bu nedenle kentlerin merkezi alanları da gezginleri etkileyen imge zenginliÄŸinin ardında, çantacıyla-balıkçıyı komÅŸuluktan olmaktan alıkoyan (aktör davranışını örtük te olsa etkileyen) yazılı olmayan düzenlilikler vardır. Bourdieu ‘nün habitus kavramını anımsayalım. Bu manzarada bir ÅŸeylerin yanlış veya beklenmedik olduÄŸu konusundaki düÅŸüncemi paylaÅŸacağınızı varsayıyorum.

Yakınlarda bitirdiÄŸim bir kentsel tarihsel ticari coÄŸrafya araÅŸtırmasında balık-sebze vb. çürüyebilir emtia ticaretiyle, çanta ayakkabı giyim eÅŸyası vb dayanıklı seyrek perakendeciliÄŸin eriÅŸilebilir merkezi alanlarda yer kapmak için yarıştıklarını, ancak iÅŸlevsel baÄŸdaÅŸmazlıkları sonucu en çok yanyana gelebildiklerini, (Ankara Ulus ve Bursa örneklerini anımsayalım) ancak içiçe geçmediklerini bulmuÅŸtum. Merkez ticari peyzajlarının baÅŸdöndürücü imge ve profil zenginliÄŸinin, sürpriz ve karşıtlıklarının ardında, “genelde” , sebzeciyi çorapçıdan uzak tutan yazılı olmayan örtük bir örüntü vardı. Bu nedenle tüm karmaşıklığa raÄŸmen, sebze halinde, çantacı, balıkçının yanında ayakkabıcı yer almıyordu. Peynirci tabelası altında blucin, balıkçıya komÅŸu çantacı iÅŸte bu örtük iÅŸlevsel uyuÅŸmazlık ilkesinin ötesine geçilmesi nedeniyle ÅŸaşırtıcı. Antalya DoÄŸu garajı çarşısında iÅŸte örtük sınırın aşılabildiÄŸi, “standart basınç”, “ısı”, ve “nem” koÅŸulları altında ortaya çıkması beklenmeyen ticari profillerin ortaya çıkabildiÄŸi görülüyor. Antalya ‘nın doÄŸusunda “temalı” otellerde geceleyen on binlerce misafirimiz Antalya merkezine getiren tur otobüslerinden indiklerinde iÅŸte bu tür bir manzarayla karşılaşıyorlar.

Hangi ticaretin hangi ticaretle eklemlenebileceÄŸi konusunda örtük beklentilerimiz olmasa DoÄŸu Garajı çarşısındaki manzara bizi bu kadar ÅŸaşırtmazdı!!!

GörüÅŸtüÄŸüm esnaf, doksanlı yıllarda DoÄŸu garajına bitiÅŸik sebze balık pazarının merkezi konumu sayesinde hızla geliÅŸtiÄŸini, ancak son yıllarda, eski doÄŸu bloku ülkelerinden gelen misafirlere çanta, elbise, ayakkabı, baharat ve doÄŸal gıda hediyelik eÅŸya pazarlayan kuruluÅŸlarca “iÅŸgal” edildiÄŸini anlattılar. Söylentiyi sınamak olanaksız, ancak pazarın ticari önemi açık.. DoÄŸruysa, pazarın iç kısımlarında küçük bir pazarcı tezgahı “devriedilirken” 100 000 USD el deÄŸiÅŸtiriyormuÅŸ. Sebze pazarında, giysi satanlarla konuÅŸtum.

Kimisi esasen “manav” olduklarını, ancak sebze-balık pazarı giysi çanta pazarlayıcılarının iÅŸgaline uÄŸradıktan sonra tekstil ve konfeksiyona “döndüklerini,” bazıları da artan kiralar nedeniyle kent merkezinde barınamadıklarını, pazar yerini görece düÅŸük kirası ve merkezi konumu, turist sayısının çokluÄŸu nedeniyle seçtiklerini anlattı. “Misafirlerimiz” tabelaları zaten okuyamadıklarından “Peynirci" yazısını deÄŸiÅŸtirmekte acele etmemiÅŸler. Ancak ilerde deÄŸiÅŸtirmeyi düÅŸünüyorlarmış!

Bu küçük öykül pazardaki profilin bir sonuç olduÄŸunu, asıl nedeni daha uzaklarda aramam gerektiÄŸini gösteriyordu. Bir kaç fast-food’çı ve banka ÅŸubeleri dışında Antalya Kent merkezinin en iÅŸlek kesimleri kuyumcu ve hediyelik eÅŸya satıcılarının hakimiyetinde. Kent merkezinde kiÅŸi, kurum, toplum hizmetlerinin sayısı son derece az (daha da azalıyormuÅŸ). Bu arada BüyükÅŸehir Belediyesi'nin merkezdeki eski ilkokul, hastahane, özel idare ve diÄŸer kamu kurumlarının da merkezden uzaklaÅŸtırarak tur otobüsleri için park ve yeni alışveriÅŸ merkezleri yapacağını öÄŸrendim. Bir kuyumcu Antalya ilinde 900‘e yakın kuyumcu bulunduÄŸunu bunun 150 kadarının il-içi talebe, 750‘sinin turistlere hizmet ettiÄŸini, kent merkezindeki kuyumcuların Denizli, Konya ve Ä°stanbul (Kapalıçarşı) esnafıyla birlikte çalıştıklarını söyledi. Kent merkezinin kuyumculuk için çok elveriÅŸli olduÄŸunu anlattı. Olay açıklanıyordu. Kiralarda kuyumcularla yarışamayan çanta, ayakkabı, giysi, hediyelik eÅŸya vb. seyrek perakendeciler görece düÅŸük kiraları ve merkezi konumunu dikkate alarak, sebze halini iÅŸgal ederek yer sorunlarının hafifletebilmiÅŸler. Önceleri pazarın dış cephesinde baÅŸlayan iÅŸlev deÄŸiÅŸimi, hızla yayılarak, çok sayıda sebzeci ve balıkçının pazardan ayrılmasına veya iÅŸ deÄŸiÅŸtirmesine yol açmış. DeÄŸiÅŸime direnenler ise fotograflara yansıyan ÅŸaşırtıcı birliktelikleri ÅŸekillendirmiÅŸlerdi.

“Acemi” köÅŸe yazarınızın ilk öyküsü burada bitiyor.

Yılda 5-6 milyon düzeyindeki organize turist akımının kentin merkezi iÅŸ alanının yerleÅŸik yapısı ve iç düzeni üzerindeki etkisini görmeye baÅŸlıyoruz. DoÄŸu garajı çarşısına bir gelen bir daha gelmediÄŸinden, iÅŸlevsel baÄŸdaÅŸmazlık ilkesi anlamını yitiriyor, “Peynirci" tabelası da bir yazıdan öte anlam taşımıyordu. Ancak abartmayalım bu örnek geçici. Yakında ilan edilecek DoÄŸu Garajı kentsel tasarım yarışmasından sonra ortadan kalkması bekleniyor. Ancak, -gerçekleÅŸtiÄŸi takdirde- Antalya kent merkezinde tasarlanan “kapsamlı imar operasyonunun” 5-6 milyon düzeyindeki turist akımı nedeniyle önceden kestirimi güç dönüÅŸümlere yol açması beklenmeli. Antalya‘da kent merkezini “yabancı misafirlere” eriÅŸilebilir kılmayı amaçlayan yeni trafik park ve çarşı düzenlemeleri, kentin yerlilerini merkezden uzaklaÅŸtırarak, kent sakinlerinin kullanmadığı bir “kent merkezi” merkezi kullananların da o kentte yaÅŸamadığı yeni bir kent ekolojisi oluÅŸturacaktır. Küresel turizmden giderek daha yüksek pay alan Antalya’da kentsel dönüÅŸüm süreçleri, “kendi haline” bırakılırsa, “yaÅŸam kalitesini” düÅŸürebilecektir. Bu konuda, Mimarlar Odası Antalya ÅŸubesinin ve diÄŸer sivil toplum örgütlerinin bu dönüÅŸümleri düzenli izleyerek geliÅŸtirdiÄŸi karşı önerilerin ve hukuk mücadelelerinin önemi açıkça ortaya çıkıyor. Bu yasal mücadele süreci, kentsel yaÅŸam kalitesini yükseltmeye yönelik yeni planlanma stratejilerinin formülasyonunu kolaylaÅŸtırabilecektir. Castells’in “Yerler mekanından Akımlar mekanına geçiÅŸ “ ÅŸeklinde ifade ettiÄŸ küresel dönüÅŸümün yerel sonuçları, beklenmedik biçimlerde karşımıza çıkabiliyor.

2005 Mart'ında Antalya DoÄŸu Garajı çarşısındaki gezinti sırasında gözlediÄŸim “Balıkçı-Çantacı” komÅŸuluÄŸu üzerine bunları düÅŸündüm. Arkitera’daki dostlar köÅŸe yazarınızın yazı yazmasında israrlı olurlarsa bir baÅŸka yazısında buluÅŸmak umuduyla.

*Alus, S. M. (1994) “Eski Ä°stanbul’un MeÅŸhur Lokantaları”, Ä°stanbul Yazıları içinde. Erol Åž. Erdinç, Faruk Ilıkan (derleyenler) Ä°stanbul Büyük Åžehir Belediyesi , sayfa 269

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "V", küçük harf "y", küçük harf "w", sayý üç, büyük harf "V", büyük harf "E"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız