Gündem

Diktatörlük ve Mimarlık

Tarih: Kasım 2008 Kaynak: Wikipedia, Baunetz, German-architecture.info, German-architecture.info, Tel Aviv University, Dunaujvaros 2400, Vikilu.de Derleyen: Burcu Karabaş, Arkitera.com
Gruppo 7
1920’lerin sonunda İtalya’yı etkisi altına alan Rasyonalist - Faşist mimarlığın örnekleri, Luigi Figini, Guido Frette, Sebastiano Larco, Gino Pollini, Carlo Enrico Rava, Giuseppe Terragni, Ubaldo Castagnola ve Adalberto Libera’dan oluşan Gruppo 7 tarafından hayata geçirildi. En belirgin temsilcisi Giuseppe Terragni olan modernist yaklaşım ile temsilcileri Marcello Piacentini ve La Burbera Grubu olan gelenekselciler, dönemin en etkili mimarları oldu.

Mimarlar Pier Luigi Nervi, Giovanni Guerrini, Ernesto Bruno La Padula and Mario Romano tarafından tasarlanan Palazzo della Civiltà Italianaise, İtalyan faşist mimarlığının ikonlarından biir olarak kabul ediliyor.

Giuseppe Terragni (1904 - 1943)
Faşist dönemin önemli mimarlarından biri olan Giuseppe Terragni, Rasyonalizm başlığı altında gelişen İtalyan modernizm hareketine liderlik etti. Ülkenin en önemli binalarının mimarı olan Terragni, önde gelen bir rasyonalist ve faşist mimarinin önemli eserlerini tasarlayan mimari ekip Gruppo 7’nin kurucularından biriydi. Yeniden canlanan neobarok ve neoklasik akımlardan mimarlığı uzak tutmaya çalışan Terragni ve ekip arkadaşları, 1926 yılında bu konuda bir manifesto da yayınladı.

13 yıllık kısa kariyerinde önemli tasarımlara imza atan mimarın çoğu İtalyan modern hareketin merkezi olarak görülen Como’daki binalarından biri de Casa del Fascio. Uluslararası Stil’e paralel olarak 1932 - 36 yılları arasında inşa edilen binanın freskleri, soyut sanatçı Mario Radice tarafından yapıldı. 1938 yılında ise mimar, Mussolini yönetimindeki diktatörlüğün isteği üzerine, İtalyan şair Dante Alighieri için Danteum anıtını tasarladı. Mimar, tasarımında şairin ünlü eseri İlahi Komedya’dan esinlendi.

Son tasarımlarında modern yaklaşımların yanı sıra daha belirgin bir Akdeniz etkisi gözlemlenen mimar, 1943’te Como’da hayatını kaybetti.

Adalberto Libera (1903 - 1963)
İtalya’daki modern hareketin bir diğer önemli temsilcisi olan Libera, henüz mimarlık eğitimini tamamlamadan “Rasyonel Mimarlık için İtalyan Hareketi”nin (Movimento Italiano per l'Architettura Razionale - M.I.A.R.) kurucularından biriydi.1927’de Mies van der Rohe tarafından Stuttgart Sergisi’ne katılması için davet edilen Libera, oldukça yetenekli bir mimar olarak tanımlansa da, bulunduğu konuma politik zekasıyla ulaştığı söyleniyor. Kurucusu ve daha sonra sekreteri olduğu M,I.A.R. sayesinde, Roma’daki faşist yönetimin önde gelen politikacılarıyla yakın ilişkiler kuran Libera, Mussolini’nin modernizasyon programları doğrultusunda alınan yüzlerce binanın inşaat kararını çıkaran komisyonla da ilgiliydi. Bu durumun sonucu olarak, faşist yönetim boyunca oldukça başarılı bir kariyeri oldu ve 1930’ların önemli modern binalarının tasarımını yaptı.

Tasarımları arasında en önemlilerden biri, Roma’nın EUR bölgesinde, modernizm ve neoklasisizm arasındaki ince çizgide duran Palazzo dei Congressi.

Faşist dönemde, tümü partiye katılmaya zorlanan İtalyan mimarlar arasında en başarılı olanlar, önemli konumlara getirildi. Çağdaşları Giuseppe Pagano ve Giuseppe Terragni gibi, Libera’nın da döneme damgasını vuracak binalara imza atması, partiyle olan yakın ilişkileri sonucu mümkün oldu. Faşist rejimin sona ermesinden sonra, Libera da çoğunluk gibi bir bocalama döneminden geçti. Toparlandıktan sonra çeşitli konut ve ofis projeleri geliştiren Libera’nın faşist yaklaşımlardan uzaklaştığı görüldü.

Marcello Piacentini (1881 - 1960)
Mimar ve kent teorisyeni Marcello Piacentini,henüz 26 yaşındayken Bergamo tarihi kentini yenileme projesinin başına getirildi. Hemen hemen tüm İtalya’da projeleri olan mimar, en çarpıcı eserlerini diğer ekip arkadaşları gibi Faşist Parti yönetimi sırasında tasarladı.

Basitleştirilmiş bir neoklasisizmi yansıtan Piacentini’nin eserleri, Novecento Italiano (1922’de İtalya’da başlayan bir sanat hareketi) grubunun neoklasisizmi ile Gruppo 7’nin rasyonalizmi arasındaki bir orta yol olarak tanımlanıyor. Mimarın aralarında Università di Roma La Sapienza ve tasarımını tek başına yapmasa da Mussolini tarafından bizzat seçildiği EUR Bölgesi bulunan tasarımları, Roma’daki faşist mimarinin çıkış noktası haline geldi. Livorno Yenileme Projesi, Museo Nazionale della Magna Grecia, Via della Conciliazione ve Roma Opera Binası’nın restorasyonu ise, projelerinden bazıları.
La Sapienza Üniversitesi Kent Planlama Bölümü’nde bölüm başkanlığı ve öğretim üyeliği de yapan Piacentini, faşist rejimin yıkılmasından sonra mimarlık yapmadı.

Angiolo Mazzoni (1894 - 1979)
1920’li ve 30’lu yılların en başarılı mimarlarından biri olan Angiolo Mazzoni, bu dönemde aralarında posta ofisleri ve tren istasyonları da bulunan birçok kamu binası tasarladı. 1930’larda Fütürizm hareketine katılan mimar, aslında herhangi bir modern İtalyan hareketiyle ilgili değildi. Stilinde 19. yy eklektizminden etkiler görülen Mazzoni, uzun yıllar boyunca mimarlık eleştirmenlerinden ilgi görmemesine rağmen, bugün modern dönemin İtalyan mimarları arasında en önemlilerinden biri olarak gösteriliyor.

Mussolini hükümetinin İletişim Bakanı’nın kızıyla evlenen Mazzoni, mimar olmasının yanı sıra politik olarak da aktifti. O da, faşist dönemin diğer ünlü mimarları gibi başarısını hükümetle arasındaki bu yakın ilişkilere borçluydu. Faşizmin tüm İtalya’da pozitif algılanması için mimarlığı ikna edici bir araç olarak kullanan Mazzoni, İletişim Bakanlığı ve Devlet Demiryolları İşletmesi’nin baş mimarıydı. Bu iki teşkilat, 1920 - 1940 yılları arasında yoğun bir şekilde hayata geçirilen faşist inşaat projelerinin üretildiği en önemli birimlerdi.

Mimarın tasarımlarına tipik bir örnek olarak, Trento Tren İstasyonu verilebilir. İstasyon, mimarın döneminin fonksiyonalist yaklaşımını yorumladığı, cephedeki tekrarlanan pencereler ve dinamik strüktürel yapısıyla da fütürist yaklaşımı yansıttığı bir tasarım.

Mazzoni’nin tüm İtalya’ya yayılmış yüzlerce iletişim binası ve tren istasyonu var. Mimarın dayanıklı konstrüksiyon tekniği sayesinde hala iyi durumda olan yapılar, bugün kullanımda. Faşizmle olan yakın ilgisi nedeniyle çağdaş İtalyan mimarlık çevrelerinin mimarın önemini anlayamadığı ve bunun bir sonucu olarak birçok yapısının savaş sonrası dönemde yıkıldığı veya çürümeye terkedildiği, Mazzoni hakkında çok sık duyulan bir yorum. Savaş sonrası İtalya’dan Güney Amerika’ya giden mimar, faşizm konusunda ısrarını sürdürse de tekrar aynı başarıyı yakalayamadı.

Guiseppe Pagano (1896 - 1945)
Asıl soyadı Pogatschnig olan ve bugün Macaristan’ın bir bölgesi olan Pore?’de doğan mimar, İtalyanca öğrendikten sonra 1. Dünya Savaşı’ndaki İtalyan Ordusu’na katıldı ve soyadının İtalyanca’sı olan Pagano adını aldı. Savaştan sonra nasyonalist ve faşizm öncesi politik çalışmalara katılan Pagano, ilk faşist partilerden birinde de kurucu olarak görev aldı. 1920’lerin sonunda ilk tasarımlarını yapmaya başlayan mimar, 1931’de La Casa Bella dergisinde çalışmak için Milano’ya gitti.

Basında rasyonalist mimarlığın savunuculuğunu yapan mimar, 1930’lu yılların sonunda faşist rejimden uzaklaştı ve faşizme alternatif mimari anlatım teknikleri geliştirdi. Faşist Parti’deki konumu ve mimarlar arasındaki ünü, dönem yapılarını ağır eleştirilere maruz bırakabilmesi için ona cesaret veriyordu. İlerleyen yıllarda partiden ayrılan ve direnişçilere yaklaşan mimar, bu nedenle yakalandı ve hapse atıldı. Birçok kez farklı hapishanelere nakledildikten sonra 1945 yılında Almanya’da bir toplama kampında öldü.
İmaj Galerisi
Diktatörlük ve Mimarlık
Diktatörlük ve Mimarlık
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.