Gündem

Utarit İzgi

Haydar Karabey'den
Utarit İzgi: Otantik bir öğrenci görüşü
Arredamento Dekorasyon, 1997/01, Sayfa: 68

Bizim okuduğumuz Akademi'nin egitim sistemi içinde, mimarın oluşum sürecinin görünürde, iki temel dayanağı vardı. Biri standart dersler, diğeri de atölyeler. Ancak, her yerde bulunabilecek bu öğelerin dışında ve ötesinde, o olağanüstü mekanın, yüzyıllar boyunca duvarlarma sinmiş bir "genius loci", bir varoluş duygusu da gizliden kendini hissettiren, ama çok güçlü bir belirleyici idi. Bu soyut gibi görünen gizli güç elbette yalnızca Sedad Hakkı Eldem tarafından kurgulanan mekandan, Boğaz'dan yansıyan ışıktan, yılların birikimini sunan kitaplıktan (önemli bir yangın geçirmiş olmasına karşın), eskimiş atölyelerden, yer yer karşımıza çıkıveren Bauhaus mobilyalarından kaynaklanmıyordu. Yer duygusunun asıl ve en önemli bileşimi, o olaganüstü insan faktörü idi: Renkli- canlı, dinamik öğrenci yapısı ve belki de bir dönemin son temsilcileri olan o olağanüstü insanlar... Bedri Rahmi, Şadi Çalık, Sedad Hakkı ve anmaya doyamadığımız diğerleri.

Utarit İzgi de belki bu dönemin son temsilcilerindendir "çağdaş mimar kimliği"nin canlı bir örneği olarak... Varolma biçimi, tavrı, bakışı, sesi, asistanları ile, ögrencileri ile ilişkileri (bugün kim her sabah asistanlarının elini sıkıyor acaba?) giyimi, kalemleri... Kısaca, kimliği oluşturan tüm göstergeleri ile... Bazı şeyler yalnızca hissedilebiliyor, anlatılamıyor doğrusu... Ancak, şunu bir kez daha vurgulamalıyım: Bugünün öğrencilerinin star ilan edip tapındıkları, Hadid, Eisenman, Graves gibi başka adreslerde aradıkları bu kimlik; yetkinlik, görgü, onur ve güçlülük olarak bizzat bizim karşımızda idi.

Bunun ne denli önemli oldugunu bugün (belki post-YÖKİst dönemde) kimliksizleşen, tekdüzeleşen, yavan bir öğretim sistemine indirgenmiş üniversiter ambiansı yaşayanlar kavrayamayabilirler. Bugünleri öngörebilen Utarit İzgi, gelişimine bunca emek harcadığı Akademi'yi 1975'lerde terk etti. Zorlu bir dönemin, 1968'lerin enerjisinin Akademi'deki eğitime pozitif biçimde yansımasının "mimar"larından biriydi. Bunalımlı yıllarda o ve onun gibileri öğrencilerle - daha dogrusu gençlerle diyelim- yapıcı ve anlayışlı ilişkileri, o muhteşem Akademi geleneğinin çagdaş, katılımcı bir modele dönüşmesine katkıda bulundu. Çagdaş, çünkü, temel sanat ve temel tasarım kavramlarının eğitime girmesi o dönemdedir. Katılımcı, çünkü, öğrenci temsilcilikleri, asistan temsilcilikleri o dönemde kuruldu, açık tartışma, açık değerlendirme jürileri oluştu.

Utarit İzgi ile zorlu ve sert başlayan ilişkimiz (İnce Yapı sınavında "bu işi hiç bilmediğim" gerekçesi ile sınavdan atılmam) daha sonra atölyesinde iki kez proje hazırlayıp tam not alabilmemle mutlu bir biçimde sürdü. Proje yaptırma yöntemi; sorgulama- düşünme- tartışma- analiz- kriter- alternatifler üretme- değerlendirme- geri besleme- çözüm- başka çözüm süreçlerinden oluşan kartezyen/dialektik nitelikte ve sürekli atölye çalışmasına dayalıydı. Aynı temel eğitimi aldığımız için (Galatasaray Lisesi) bu bana yabancı gelmemişti. Utarit İzgi'ye göre, öğrenci eğer bir üniversitede olduğunun farkında ve mimar olmaya da kararlı ise, zaten kendisi bilgiye ulaşacak, araştıracak, öğrenecektir. Hocanın esas görevi sormak, sordurtmak, belli etmeden yönlendirmek, karşısındaki potansiyel enerjinin smırlarını zorlamaktır. Sorunlar önce zihinde çözülecektir. Bir tür kavramsal mimariye yönlendirme yani... Bugün bile sürdürmeye çalıştığım bir yöntem.

Gelişmiş insanın temel varoluş nedeni yaşam alanını genişletip, çevresini daha iyiye dönüştürmekse, Utarit İzgi bu görevi, mimar olarak, eğitici olarak fazlasıyla yapmış, bir döneme olumlu damgasını vurmuştur. Kendisine büyük bir teşekkür borçluyuz.
Utarit İzgi
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Utarit İzgi
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.