Haberler

'Mortgage geliyordu', gelemedi'!

Tarih: 14 Temmuz 2006 Kaynak: Radikal Yazan: Uğur Gürses

Son bir yıllık dönemde bankaların müşterilerine kullandırdığı konut kredilerinin tutarı kabaca 11 milyar dolara ulaştı. Önceden de yazdığımız gibi, konut kredilerinde bu denli hızlı artışın nedeni, bankacılık kesiminin topladığı kaynağın (mevduat) maliyetinin çok düşmüş olması değildi. Bankaların yurtdışından sağladıkları düşük faizli YTL cinsi uzun vadeli fonlar, bu kredilerin düşük faizle kullandırımını olanaklı kılmıştı.

Ekonomideki iyileşme ve beklentilerdeki olumlu havaya, 'mortgage geliyor; 2006'da başlayacak gazı' ilave olunca, 'konut almaktan korkma, geç kalmaktan kork' psikolojisi egemen kılındı. 'Kapanın elinde kalacak' güdüsü emlak balonunu yaratmakta geç kalmadı.

Hızla artan talep, başta ikincil piyasada etkili olurken, inşaat şirketleri konut üretimi için kolları sıvadılar, 'maketten ev satma furyasına' tanık olduk. Ancak, üretim sürecinin kendi yapısı gereği, yeni konut arzının piyasaya girmesi zaman alacaktı.
Nedeni ne olursa olsun, mali piyasada ortaya çıkan dalgalanma 'balonun gazını almaya' başladı. Öyle ki, aylık yüzde 1'lik kredi veren kalmadığı gibi kredi almaya hevesli olan da kalmadı. 'Gaz verilen dönemde' yapımına başlanan konutlar piyasada satılabilir (teslim edilebilir) hale gelince arz baskısı da kendini gösterdi.

İşin 'hesap' tarafına gelince, konut üreticileri, inşaatçılar, 'hayatın hep böyle devam edeceği' gibi bir 'iyimserlikle' üretime soyunurlarken, bir de dünyadaki emtia fiyatlarındaki yükselişle karşı karşıya kaldılar. Demir, bakır, alüminyum ve beton fiyatında yüksek artışlar, döviz kurundaki artışla birlikte 'katmerlendi'. Şimdi 'acaba yüzde 5'lik stopaj indirilemez mi?' demeye başladılar bile. Eski alışkanlıkların eski kuralı çalışmaya başladı: 'Kazanç bireyseldir. Zarar edersek, devlet buna ortak olmalıdır'!

Bize kalırsa, emlak piyasasında henüz 'kötüyü' görmedik. Eylül-ekim aylarında arz-talep dengesinin geleceği nokta, fiyatlar üzerinde daha fazla baskı oluşmasına yol açabilir.

Gelmek istediğimiz nokta şu, dünyanın hiçbir yerinde yönetim erkini elinde tutan siyasetçi ve kamu otoritesini temsil eden teknokratlar varlık fiyatları üzerine konuşmazlar, varlık fiyatlarını etkileyecek, portföy tercihlerini yönlendirecek sözler sarf etmezler.

'Mortgage geliyor, 2006'da başlayacak, herkes ev sahibi olacak' biçimindeki sözler, ülkemizde söylendi. Ucuz kredi olanakları da piyasada bir süreliğine olanaklı olunca, normal koşullarda daha uzun vadede tanık olmamız gereken bir sürece çok kısa sürede tanık olduk. Örneğin, İstanbul'da 1999 depremi öncesi fiyatların iki katına ulaşıldı. Herhangi bir nedenle, 'balonun şişkinliğinin' azalması kaçınılmazdı.

Şimdi arz fazlası kendini gösterince inşaatçılar ağlamaya başladılar. Orta vadede ise sıra şişmiş fiyatlardan konut alanlara gelecektir.

'Ankara'da mukim olanlar' ise aman 'bu kış mortgage gelecek' demesinler, zira kendilerine 'kızgın' bir ahali bulabilirler!

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.