Arkeologlar Derneği, Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği ve Müzeciler Derneği, ortak açıklama yaparak 'müzelerde yaşanılan olumsuzluklardan müzecilerin sorumlu tutulmasını' eleştirdi. Basın yayın kuruluşlarında 'Müze Soygunları' ifadesiyle birçok haber, yorum ve tartışma yer aldığı kaydedilen açıklamada, konuyu bilen bilmeyen birçok kişinin araştırma ve inceleme yapmadan, olayları ve gelişim süreçlerini incelemeden, sığ ve eksik bilgilerle fikir belirttiği ileri sürüldü.
Müzecilere hak etmedikleri karalama kampanyasıyla yargısız infaz yapıldığı iddia edilen açıklamada, 'Birkaç kabul edilemez örnek tüm müzecilere mal edilmektedir' denildi. Müzelerin ve müzecilerin durumunu en iyi bilmesi gereken yetkililerin, kendi so-rumluluklarındaki müzelerde yaşanan sorunların nedeni olarak müzecileri göstermiş olmalarının büyük üzüntü yarattığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu ülke yıllardır, müzelerin gerçek sorunlarını bilmeyen, kendilerine iletilen sorun ve çözümlere kulaklarını tıkayan, yüreklerinde bunu hissetmeyenlerce yönetilmiştir. Ekonomik durumu bahane ederek müzelere yıllardır ödenek ve personel vermeyen iktidarları ve geçmişi değerlendirmek yerine; bugüne değin seslerini duyuramayan, müzecileri suçlamak gibi kolay ve basit bir yol seçilmektedir. Bugünlerde kıyısından köşesinden gündeme gelen sorunlar aslında 1980'Ii yıllardan beri müzeciler tarafından kurumlarına zarar gelmesin diye medyaya taşınmamıştır.
Müzeciler gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderdikleri resmi raporlarda, gerekse yapılan resmi ve bilimsel toplantılarda sorunları tespit ederek dile getirmiş ve çözüm önerileri sunmuşlardır." Açıklamada, 1998 yılında Sayıştay Başkanlığı'nca hazırlanıp, başta Kültür ve Turizm ile Maliye Bakanlıkları olmak üzere ilgili tüm kuruluşlara iletilen 'Müzelerin Faaliyetlerinin İncelenmesi' konulu raporda sorunların kaynağının açıkça görüldüğü ifade edilerek, yetkililerin rapora duyarsız kaldıkları iddia edildi.
'Yaşanılan durumun sorumlusu bekçisi, güvenlik görevlisi, teknik donanımı, uzman personeli, kütüphanesi olmayan müzelerde; tek başına hem müdür, hem uzman, hem depocu, hem evrak memuru, hem kütüphaneci, hem de biletçinin görevlerini yürütmekte görevlendirilen müzeciler asla değildir' denilen açıklamada, müzelerin tüm olanaksızlıklara rağmen ayakta durduğu kaydedildi. Müzelerde uzman personel sorunun dikkat çekici boyuta ulaştığının belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi: "Eleman bulamamaktan şikayet edilmekte ise de müzelerde görev alacak dallarda eğitim almış yüzlerce işsiz üniversite mezunu, yüksek lisans ve doktoralı gencimiz bulunmaktadır. Bu insanlar Kültür ve Turizm Bakanlığı eleman almadığı için eğitimlerinin dışındaki işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Müzelerin büyük çoğunluğunda eleman yetersizliğinin yanında fiziksel yapı ve teknik donanım son derece yetersizdir. Müzeciler bilgiye ulaşacak tekniklerden yoksundurlar. Sorunlar giderilmeye çalışılacağına sorunun kaynağı olarak müzeciler gösterilerek, müzelerin yerel yönetimlere devredilmesinin gerekçeleri hazırlanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunan kanun teklifi, müzelerin sorunlarını çözmeye yönelik değil, müzelerin belediyelere ve özel idarelere devrine yönelik bir kanun teklifidir. AA
'Canımız da, Tarihimiz de Riskte'
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra yağmalanan Bağdat Müzesi'ndeki Türk tarihi eserlerinin varlığına ilişkin sağlıklı bir bilgi yok. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bu konuda büyükelçiliğe ulaşmış bilgi olmadığını, asayişin olmadığı ortamda bu eserlerin takibi ve restorasyonu bir yana Irak'taki dışişleri personelinin hayatının korunmasının bile zor olduğunu söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'a müdahalesinin ardından Bağdat Müzesi'nde ve Irak'ta bulunan ve sayıları binlerle ifade edilen Türk tarihi eserleri kaderine terk edilmiş durumda. Bu eserlerin akıbeti hakkında yetkililerin de haberinin olmadığı ortaya çıktı. Bakan Gül, "Irak'ta hakim olan asayişsizlik ortamı, Osmanlı eserlerinin durumunun takibi ve restorasyonu bir yana, günlük mesainin ifası ve personelimizin hayatlarını muhafazayı dahi müşkül kılmaktadır" dedi.
Kaderine terk edilen binlerce yıllık tarihi eserimiz durumu TBMM gündemine taşındı. Konuya ilişkin yazılı soru önergesi veren CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğ-du "ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra yağmalandığı söylenen Bağdat Müzesi'ndeki Türk eserlerinin akibeti ne olmuştur? Hangi eserlerimiz zarar görmüştür? Irak'taki Türk eserlerinin korunmasına yönelik olarak her hangi bir tedbir alınmış mıdır?" sorularının cevaplandırılmasını istedi. Bakan Gül, Bağdat Büyükelçiliği'nden aldığı bilgiler doğrultusunda konuya ilişki şu bilgileri verdi: "Bilindiği üzere Irak'ta hakim olan karmaşa ve asayişsizlik ortamı, Osmanlı eserlerinin durumunun takibi ve restorasyonu bir yana, günlük mesainin ifası ve personelimizin hayatlarını muhafazayı dahi müşkül kılmaktadır."
Bağdat Müzesi'nde savaştan önce sergilenen ve askeri harekatı izleyen yağma döneminde zarar gören Osmanlı tarihi eserlerinin varlığına ilişkin Büyükelçiliğe ulaşmış bir bilgi olmadığını da belirten Bakan Gül, 'İmkânlar elverdiği ölçüde, konu Büyükelçiliğimiz tarafından izlenmeye devam olunacaktır' dedi.
'Bu Kamuoyunu İlgilendirmiyor'
Bakan Koç '700 arkeolog açığı var' dedi; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bilgi Edinme Kanunu kapsamındaki 'nerelerde arkeolog eksikliği var' sorusunu, 'kamuoyunu ilgilendirmediği' gerekçesiyle yanıtlamadı. Bakanlık'a başvuran arkeologlar da 'açık yok' yanıtı alıyor.
Mevcut Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yapılan başvuruda, hangi birimlerde arkeolog eksikliği bulunduğu sorusunu, kamuoyunu ilgilendirmediği gerekçesiyle yanıtlamadı.
Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yapılan başvuruya , dün yanıt veren Bakanlık'ın Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, kanunun "Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile ilgili kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır' maddesini gerekçe göstererek' hangi şehir veya birimlerde Arkeolog açığının bulunduğu hakkında bilgi verilememektedir" dedi. Arkeologlar atamaların açığı karşılamayacağı görüşünde müzelerde yaşanan tarihi eser kaçakçılığı olayları üzerine bir kez daha gündeme gelen, arkeolog eksiği ve Kültür Bakanlığı politikaları, üniversitelerin Arkeoloji bölümlerinden mezun çok sayıda genci yakından ilgilendiriyor.
Mezun oldukları bölümlerin direkt kapsamında olmasına karşın, müzelerde iş bulamayan arkeologlar, Bakan Koç'un '700 arkeolog eksiğimiz var' açıklamasından sonra, müzelere uzman alımı yapılacağı yönünde beklentide.
Kültür Bakanlığı'na bağlı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlü-ğü'ne (DÖSİMM) başvurarak, sözleşmeli arkeolog olarak çalışma isteğinde bulunan arkeologlar, 'açık kadro bulunmadığı' gerekçesiyle dilekçelerine olumsuz cevap alıyorlar. KPSS puanlarına göre, müzelere atama yapılmasını bekleyen arkeologlar, yapılacak atamaların Bakan'ın açıkladığı sayıyı karşılamayacağı konusunda neredeyse hemfikirler.