Japonya'da kuruluşların hizmetine sunulan deprem erken uyarı sistemi, olası bir deprem hazırlığındaki İstanbul'da bir türlü hayata geçirilemiyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından yıllar önce hazırlanan sistem sahipsiz kaldı. Kamu şemsiyesi altında uygulanabilecek erken uyarı sistemine, şemsiye görevi üstlenecek bir kurum bulunamıyor.
Erken uyarı sistemi devreye girebilse, olası bir depremde risk altındaki İstanbul'da, afetin zararlarını en aza indirmek mümkün. Bu sayede yüksek gerilim hatlarındaki elektrik, bilgisayarın bir tuşuna basarak kesilebilir. Böylece fabrikaların, santral ve rafinerilerin çalışması, metro ve banliyö trenleri durabilir. Doğalgaz şebekesi devre dışı bırakılabilir.
Erken uyarı sistemini devreye sokmak, ancak bir kamu kuruluşunun şemsiye görevi üstlenmesiyle mümkün. Bu görevi üstlenecek iki kurum var: İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi. Ancak iki kurumdan da ses çıkmıyor. Yani kent için hayati önemi olan bir sisteme şemsiye görevi üstlenecek bir kurum bulunamıyor. Valilik “somut bir talep gelmedi” diyor, Kandilli Rasathanesi ise valilikten cevap bekliyor. Valilik “doğalgaz şebekesi sisteme uyarlanmadı” diyor, Kandilli sistemi kendi olanaklarıyla geliştirmeyi sürdürüyor. Üstelik sistem hayata geçebilse Japonya'da olduğu gibi kurum ve kuruluşlar da deprem önlemi alabilecek. Çünkü sistem hasar yapıcı şok dalgasını 1 saniye ile 15 saniye arasında belirleyip otomatik sinyal yardımıyla sinyali kullanacak birimlere iletebiliyor. Bu da yangın alarmının devreye girmesine, kentin elektirik, su ve doğalgaz şebekesini kontrol altına almaya yetecek bir süre.