Haberler

TEMA Vakfı Ağaçlandırma Sorumlusu Mehmet Bal:Orman için ağaç dikmek yetmez

Tarih: 5 Eylül 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Bahar Erkum
Türkiye, küresel ısınmanın da etkisiyle aşırı sıcak geçen Ağustos'ta yaklaşık 5 bin hektar ormanlık alanını, yangınlarla kaybetti. Bu alanların Orman Bakanlığı ve sivil insiyatifler tarafından ağaçlandırılacak olması ise birtakım endişeleri beraberinde getiriyor. Bunların başında ağaçlandırma alanlarının orman vasfını ne kadar sürede kazanacağı ve ağaçlandırmanın hangi kriterlere göre yapılacağı uar. Tüm bunları, Tema Vakfi Ağaçlandırma Sorumlusu Mehmet Bal'la konuştuk. 

Orman ve ağaçlandırma alanı arasındaki fark nedir?

Orman tesadüfen yanyana gelmiş ağaçların oluşturduğu bir topluluk değil. Orman; otsu odunsu tüm bitkilerin, hayvanların, toprağın, böceklerin, mikroorganizmaların, havanın, suyun, birbirleriyle ve iklimle ilişkilerinden oluşan bir ekosistem, adeta canlı bir organizma. Orman yangınları, neredeyse 100 yılda oluşan böyle bir ekosistemi çökertiyor. İnsan eliyle yapılan ağaçlandırmanın orman vasfını kazanabilmesi ise, bilinçli biçimde yapılmasına ve çok uzun yılların geçmesine bağlı. 

Bilinçli ağaçlandırma derken neyi kastediyorsunuz?

Her coğrafyanın, kendi koşullarında yaşama ve gelişme yeteneği olan türleri yarattığını bilerek, yöreye özgü türleri seçmek gerekir. Dikeceğiniz fidanın orada varolup olmadığına bakmalısınız. Ayrıca türün coğrafi yayılışı,

toprak yapısı, topografya ve iklim de dikkate alınmalı. Tek bir türün seçilmesi ise, biyolojik çeşitliliğimizi azaltacağı için risk oluşturmaktadır.

Yangınların ardından pek çok kez ağaçlandırma yapıldığını biliyoruz. Bakanlık, bugüne dek bu konuya nasıl yaklaştı?

Ağaçlandırmalarda çeşitli yanlışlar yapıldı. Elde varolan fidanlar, yöreye özgü olup olmadığına bakılmaksızın dikildi. Meşe ormanlarının içine sarıçam dikildi mesela, ya da burada doğal olarak varolmayan akasya seçildi bazen. Bu anlayışı, ülkemizin zengin biyolojik çeşitliliğini korumaktan ziyade; hızlı büyüyen türleri seçerek kaliteli odun üretimi ve bir an önce yeşillendirerek toprağı erozyondan koruma şeklinde açıkladılar.

Ağaçlandırma yerine, yanan alanı kendi haline bırakmak gerektiğini savunan yaklaşımlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yanan ormanların kendini yenileme yetenekleri vardır. Ama, bu o alanın mutlak koruma altına alınmasını gerektirir. Yanmış alanların insan baskısına kapatılması sonucunda, bir kaç yıl içinde orman yeniden filizlenir. Çünkü toprak altında bulunan tohumlar harekete geçerek, kendilerini yeniden üretirler. Üstelik bu kendiliğinden gelen fidanlar, elle dikilenlere göre kat kat dirençlidir.

Ağaçlandırma nerelerde yapılmalı?

Kendiliğinden fidan gelmeyen alanlara, yol ve yerleşim yeri yakınlarına insan eliyle fidan dikilebilir. Hatta yol kenarlarına servi gibi yangına karşı dirençli ve yaprak dökerek yanıcı ortam yaratmayan ağaçların dikilmesi, ileriki yangınlara karşı bir önlem olacaktır.

Yangınların yüzde 94'ünün insan eliyle çıktığını biliyoruz. Bu alanların konut, tesis gibi amaçlarla kullanılması ihtimali var mı?

Yanan ormanların 1-2 yıl içinde ağaçlandırılması yasalarla garanti altında. Ama bu alanlarda yerleşim yerlerinin oluşturulduğuna daha önce tanık olduk. Hatta sırf konut yapabilmek amacıyla kasıtlı yangın çıkarıldığını da biliyoruz. Yanan orman alanlarının, başka bir amaca hizmet etmemesi için her birimizin ilgili ve müdahil olması gerekiyor.

Ormanlarla birlikte arıcı da yandı
Türkiye orman yangınları nedeniyle sadece su ve iklim dengesi sağlayan doğal kaynaklarını kaybetmiyor; ormandan beslenen sektörler ve insanlar da bu yangınların faturasını ödüyor.

Dünya çam balı üretiminin yüzde 92'si-ni gerçekleştiren Türkiye'de, ağustos boyunca çıkan orman yangınları, arıcılık sektöründe de büyük kayıplara neden oldu. Yangınların çoğunun bal üretilen sahalarda çıkması yüzünden sektörün uğradığı zararın 2,5-3 milyon YTL olduğu tahmin ediliyor. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sarıoğlu, Türkiye'de, tamamı kullanılmadığı halde önemli bir arıcılık potansiyeli olduğunu belirterek, "Bal üretimimiz 70 bin ton, kovan başına ortalama bal üretimimiz de 16-17 kilogram seviyesindedir. Ülkemiz, dünyada anlı kovan sayısı itibariyle 2. sırada. Dünya çam balı üretiminin yüzde 92'si-ni biz karşılıyoruz. Düşünün, böyle bir potansiyele sahip ülkede, orman yangını meydana gelmesi ne kadar büyük bir zarar. Bizler ormanın birer parçayız. Bu nedenle orman yangınları sektörümüzde çalışanların yüreğini daha fazla yaktı," dedi.

Özellikle Muğla'nın Bodrum, Bursa'nm Kestel ilçesine bağlı Barakfaki beldesi ve Adana'nın Yüreğir ilçesindeki ormanların, adeta bal üretim merkezleri olduğunu dile getiren Sarıoğlu, yangınlar sonrasında bal üreticilerinin 2,5-3 milyon YTL gibi ağır ekonomik kayba uğradıklarını kaydetti.

Yangın faturası tüketiciye de çıkacak
Yurdun pek çok yerinde art arda yaşanan orman yangınları, tarım arazileri ve bağlar kadar zeytinlikleri de etkiledi. Kuşadası, Bodrum gibi Türkiye'nin zeytin üretiminin yoğun yapıldığı alanlarda yangından etkilenen zeytin üreticisinin mağduriyeti bir yana, zararın faturası tüketiciye de çıkacak. Zeytin üreticilerinin yoğun olarak faaliyet gösterdiği Ege Bölgesi'nde çıkan orman yangınları, üreticiyi vurmakla kalmadı; başta Kuşadası ve Bodrum yangınlarında zarar gören zeytinliklerin bir maliyeti de tüketiciye çıkıyor. Yangınların zeytin ve zeytinyağı üretimine olumsuz etkileriyle, bu yıl fiyatların yükseleceğini belirten Ta-riş üyesi zeytin üreticisi Hasan Turgut, yangınların zeytinyağı fiyatlarını yüzde 20-25 arasında arttıracağını savundu. Zeytinliklerin hali hazırda turizme ve ranta kurban edilmesiyle zaten gittikçe düşen zeytin rekoltesinin, yangınlardan sonra daha da azalacağını söyleyen Turgut, "Son yıllarda zeytincilikte ürün zaten giderek azalıyordu. Buna bir de yangınlar eklendi. Çok büyük zeytin alanları tahrip oldu. Düşen rekoltenin sonucunda, geçen yıl 6-7 milyona giden zeytinyağı fiyatlarının, bu yıl 8-8,5 YTL arasında olacağını düşünüyorum" dedi.

Zeytinleri yanan vatandaşlar mağduriyetlerinin giderilmesini istemiş, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ise yangınlar sırasında yaptığı incelemeler sırasında zeytincilerin uğradığı zararın karşılanacağını söylemişti.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.