Haberler

Kentler: Umudun Mıknatısları

Tarih: 3 Ekim 2006
Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü; Bileşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA) ortak ve paralel etkinlikleri olarak; “Dünya Mimarlık ve Habitat Günü” olarak kutlanıyor. TMMOB Mimarlar Odası yaptığı basın açıklamasında, 2006 yılı Dünya Mimarlık Günü’nde, 1996 Habitat II Konferansı’nın aktif bir katılımcısı ve 2005 yılında İstanbul’da yapılan UIA Dünya Mimarlık Kongresi’nin ev sahibi olan bir kuruluş olarak, ilgililerin ve kamuoyunun dikkatini yeniden “kentsel krize ve mimarlığa” çekiyor.

“BM tarafından “2006 Dünya Habitat Günü” için seçilen “Kentler : Umudun Mıknatısları” teması, Uluslararası Mimarlar Birliği tarafından da 2006 Dünya Mimarlık günü için benimsenmiş bulunmaktadır. Bu tema, son yıllarda kentlere doğru yaşanan göçün dünya tarihindeki en yoğun göçlerden biri olması ve kentleri yadsınamayacak ölçüde etkilemesi nedeniyle seçilmiştir. 1950 yılında dünya nüfusunun üçte biri kentlerde yaşarken, 2050 yılında bu oranın üçte ikiye çıkması ve 6 milyar kişiye ulaşmasının beklenmesi, konunun önemini ortaya koymaktadır.

Genelde insan yerleşmelerinin güncel durumunu yansıtmak, yeterli barınağa sahip olmanın herkes için temel bir hak olduğunu vurgulamak ve bu konuda tüm dünyanın ortak bir sorumluluğa sahip olduğunu hatırlatmak amacıyla oluşturulan Dünya Habitat Günleri’nin Uluslararası Mimarlar Birliği tarafından da ele alınmaya değer görülmesi, bu yılki tema çerçevesinde, mimarların tüm insanlığın barınma gereksinmesinin karşılanması süreçlerindeki yadsınamaz rollerini ve sorumluluklarını bir kez daha dile getirmeye olanak sağlamaktadır.

Kentlerin nasıl bir çekim noktası olduğu ve hangi umutların yeşermesine olanak sağladığı araştırıldığında, onların ulusal üretimin ve tüketimin, refah ve fırsatlara sahip olmanın merkezleri olduğu görülmektedir. Bir diğer deyişle kentler insanlar için bir değişikliğin, bir olumluluğun “daha iyi” nin sembolu olmaktadırlar. Bu girdiler kentlere göçlerin artmasına neden olmuş ve olağandışı bir büyüme içine girmişlerdir. Göç ve kentlerin büyümeleri arasında organik bir ilişki olduğu BM’in istatistikleri ile de saptanmış bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar kentlerin, geçmişte olmadığı kadar yoğun bir biçimde insanları çektiğini göstermektedir. Göçün hızı, dünyanın değişik bölgelerinde ayrı olmakla beraber, hemen her yerde kentler, çatışmalardan, insan haklarına yapılan tecavüzlerden, haksız kullanılan güçlerden kaçan insanların ulaşmak istediği yerler olmuştur. Bu eğilim diğer yandan kentleri suçun, değişik nitelikteki kirliliğin, sosyal yozlaşmanın da merkezleri olmaya götürmektedir.

Göçlerin olumsuz bir diğer yönü, kentlerin insanların rüyalarının olumsuzlukla bittiği yerler olmaya başlamasıdır. Umduklarını bulamayanlar, hak ettikleri insanca yaşamı elde edemeyenler, içinde etkin yer alma isteğiyle gelip bu yeni çevreye yabancılaşanlar, geleneklerine ve doğrularına aykırı davranışlarla karşılaşanlar, umutlarını ciddi olarak yitirmektedirler.

Ülkemizin de gündeminde kentlere göçün yarattığı olumsuzluklar önemli bir yer tutmaktadır. Bu olumsuzlukların yaşam kalitesinin hızla yitirilmesine, kentlerimizin ve yaşam alanlarının kimliksizleşmesine ve mekansal yoksulluğa yol açtığı bir çok platformda giderek artan bir yoğunlukta tartışılmaya başlanmıştır.

TMMOB Mimarlar Odası bu noktada kenti paylaşanların, kentlerde iyi bir şekilde yaşamaya, temiz su, sağlıklı ortamlar, ulaşım, elektrik ve diğer hizmetlere rahatça erişebilmeye hakkı olduğunu koşulsuz benimsemektedir. Kökenleri ve nedenleri gereği tümüyle ortadan kaldırılması olanaksız olan, kenti bir umut olarak görme eğiliminin doğru yönlendirilmesi sonucunda, kente göçen kişilerin umutlarına yanıt verecek, onları daha da mutsuz kılmayacak mekansal düzenlemelerin yapılmasında mimarların yadsınamayacak rolleri olduğuna inanıyor, bu konuda uygulanabilir çözümler oluşturmayı toplumsal sorumluluğumuzun doğal bir gereği olarak görüyoruz.

Bu ana yaklaşımımız çerçevesinde olumsuz kentsel yaşam çevrelerinin oluşmasında göçlerin etkisini yadsınmamakla beraber, mimarlık kültürü ile toplumun, mimarlık hizmeti ile kullanıcı arasındaki bağların giderek kopmasını da bir olumsuzluk olarak değerlendiriyoruz.. Bu noktada olumlu bir görünüm elde etmek için toplumsal ve kültürel yaşamımızda mimarlığı etkin kılmamız gerektiğine, kentlerin umutların gerçeğe dönüştüğü sağlıklı çevreler olmasında bu etkinliğin önemli bir yeri olduğuna inanıyoruz.

Bu dönem TMMOB Mimarlar Odası’nın gündeminde yer alan “Türkiye Mimarlık Politikasına Doğru Mimarlık ve Kent Buluşmaları”, etkinlikleri, kentlerin sağlıklı gelişmesine, yaşanabilir çevreler olmalarına verdiğimiz önemin göstergelerdir. Buluşmaların yapılacağı kent ve bölgeye özgü temalarla o kent ve bölgenin değerlendirileceği bu buluşmalarda, ulaşım, çevre sorunları, turizm, kültürel değişim, kıyı planlaması, sanayileşme vb. başlıkların yanı sıra “göç” olgusunu da ele almayı, bu olgunun kentler ve mimarlık yapıtları ile olumlu ve olumsuz ilişkilerini irdelemeyi planlamaktayız.

TMMOB Mimarlar Odası çeşitli ortamlarda dile getirdiği kimi politikalarının anahatlarını Dünya Mimarlık Gününde bir kez daha kamuoyuyla paylaşmayı anlamlı bulmaktadır:

Dünyamızın yaşadığı, oldukça yaşamsal kentsel ve çevresel sorunlara rağmen, uluslarararası güç merkezlerinin yönlendirdiği “küreselleşme” adı verilen bugünlerde, kentlerin tüketim merkezi olmanın ötesinde, doğrudan sömürü alanları haline getirildiğini görmekteyiz. “Kentsel dönüşüm” adı altında, insan, coğrafya ve olanaklar gözardı edilerek yapılan uygulamalarla, kentsel yaşam yok edilmekte, buna karşın kentlerin ve kentlilerin asıl ihtiyaçları yok sayılmaktadır. Kentsel krizin asıl sorumlusu olmalarına karşın, bugün bu krizden yararlanmaya yönelik organizasyonları dayatmaya çalışan bu politikalarla, geleceğin inşası olanaklı değildir.

Bu bağlamda herşeyden önce, yerleşmelerimizin gelişimi ve mimarlık ürünlerinin oluşumunun çağdaş-bilimsel planlama ve yapılaşma ilkeleriyle bütünleşmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz. Mimarlığı ve kenti olumsuz bir şekilde etkileyen çeşitli gelişmeler karşısında, mimar ve kentli dayanışması deneyimlerini, daha da geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı öngörüyoruz.

Mimarlık hizmetlerinin sunulduğu alanların başında kentlerimiz gelmektedir. Mimarlık ve kentsel sorunlar arasındaki ilişkinin geniş kesimlerce ağırlıklı olarak tartışılmaya başlanması, bu ilişkinin sağlıklı olarak gelişmesi ve sürdürülmesi için giderek artan sorumluluklar üstlenmemizi gerektirmektedir. Bu düşünceden hareketle kentlerimizin sorunlarını topluma karşı kamusal sorumluluklarımız çerçevesinde değerlendirmek ve uygulanabilir çözümler üretmek temel görevimizdir.

Ülkemiz mimarlığının ve onun örgütü olan Mimarlar Odası'nın, toplum nezdinde kanıtlanmış saygınlığı, tüm yönetsel ve ticari baskılara rağmen temel dayanağımız ve çıkış noktamızdır. Geleceğin insan odaklı sağlıklı yerleşmelerinin mimarları olma hedefinden asla vazgeçmeyecek, mesleğimizin varlık nedenini zayıflatma gayretlerine karşı kamu ve toplum yararına mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.