Fotoğraf: Altan Sinan Cebecigil
Doğan Yayın Holding Yayın Danışmanı ve İKSV Yönetin Kurulu Üyesi Nuri Çolakoğlu 25 Eylül Pazartesi günü İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” konulu bir seminer verdi. Sunum ve söyleşi İngilizce yapıldı.
13 ve 14 Ekim’de Resmi Açıklama
Şimdiye kadar geçen süreçten kısaca bahseden Çolakoğlu, Ekim ayının 13. ve 14. günlerinde kararın Avrupa Parlamentosu tarafından açıklanacağını söyledi. Böylece İstanbul, Macaristan’ın Peç ve Almanya’nın Essen kentleriyle birlikte 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olacak.
Geçtiğimiz Mart ayında Brüksel’de yapılan sunum ve savunmada yer alan Çolakoğlu; deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Jürinin sorduğu sorulara karşın yapılan savunmada, arkasında durdukları ana düşüncenin kent problemlerini kültürel ve sanatsal prodüksiyonlarla çözmek olduğundan bahsetti.
4 Elementin Kenti
Kaynaktan edinilen bilgiye göre projenin ana fikri, İstanbul’un “4 Elementin Kenti” başlıklı dosyasıyla, kendi gerçeğini görerek dünyayla bütünleşmesi. Kültürel etkinlikler hazırlanırken, “İstanbul” adının toprak, hava, su ve ateş kadar vazgeçilmez olması amaçlanıyor. Yaşamın sırlarını simgeleyen 4 elementi bu kentin özellikleriyle birleştiren etkinlikler, yine bu elementlerin adlarıyla anılan yılın 4 eşit zamanında gerçekleştirilecekler.
Buna göre;
1 Ocak – 20 Mart TOPRAK,
21 Mart – 21 Haziran HAVA,
22 Haziran – 22 Eylül SU,
23 Eylül – 31 Aralık ATEŞ, başlıklı zaman zarfları tüm yılı dörde bölmüş olacak
Kültürel, Sanatsal ve Kamusal Etkinlikler
Bütün bir yılın en çarpıcı etkinlikleri arasında Aya İrini’de ve Topkapı Sarayı’nda gerçekleştirilecek olan üç opera var. Daha geniş ve zengin bir program içerecek olan İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali çerçevesinde 3 Kadın – 3 İstanbul konu başlıklı üç farklı dans projesi gerçekleştirilecek. 3 Ülke, 3 Besteci, 3 Konser temalı bir başka organizasyon da göze çarpıyor. Köprüyü Geçmek; Boğaz’da onlarca etkinlik düzenlenecek. Başta Yıldız Teknik Üniversitesi olmak üzere İstanbul’daki yaklaşık 20 üniversite ile sanatçıyı izleyicisiyle buluşturup birlikte bir iş üretmek gibi kamu projeleri gerçekleştirilecek. Bütün bunlar belki de yapılacak olanların sadece onda biri.
Genel olarak tasarım ve sanat ağırlıklı işlerden oluşan program ilk başta sözü edilen İstanbul’u kendi gerçeğiyle yani var olan ve potansiyel problemleriyle yüzleştirmek için iyi bir araç olabilecek mi? Söyleşi sırasında öğrencilerden gelen sorulardan biri de; 2010 projesinin şu an devam etmekte olan kamusal ve kentsel projelerle ne kadar bütünleşebileceğiydi. Bir başka merak edilen ise üniversitelerde okuyan mimarlık ve şehircilik bölümü öğrencilerinin bu organizasyonda ne kadar yer alabileceği idi. Zira henüz geride bıraktığımız Mimarlık Kongresi biraz ani olmuştu. Çolakoğlu bu soruları olumlu yanıtladı ancak proje henüz fikir aşamasında olduğu için net bir şeyler söyleyemedi. Opera ve konserler gibi kent merkezinde düzenlenecek onlarca kültürel-sanatsal ve kamusal etkinliklerin ne derece halka ulaşıp ulaşmayacağını merak eden bir başka izleyici, bir öğrenci olarak kendisinin bu gösterileri izleyip izleyemeyeceğini sorduğunda; Çolakoğlu, “samimi olmak gerekirse bu işlerin parasal sebeplerden ötürü bir şekilde izleyiciye yansıyan bir karşılığı olacaktır” dedi.
Daha ayrıntılı bilgi almak için www.istanbul2010.org.tr internet adresini ziyaret etmek gerekiyor. Ana sayfada bulunan “İstanbul 2010 Tanıtım Kitabı” bağlantısının ucunda kitapçığın pdf formatlı dijital yayınına ulaşılabiliyor.
Takip