Haberler

Dönüşüm! "Ama sizinki değil"

Tarih: 24 Kasım 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Gürkan Akgün
Çok değil, geçtiğimiz pazartesi bir medya hanedanlığının "radikal" yerinde duran gazete, kentlerin "gecekondulardan kurtulacağını" manşetten herkese müjdeledi. Verdiği haber görünümlü "gayrimenkul sektörü bildirisi" Ankara Esenboğa yolunda yapılan "temizleme" çalışmasının özellikle İstanbul olmak üzere tüm Türkiye'de yaşanacağını öngörüyordu.

Aslında tam da Ankara'dan kentsel dönüşüm üzerine Şehir Plancıları Odası'nın düzenlediği bir sempozyumdan dönmüş, kime ulaştığı belli olmasa da basın bildirileri sunmuş, yolculukta dönüşüm mağduru mahallelilerle birlikte sahici, gerçek yaşamlara dair sohbetler gerçekleştirirken, başkalarının da boş durmadığını yüzümüze çarptı gazete sayfaları.

Dönüşüm gerçekten de oldukça tartışmalı bir konu. Bu sayfalarda da birçok kez değerlendirilip, incelemeye tabi tutuldu. Kısa da olsa kentleşme tarihimizin, deneyimimizin ürünü olarak karşımıza çıkan bu süreç hiç de üzerinde uzlaşılmış bir olguya işaret etmiyor. Kentsel alanlarda mücadeleler, kimi yerlerde barikatlar, kimi mahallelerde davalar, kimi semtlerde plan ve pazarlıklar, akademik ve mesleki camialarda hararetli tartışmalar günden güne değişik biçimlerde sürdürülüyor. Geldiğimiz bu noktada ise devlet, sermayenin kent merkezindeki manevra kabiliyetini arttırabilmek için kentsel dönüşüm yasa tasarısını gündemine almış durumda.

Hayatlara Kar - Zarar Hesabı
1950'ü yıllarda şehre gelen, ucuz işgücü olarak kentteki temel üretim faaliyetlerine şekil veren, devletin maliyet zorluklarına girmeyip, kentin uzak yerlerinde gidin yerleşin dediği mekânları yıllar sonra, eksikleri de olsa bir mahalle hüviyetine sokan, kendi yaşam alanlarını oluşturan gecekonduda yaşayan insanlarını; şehirlerin temizlenmesi gereken cerahatleri olarak gören bir yaklaşım bu. Tüm bu dönüşüm alanlarını belirlerken, insanları TOKİ adlı müteahhit şirketinin uygun gördüğü uzak diyarlardaki dairelere tıkıştırırken, kent merkezlerini yalnızca kendilerine layık görüp diğerlerini yok sayan bir yaklaşımın eseri bu. İnsanların barınma haklarını, yaşam haklarını "ekonomi" sayfalarından değerlendiren, hayatlarımızın her karesini iktisadi aklın, kâr-zarar hesaplarının, verimlilik kriterlerinin değerlendirmesine sunan bir zihniyetin ürünü bu. Aslında bir yandan da sele kapılıp giden hayatları maddi kayıpların gerisinde tutan bir söylemin türevleri.

Yine önümüzdeki haftalarda çıkacak yasanın, kentsel dönüşüm sürecinin taraflarına dair kent sayfasında dosya yazıları ve yorumlar yer alacaktır. Bu yüzden böyle geniş çaplı bir konuyu kısaca analiz etmek elbetteki bu yazının satırlarına sıkışabilecek bir muhteviyatta değil. Ancak yine de gayrimenkul yatırım ortaklarının değerlemelerine göre planlama yapılamayacağını, insanların yıllarca kurduğu büyüttüğü yaşamlara inşaat malzemesi üzerinden rayiç bedel verilemeyeceği, kentleri birbirinden ayıran duvarların bir gün hepimizin üzerine çökeceğini kestirebilmek güç değil.

Sermaye birikim krizine giren bir yapının kent merkezini keşfetmesi, kendiliğinden kentleşirken ses çıkarmayan devletin, sağdan soldan apardığı kavramlar, yasalarla bir ilerleme kaydedemeyeceğimizi kalkınma maceramızda zaten görmüştük. Uzaklara gitmeye gerek yok, ajandamızda birkaç sayfa geri dönmek yetecektir.

Bir sinir harbiyle yazıldı bu yazı. Zaten her geçen gün sinir uçlarımızda yanmalar, acımalar, kanamalar artmaya devam ediyor. Ancak burada, sakince, mahallelerin de söyleyebildiği şeyin peşinden gitmek gerek. "Dönüşüm! Evet, biz de istiyoruz. Ama bizim yok sayıldığımız, sesimizi duyuramadığımız projelerden değil".
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.