Haberler

İstanbul ormanlarına yasal yağma

Tarih: 15 Aralık 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Özlem Güvemli
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Erdin , İstanbul'daki orman yağmasının tohumlarının; 1970'li yıllarda başlayan orman özelliğini yitirmiş alanların orman dışına çıkarılmasını öngören 2B uygulamaları ile atıldığını, bu sürecin Turizm Teşvik Yasası, ormanların madencilik faaliyetlerine açılması, özel ormanlara yüzde 6'lık yapılaşma izni ile özellikle 1990'lı yıllarda ivme kazandığını vurguladı. İstanbul ormanlarının "yasal yollarla" yağmalandığına dikkat çeken Erdin, bu sürecin en korkunç örneklerinin de Koç Üniversitesi, Kemer Country, Acarkent, Casaba Evleri ve F1 pisti olduğunu söyledi. 1998-2002 döneminde Orman Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanlığı'nı da yürüten Erdin, Acaristanbul olayı

ile yeniden gündeme gelen kentteki orman yağmasına ilişkin sorularımızı yanıtladı. İstanbul ormanlarının uzun süredir yasal ve yasadışı yollarla yok edildiğini, kentin doğasının büyük bir yıkım altında olduğunu anlatan Erdin, "Yasadışı yollarla ormanların yok edilişi işgaller, kaçak yapılaşma, açmalar gibi uygulamalarla yapılıyor. Ancak Anadolu'nun herhangi bir yerinde orman köylüsünün toprak gereksinimi için orman işgali gerçekleştirmesi ile kıyılarda ve büyük kent çevrelerinde orman alanlarının işgali arasında büyük rant farkı var" dedi. Bu yasadışı işgallerin boyutlarının seçimden seçime değiştiğini belirten Erdin, asıl büyük orman yağmasının yasal yollarla gerçekleştirildiğini dile getirdi. Prof. Erdin, 1970'lerden bu yana tüm siyasi iktidarların bu "yasal talana" ciddi katkılarda bulunduğunu vurgulayarak "Orman alanlarının rant kaynağı olarak kullanılmasından o kadar korkuyoruz ki anayasamızın maddelerind en 2 tanesi orman alanlar ının korunmasına yönelik. Dünyanın hiçbir ülkesinde orman alanlarının korunmasına yönelik anayasa maddesi yoktur. Çok af çıkarılamaz. Orman alanları başka amaçlı kullanılamaz, üzerindeki bitki örtüsü kaldırılmış olsa dahi topraklar orman alanı kabul edilir. Yani üzerindeki örtüyü kaldırdığınızda sahiplenemezsiniz. Bunlar anayasal güvence altına alınmıştır" dedi.

2B Talanı Pompaladı
Erdin, İstanbul ormanlarının yağma sürecinin temeli olarak nitelenen 2B sürecini şöyle anlattı: "1970'lerin başında siyasi iktidar, orman niteliğini bilim ve fen bakımından kaybetmiş alanları orman alanı dışına çıkaralım mı sorusu ile Meclis'i zorlamaya başladı. 1973'te bu amaçla 17 44 sayılı yasa çıkarıldı. 2B'nin temelleri bu yasa ile atıldı. Asistan olduğum dönemde bu yasa taslağı fakültemize geldi. Ben neden olmasın diye düşünmüştüm. Çünkü Anadolu'nun herhangi bir yerindeki orman köylüsünü düşünerek yaklaşmıştım olaya. Ama hemen ardından 'Peki, orman köylüsünün topraklandırılması için iyi niyetli yaklaştığım bu yasa, büyük kent çevreleri ve kıyılara gelindiğinde ne olacak' diye düşündüğümde dikkatli olmak gerekir, hatta buralar yasanın dışında tutulmalı diye tavır geliştirdim. Fakat siyasi iktidarlar yasa bölgesel değişiklik göstermez diyerek 1744 sayılı yasayı çıkardı. 12 Mart döneminde yasa değişikliği, ardından 2B uygulamalarının başlaması ile şimdi orman alanlarının büyük kent çevrelerinde, kıyılarda, özellikle de İstanbul'da yağmalanması pompalandı. O gün karşı çıkmaya çalıştığım yasal değişikliğin sonuçlarını Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi Başkanı olduğumda kucağımda buldum. Çünkü Anadolu'daki çalışmalar bitmişti ve büyük kent çevrelerinde 2B uygulamaları yapılıyordu.

Ege ve Akdeniz sahilleri ile İstanbul çevresinde 2B uygulamasına geçilmişti. 1744 sayılı yasaya çıkarılan ek yönetmelikte 15 kriter vardı bir alanın orman özelliğini yitirip yitirmemesi ile ilgili ve çok katıydı. Hemen hemen hiçbir alanı orman dışına çıkaramıyordunuz. Ama sonraki siyasi iktidarlar, yavaş yavaş bu kriterleri törpülemeye başladılar ve geriye bu ölçütlerden hiçbiri kalmadı. İlk başlarda orman alanları Hazine adına orman dışına çıkarılıyordu. Sonra orman köylüsüne ucuz bir şekilde devredilmeye başlandı. Tabii orman köylüsü olma koşulu getirildi ki, toprak el değiştirilmesin, rant kaynağı olmasın. Sonraki iktidarlar bu uygulamayı o kadar laçkalaştırdılar ki orman köylüsü olmasın ama orada en az 5 yıldır oturması gerekir gibi şartlar getirdiler. Mülk edinecek kişinin özelliklerini azalttıkça bu alanda rant oluşmaya başladı. Bu sırada da 2B uygulamaları büyük kent çevrelerine dayandı."

Amacından Saptı
Erdin, kentlerdeki uygulamaların, orman köylerindeki uygulamalarla aynı olması nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını ifade etti. İstanbul'da orma n köylüsü bulunmadığını, bu yüzden 2B uygulamasının amacından saptığını anlatan Erdin, bu sırada ilginç olaylar yaşandığını söyledi. Erdin, "Örneğin, Beykoz'un köylerinde oturan bir kişiyi orman köylüsü saydılar ve adına orman alanı çıkardılar. Boğaz'ın sırtlarında birçok alan 2B ile orman alanı dışına çıkarılarak bir kişi adına yazıldı. Topraktan rant sağlayanlar, müteahhitlik yapanlar hemen adına yer çıkarılan bu kişiyi buldular ve dediler ki ' Sen bu alanı bize devredece ksin.' Devlet bu kişiye örneğin 1 milyara verecekti o yeri, bu adamlar ona 50 milyara verdiler. Tapu bu kişinin üzerine geçince noter devri ile ikinci kişilere bütün haklarını devretti. Rant oluşmaya başladı. Ve bütün bunların hepsi yasalar çerçevesinde gerçekleşti" diye konuştu.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.