Paris'in ve dünyanın en önemli çağdaş sanat merkezlerinden Centre Pompidou, 30. yılında Amerikan müzelerini kendine örnek alan bir 'gelişme' izlemeye kararlı.
Paris'in en dinamik ve disiplinlerarası kimliğini gerçek anlamıyla sahiplenen Centre Pompidou, 30. yılını kutluyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Georges Pompidou'nun girişimiyle kurulan Centre Pompidou sanat merkezi, 31 Ocak 1977 itibarıyla Paris'in sanat güncesinde yer almaya başladı. O zamanlar henüz 30 yaşında bir mimar olan Renzo Piano'nun eseri Centre Pompidou, petrol rafinerisini andıran görünümü, tırtıl şeklindeki merdivenleriyle Parisliler tarafından oldukça yadırganmış, beraberinde pek çok tartışma getirmişti. Bugün ise, kentin mimari dokusunun vazgeçilmezleri arasında olan ve Parislilerin gurur duydukları bir mekân. Yılda 5 milyon kişinin ziyaret ettiği, oluşum biçimiyle kendinden sonraki sayısız müzeye esin vermiş ve New York'taki MOMA'nın hemen ardından dünyanın en önemli modern ve çağdaş sanat koleksiyonuna sahip (59 bin eser) bir sanat merkezi.
Pompidou'nun Şanghay hedefi
Bu özel tarihi dolayısıyla, kutlamalar için düzenlenen basın toplantısında Centre Pompidou'nun başkanı Bruno Racine, geçen 30 yılın dökümünü yapmak yerine Centre Pompidou'nun geleceği hakkında bilgiler verdi: Dijital teknolojideki gelişmelerin sanata yansımasını yakından izleyip, Centre Pompidou'nun bünyesine katmak ve sanatın küreselleşen çehresinin en önemli aktörlerinden biri olmak kurumun en önemli hedefleri arasında. Gerçekten de, kendisini 'açık bir yapıt' olarak tanımlayan Centre Pompidou'nun, toplumdaki değişimlerin sanata yansımasıyla her dönemde yeniden okunabilen ve kendini yeniden tanımlayabilen dinamik bir yapısı olduğunu söyleyebiliriz. Bruno Racine'in konuşmasının ilginç noktalarından biri de, bundan böyle Centre Pompidou'nun Amerikan modelini benimseyen bir müzecilik anlayışıyla, Centre Pompidou Dostları Derneği oluşturmak, koleksiyonlarını bağışlayanlar için özel yemekler organize etmek gibi girişimlerde bulunacağını duyurması oldu. Ayrıca, tüm Batı dünyasının bakışının yöneltiği Çin pastasından sanat alanında bir pay alma çabasıyla önemli adımlar atan Centre Pompidou, pek yakında Şanghay'a ciddi ciddi yerleşecek gibi gözüküyor. Ancak Racine, şimdilik bu konuda detaylı bilgi vermekten kaçınıyor.
30. yıl kutlamalarının resmi açılışı, 30 Ocak 2006 akşamı İsviçreli sanatçı Pipilotti Rist'in bir video işi (A la belleétoile) ile yapıldı. Büyük bir yüzeye yayılan (64 mx 36 m) projeksiyon, 26 Şubat'a kadar her akşam Centre Pompidou'nun bulunduğu meydanda izlenebilecek. Yıl boyunca devam edecek 30. yıl etkinliklerinin en ilginci ise, '30 Yılın Tarihi' temasıyla düzenlenecek konferans zinciri. Sanat, felsefe ve yazın dünyasından 30 ismin katılacağı konferanslarla varoluşunun izini sürmeye çalışacak Centre Pompidou. Konferansların açılış ismi, Renzo Piano'ydu. Diğer katılımcılar arasında ise Daniel Buren, Slavoj Zizek, Annette Messager, Claude Lanzmann, Abbas Kiarostami, Paul Auster, Günter Grass, Daniel Liebeskind gibi isimler yer alıyor.