DİDDGK'nin "Danıştay'daki davanın sürmesi"ne yönelik son kararı, Ilısu Barajı projesi ve uygulanması yönündeki idari işlemlerle birlikte; 1. derece sit alanında tarihi yok edecek bu inşaata ait "kredi sözleşmeleri"nin de Türk mahkemelerince yeniden "yargılanacak"ları anlamına geliyor.
Dünya tarihine Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarının ortak kenti olarak geçen Hasankeyf 'i sular altında bırakacak Ilısu Barajı için yüksek mahkeme "yargılanmasına devam edilsin" kararını verdi.
Kemal Vuraldoğan tarafından 1997'deki Bakanlar Kurulu kararının iptali için açılan ve Mimarlar Odası, Hasankeyf Belediyesi, Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği ile Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını ve Müzesini Koruma ve Yaşatma Derneği' nin de müdahil oldukları davada, Danıştay 10 Dairesi'nin 22 Nisan 2004 tarihli "ret" kararı üst mahkemece bozuldu.
Böylece, 5 Ağustos 2006'da Başbakan tarafından görkemli bir törenle "temel" atılmasına rağmen "kredi tıkanması" nedeniyle 6 aydır başlanamayan baraj inşaatının "ihale" işlemleri de dava konusu Bakanlar Kurulu kararına dayalı olduğu için "mahkemelik" duruma düşüyor...
Danıştay'ın 2004'teki ret kararına karşı Mimarlar Odası'nın temyiz başvurusu üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından alınan (DİDDGK) 7.12.2006 tarih ve 2006/2104 sayılı bozma kararında; "Ilısu Barajı'nın yapımı halinde 1. derece arkeolojik sit alanı olan Hasankeyf'in su altında kalacağı ve yok olacağının davalı idarelerce de kabul edildiği" ne yönelik davacı savına gönderme yapılarak özetle şu değerlendirme de yapılıyor.
"Projesi 1982 tarihli olan baraj için İsviçre şirketler grubuyla imzalanmış sözleşmeye Diyarbakır İdare Mahkemesi'nde açılmış davada da inşaatın koruma yasalarımıza ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu iddia edildiğinden, verilecek karar, bu davanın konusu 20.3.1997 günlü Bakanlar Kurulu hakkında verilecek kararı da etkileyecektir."
Bu gerekçeyle İsviçre kredisine açılan dava beklenmeden Bakanlar Kurulu kararı için "hukuka uygun" denemeyeceğini anımsatmış olan DİDDGK, Ilısu Barajı projesi ve ihale işlemleri için Danıştay'da "yeniden yargılama" sürecini de başlatmış oluyor.
'Dış Kaynak'ta Tıkanma
Hasankeyf'in kurtarılması mücadelesinde Türk mahkemelerinde işte bu süreç yaşanırken barajın yapımı için bel bağlanan "dış finansman" kaynaklarındaki "tıkanma" da sürüyor...
Kredi anlaşmaları kesinleşmeden temel atma töreni yapılan barajın yüklenicisi Nurol İnşaat liderliğindeki konsorsiyum, ihale koşulu olan dış kaynağı hâlâ sağlayamadı. Bu nedenle inşaata başlanması için DSİ tarafından daha önce 19 Ocak 2007'ye dek süre tanınmışken bu tarih "son olarak" 30 Mart 2007'e kadar uzatıldı.
Kredi de Mahkemelik
Kredi için önceki yıl "ilk uzlaşmalar" ın sağlandığı Almanya, İsviçre ve Avusturya firmalarının temsilcileri ile aynı ülkelerden ilgili bakanların da bir araya gelerek 23-24 Ocak 2007'de Ankara'da gerçekleştirdikleri toplantıda ise Türk tarafınca "Danıştay'daki dava süreci" hakkında bilgilendirme yapılmadığı anlaşılıyor.
Çünkü, yabancı kredi kaynaklarının en hassas oldukları konuların başında, inşaatla ilgili "hukuksal sorun" ların bulunmaması gerekiyor.
DİDDGK'nin "Danıştay'daki davanın sürmesi" ne yönelik son kararı ise Ilısu Barajı projesi ve uygulanması yönündeki idari işlemlerle birlikte; 1. derece sit alanında tarihi yok edecek bu inşaata ait "kredi sözleşmeleri" nin de Türk mahkemelerince yeniden "yargılanacak" ları anlamına geliyor.