Eyüp Belediyesi, İstanbul tarihinde yer edinen Fransız Pierre Loti'nin eserlerini yazdığı yerin adını 'Eyüp Sultan Tepesi' diye değiştirmek için teklif sundu.
Dünyanın birçok yerini gezmiş ama yalnızca İstanbul'a gönülden bağlanmıştı. İkinci gelişindeyse yeni bir aşka daha tutulmuş ve romanına onun adını vermişti: Aziyade. Eserlerini Haliç'e hâkim bir tepede yazan Loti, İstanbul'un sevgisini kazanmıştı. Türkler hakkındaki fikirlerinin yanlış olduğunu söyleyen, 'Şarlatan' diye tepki gösterenler de vardı ama şehrin tarihinde artık önemli bir yer edinmişti. Ölümünden iki yıl önce, 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bir heyetin sunduğu şehadetnameyle İstanbullu 'Piyer Loti'ydi artık.
Aradan geçen yaklaşık yüzyıl boyunca kimsenin değiştirmeyi düşünmediği bu tepenin adını Eyüp Belediyesi değiştirmek için kısa süre önce çalışmalara başladı. Eyüp Belediyesi, Büyükşehir Belediye Meclisi'ne sunduğu teklifle tepenin adının 'Eyüp Sultan Tepesi' olmasını istedi. Büyükşehir Belediye Meclisi'yse, teklifi Harita Komisyonu'na gönderdi. Komisyonun raporunun tamamlanmasının ardından Büyükşehir Belediye Meclisi teklifi ele alacak.
CHP'li Eyüp Belediye Meclis Üyesi Ali Gündoğdu, teklifin ilçe belediye meclisine, 'Başkanlık makamı teklifi olarak geldiğini belirterek, "Muhalefetimize karşın AKP'li üyeler böyle bir teklif kararı aldı" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Kemal Akar da şunları söyledi: "Pierre Loti İstanbul'un kültürüne kazınmış bir isim. 2010 Avrupa Kültür Başkenti olma iddiasındaki İstanbul'da Pierre Loti ismini korumak gerekir. Bir yandan İstanbul şu kadar medeniyete ev sahipliği yapmıştır diyeceksiniz, bir yandan da bir ünlü ismi ortadan kaldırmaya çalışacaksınız. Bunun altında fanatizm yatıyor. Birlikte yaşama kültürü diyoruz, ortak kültür diyoruz. Ondan sonra da 'Pierre Loti' ismini yok etmeye çalışıyoruz. Hani yerleşik isimler konusunda ilke kararı alınmıştı." Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç ise teklif konusundaki soruları yanıtsız bıraktı.
Rabia Kadın Kahvesi'ni mekân edindi
Gerçek adı Julien Viaud olan yazar aynı zamanda bir deniz subayıydı. 1867 yılında bir sefer sırasında tropikal bir çiçeğin adı olan 'Loti' takma adını alıp, romanlarını bu isimle yazdı. Görevi nedeniyle Tahiti'den Senegal'e, Mısır'dan Çin'e çok yer dolaştı. 1876 yılında İstanbul'a geldi, Eyüp'e yerleşti. Bir Ermeni papazdan Türkçe dersleri alırken, giderek Türk göreneklerini benimsedi. Nargile içip Karagöz seyrediyor, dünyanın en güzel kentinde yaşadığına inanıyordu. Aşk, ölüm, umutsuzluk gibi öğelere fazlaca yer verdiği eserlerini Haliç'i tepeden gören bir kahvehanede yazdı. Burada saatlerce oturuyor, sohbet ediyordu. İstanbul'da yıllarca yaşayan Loti, son olarak 1913'teki ziyaretine kadar, Rabia Kadın Kahvehanesi olarak bilinen kahvehaneyi mekân edindi. 1920'de felç geçirmesi, Türk kamuoyunda büyük bir üzüntüyle karşılandı. 1921'de Müfide Ferit Tek başkanlığında bir heyet, TBMM adına Loti'yi ziyaret edip fahri hemşerilik şehadetnamesi sundu. Loti 10 Haziran 1923'te öldü.