Haberler

Acaristanbul'daki siyasi sorumluluk

Tarih: 8 Mart 2007 Kaynak: Sabah Yazan: Erhan Demirdizen
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin TBMM'de yaptığı bir konuşmada "Acaristanbul"u devlet görevlilerinin bile giremedikleri yasadışı bir yapılaşma alanı olarak tarif etmesiyle başlayan tartışma süreci farklı boyutlarıyla kamuoyunda sürüyor. Uzun yıllardır orman alanlarındaki yapılaşmalara karşı mücadele etmeye çalışan meslek çevrelerinde ve sivil toplum örgütlerinde kafa karışıklığı yaratan bu çıkışı ve sonrasındaki bazı gelişmeleri doğru değerlendirmekte yarar var. "Acaristanbul" sorununun kaynağına indiğimizde şu soruyu sormamız gerekiyor: Gerçekten özel orman alanları devletin yasal koruması altında da Acarlar ve benzeri inşaat şirketleri suistimal mi yapıyorlar, yoksa durum vahim boyutlarda da kamuoyu mu yanıltılıyor? Maalesef, mevcut orman yasamızda Acarlar ve benzer durumdaki diğer inşaat şirketlerini cesaretlendiren yasal bir düzenleme 20 yıldır varlığını koruyor. 1987'deki yasal düzenlemenin hemen sonrasında "Acarkent" ortaya çıkarken, yasanın 20 yıldır değiştirilmemesinin sonucu olarak da "Acaristanbul" ile tanıştık. Tabii ki, nedense gündeme getirilmeyen başka "orman manzaralı" sitelerle beraber Orman alanlarını koruması beklenen yasanın 52. maddesindeki ifadeler, eğer değiştirilmezse, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özel orman alanlarında yapılaşmanın kaynağını oluşturmaya devam edecek. Bu maddenin en can alıcı bölümü şöyle: "Orman alanlarında bu kanunun 17'nci maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını (%6) geçmemek üzere imar planlamasına uygun inşaat yapılabilir." Bu kadar! Siyasilerin sorumlu davranıp, yasadaki bu cümleyi oradan söküp atmaları gerekiyor. Bakanlık, Sayın Bakan'ın kamuoyuna yaptığı açıklamaların üzerinden geçen aylar boyunca ülkemizi 52. maddeyle vedalaştıracak bir yasal düzenlemeyi nedense Meclis'e göndermedi. Sayın Bakan bunu yapmazken, Beykoz Belediyesi usule aykırı bir biçimde "Acaristanbul" a ruhsatları verdi. Büyükşehir Belediyesi de olağanüstü imar denetim yetkisini kullanma gereğini her nedense duymadı. Peki ne oldu? 301 meselesinde olduğu gibi, siyasiler yine sorumluluğu üstlerinden atmaya çalıştılar ve bu kez de, Koruma Kurulu üyeleri ve 4.5 yıl önceki bir tespit davasında bilirkişilik yapan üniversite öğretim üyelerini adres gösterdiler. Yasa bu kadar açık bir yapılaşma hakkı verdiği halde, son 4 yıl boyunca gelişen idari yargı kararlarının henüz ortada olmadığı bir aşamada, "durumu tespit etmekle görevli" bilirkişilerin, önlerine konulan yasal belgelere bakarak "burada yapılaşma hakkı yok" demelerine imkan var mıydı? Kaldı ki, bu bilirkişilerin herhangi bir izin belgesini onaylamadıkları, sadece durumu tespit ettikleri de ortada. Yani, ne çıkan yasal düzenlemeden, ne Bakanlığın verdiği ya da vermediği izinlerden ve ne de belediyelerin usullere aykırı işlemlerinden sorumlu tutulamayacakları açık. Bütün sorumlular açıkça ortadayken, 30 yıldır imar yolsuzluklarına karşı öğrencileri, meslektaşları ve odalarla birlikte ilkeli bir mücadele vermiş olan Prof. Dr. Zekai Görgülü ve diğer bilirkişi öğretim üyelerine sorumluluğun havale edilmeye kalkışılmasını anlayışla karşılamak imkansız. Yılların verdiği onurlu bilim adamı duruşunun özgüveniyle Prof. Görgülü YTÜ Mimarlık Fakültesi'nde her zamanki gibi geleceğin şehir plancılarına planlı kentleşme duyarlılığını ve meslek etiğini anlatmaya devam ediyor. "Acaristanbul" un asıl sorumluları mı? Onlar da yakında anlaşılacak. Bu konuda hiç başka bir yere bakmaya gerek yok, sorumluluk siyasilerde...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.