Haberler

Tarihi Küresel Isınma Sorumluluğu

Tarih: 15 Mart 2007 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Türksen Başer Kafaoğlu
ABD, 2005 yılında yürürlüğe giren Kyoto Protokolü'ne imza atmayan ülkelerden biri. Söz konusu protokolün hayata geçirilmesi geciktirildikçe, sera gazları salınımları artışı sürecek ve küresel ısınmanın yüzümüze çarpacağı felaketlerin tam ortasında olacağız. O zaman belki de yapılabilecek fazla bir şey kalmayacak.

Bu durumda gelişmiş ya da gelişmekte olan her bir ülke, şapkasını önüne koyarak ne üretmesi, nasıl önlem alması yönündeki çözümleriyle dünyayı kurtarmak için kollarını sıvamalıdır. Ülkemizde de ele alınması gereken pek çok çözüm vardır, bunlar denenmelidir. Yetkilileri, küresel ısınmaya karşı önlem alma yönünde hareketlendirecek lobiler oluşturulmalıdır.

Bundan önceki yazılarıma ek olarak, bu yazımda da dış dünyadan örnekler vereceğim. Merkezi yönetimler dışından küresel ısınmaya karşı alınması gereken önlemler için, yapılan taban lobileşme etki ve katkılarını, yabancı kaynaklı yayınlardan edindiğim kaynak bilgilere dayanarak ortaya koyacağım. Bu kez de vereceğim örnek, Amerika'nın Kaliforniya Eyalet Valiliği etrafındaki gelişmeler olacak.

ABD'nin en eski, en zengin ve nüfusu 45 milyon olan Kaliforniya eyaleti, yoğun biçimde küresel ısınma için önlem alınmamasına karşı çıkmaktadır. Temiz enerji ve sera gazları emisyon salınımlarının azaltılması yönünde olanca gücü ile çalışan eyalet valisinin, yeşil bakış açısı ile başarılı çalışmalara yol açması; ayrıca, çevresinde onu örnek alan eyaletlerin hızla yayıldığı, son süreçte yabancı basında sıkça anlatılanlar arasında.

ABD'deki çevreyle ilgili yasaların, özelde greenhouse (sera gazları) yasaları ile çelişmemesi gerektiğini belirten bazı firmaların, ısrarlarında haklı oldukları gözleniyor.

Çünkü yeşil politikaları önemseyen eyalet valilikleri, işi sıkı tutuyorlar. Örneğin Kaliforniya Eyalet Valiliği, elektrikli pompalar, fotoğraf makineleri gibi üreticiler için çevreyi kirletmeyen yeni üretim, yeni kuralların uygulanması yolunda çalışmalar yapıyor. Yetkililer yaşam biçimleriyle tüketicilere de örnek olmaya çalışıyorlar. Bu bağlamda eyalet yasama meclisinin 40 üyesi, az yakıt yakan araba kullanıyor. Tabii küresel ısınmaya önlem hareketinin başını çeken eyalet valisi Schwarzenegger 'in, hidrojenle çalışan bir araba kullanması da düşüncelerini özel yaşamına yansıttığını ortaya koymakta.

"Eyalet Yaşam Meclisi" nin geçen yıl kabul ettiği "Global Isınmayı Çözme Yasası" ile 2020 yılında, 1990 yılının emisyonuna ulaşma hedefine ulaşabilmek için, Kaliforniya'da ocak ayı içinde bir kararname çıkarıldı. Buna göre, petrol ve benzeri yakıt üreticileri, etanol ve biyo yakıtlardan yararlanarak karbon emisyonunu % 10 azaltacaklar.

Arabalarda, çevreyi kirletmeyen yakıt ve malzeme kullanılacak. Az kirletici yakıt üreten firmaların mücadelesiyle ve mahkeme kararlarıyla bu yıl, kurallara uymayarak çevreyi kirleten 6 otomobil firması eylül ayında kapatılacak. Eyalet kanununa göre; enerji üreticilerinin satışlarının 2010 yılında % 20'sini, 2020'de ise % 33.3'ünü rüzgâr ve biyomas enerjisi yoluyla üretmeleri gerekiyor.

"Güneş enerjili çatı programı" ile gelecek 10 yılda, sübvansiyon için 3 milyar dolar harcanacağı tahmin ediliyor.

Eskiden çok elektrik üreten firmalara ödül veren eyalet, bunu tersine çevirdi, yani aksine, hedeflerin altında üretim yapanların zararlarının karşılanması sağlanacak. Sanayicilere ve diğer kullanıcılara permiler açık artırma ile dağıtılacak. Kuzeydoğudaki 10 eyalet de bu yöntemleri geliştirme yolunda çabalarını sürdürüyor. Hatta Teksas, en büyük rüzgâr santralını inşa etmesiyle, Kaliforniya eyaletini bile geride bıraktı. Bu durum, gelecekteki yeşilci yarışının nasıl hızla gelişeceğini ortaya koyuyor.

Yani özetle ABD'de diğer ülkelerdekinden farklı olarak yeni ve sağlıklı fikirler çevreden merkeze doğru yayılmakta ve baskı yapmaktadır. Anlaşılan o ki, Başkan Bush , önümüzdeki seçimlerde epeyce zorlanacak.

Tam şu sırada ülkemizde neler oluyor diye de düşünürken aldığımız bir basın haberine göre, küresel ısınmayla ilgili bir komisyon kurulmuş. Bunun için düşünülen önlemlerden biri de çalışma saatlerinin bir saat geriye çekilmesiymiş. Bakalım ülkemizde 2010 yılında 1990 yılı emisyon düzeyine ulaşmak için ne gibi önlemler ortaya konacak? Sanayileşme dağılımı, yoksulluğun giderilmesi, enerjide temiz üretime özendirme, enerji tüketim alışkanlıklarını değiştirme, doğal varlıklarımızın ülkemiz için taşıdığı anlam, onların korunması ve ranta açılmaması vb. yönünde bakalım neler olacak?

En önemlisi, merkezi yönetimi etkileyecek üretici gelişimleri nasıl bir yöntem izleyecek?

The Guardian gazetesinden edinilen bilgiye göre, küresel ısınmanın maliyetinin her yıl yaklaşık 30 trilyon dolara ulaşacağı belirtiliyor.

Sonuçta, felaketlerin, dünyadaki her ülkeye olduğu gibi, bizim ülkemize de epeyce yüklü bir fatura çıkaracağı bilinmeli ve bunu yetkililer, tarihi sorumlulukları içinde düşünmelidirler.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.