Haberler

Metropolün Günlük Yaşamda Ürettikleri

Tarih: 26 Mart 2007 Yazan: Sevil Şeten

22 Mart’ta İletişim Yayınları’nın toplantı salonunda www.metropolistanbul.com grubunun düzenlediği “Metropolün Günlük Yaşamda Ürettikleri” konulu paneli gerçekleştirildi. Murat Belge ile Uğur Tanyeli’nin konuşmacı olarak katıldığı panelde, Türkiye’de metropol yaşamı ve özellikle İstanbul gibi bir metropolde yaşamaya ne kadar adapte olunduğu üzerine tartışıldı.

Murat Belge’nin açılışı yaptığı konuşmada ilk olarak İstanbul Dergisi’nin Tarih Vakfı’nın bir projesi olduğu ve İstanbul dergisinin piyasadaki diğer İstanbul dergilerinden ayrılan yönünü anlattı. İstanbul Dergisi’nin en önemli farkının İstanbul ile ilgili güncel haberlerin ve mekansal bilgilerin yer aldığı bir dergi olması olduğunu vurguladı. Murat Belge konuşmasına, İstanbul Dergisi’ndeki çıkan haberlere İstanbul kenti ile İstanbullu arasındaki problematiğin neden olduğu yönündeki sözleriyle devam etti.

1980 yılının ikinci yarısında Mustafa Kemal Ağaoğlu Bilsak’ı açmasının ardından İstanbul gezileri diye bir proje başlatmayı düşünmüş ve bu projede Murat Belge’den Haliç’i gezdirmesini istemiş. 20-30 kadar kişiyle başlanan gezi Cengiz Bektaş’ın kemerleri gezdirmesiyle sürmüş ve ardından her ay Haliç gezileri yapmaya başlamışlar. Arkasından farklı semtlere derken tüm İstanbul’a geziler düzenlenmiş.

1960 yılında İstanbul nüfusunun 1 milyondan fazla olduğuna ve bu nüfus içinde yaklaşık iki yüz bin kişinin azınlık olduğuna dikkat çeken Murat Belge, 1970’lerle birlikte özellikle 64 harekatının da etkisiyle Yunanistan’a İstanbul’dan göç eden çok kişi olduğunu belirterek yabancı azınlık sayısında azalma yaşandığını, sonrasında Türkiye’den de İstanbul’a çok kişinin göç ederek yerleştiğini belirtti.

İstanbul’da insanların gezmek için ana arterleri kullandığını ama ana arterlerin arka sokaklarında neler olduğunu bilmediklerini söyleyen Murat Belge İstanbul’un çok büyük bir kent olduğunu ama arka sokakların bu denli bilinmemesinin normal olmadığını ifade etti. Bu bilinmezliğin insanlarda sürekli bir hayret havası yarattığını bu nedenle yapılan İstanbul gezilerinin popüler olduğunu sözlerine ekledi. İstanbul’u bilmemenin sebebini İstanbul’a sonradan gelmekle değil, batılılaşmanın ortaya çıkardığı kültür ikilemiyle açıklayarak bu durumu ana arterden sapıldığında yaşanılan ve şehirde turist muamelesi görülmesine neden olduğunu belirtti. Bunun da orada yaşayanlar arasında yabancılık hissi yarattığını ekledi.
İstanbulla ilgili çıkan yayınların kenti farklı yönleriyle ele aldığını, orta sınıfa hitap eden bir dergi ile anarşistlerin çıkardığı bir derginin kentteki farklı yerlere rehberlik ettiğini bu nedenle takip edilen derginin anlattıklarının kenti farklı gösterdiğini vurguladı.

Buna karşılık “İstanbul’da hala diğer şehirleri ve şehir hayatlarını anlatan dergiler yok. Zihinde tasarlanmış vasat İstanbullu tipini ele alan dergiler var. Bana kalırsa bizim de anarşistlere ihtiyacımız var. Karşıt olanı görebilmek ve farklı bakış açısı geliştirebilmemiz için ” diyerek sözlerini noktaladı.

Murat Belge’nin arkasından söz alan Uğur Tanyeli konuşmasına İstanbul’da farklı taleplere hitap eden, kenti kullanmaya yönelik dergilerin olmamasından yakınarak başladı. İstanbulluların kenti anlamak istediklerini ve İstanbulla ilgili söylenen her sözün İstanbul’u kavrama talebini düşündürebileceğini belirtti. Bu konuda açmaz yaşayan bir toplum olduğumuzu söyleyerek metropol ve bunu anlamak değil anlamlandırmak isteyen toplum arasında problemli bir ilişkinin varlığından söz etti. Herkesin gündelik hayatında “Artık İstanbullu kalmadı” gibi bir yakınmanın söz konusu olduğunu ve bunun kente yönelik bir paranoya göstergesi olduğunu dile getirdi. İstanbullu denilen adamın bir taraftan metropolleşmeyle paralize olduğunu diğer yandan paranoya yaşadığını ve insanların metropol gerçeğiyle ne yapacağını bilmediğini söyledi. Yaşanılan bu durumu, organik cemaatçi yapıları kaybolan toplumun gerçekle yüzleşememesiyle,insanların bu yapıyı kaybettiği halde buna ikna olmamasıyla açıkladı. Modernitenin yarattığı metropolün sayısız toplum ve ses, kayıtsızlık, umursamazlık ürettiği fakat Türkiye’de bunun aksine kayıtlı kalma durumunun yaşandığını bu nedenle de insanların her şeyi hayretle karşıladığını savundu. Türk toplumunun modernitenin getirdiği dağılmayı reddettiğini yani kamusal alanın dağılmasını reddettiğini belirtti. Bugün yapılan anketler sonucu en güvenilir kurumun ordu çıkmasını kamusal alandaki herkesi kapatan cemaatçi tepki olarak nitelendirdi. Ayrıca sorunun İstanbul’da yaşayanların İstanbullu olmalarıyla ilgili olmadığını Viyana’da yaşayanların da Viyanalı olmamasına karşılık metropolleşmeye karşı bu kadar dirençli olmadıklarını belirterek açıkladı. Son olarak televizyonlardaki mahalle dizilerine dikkat çeken Uğur Tanyeli İstanbul’un bu yolla direncini Türkiye’nin başka yerlerine ihraç ettiğini savundu. Bu yolla da tüm Türkiye’nin modernleşmeye karşı direnç gösterdiğini söyleyerek İstanbul dergisinin bu tepkileri ortaya koymak için kurulan bir mecra olduğunu belirterek konuşmasını bitirdi.

Her iki konuşmacının konuşmasından sonra panele modernizasyonun etkilerini irdeleyen soru ve yorumlarla devam edildi.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.