Haberler

Başlangıcından Bugüne AKM Tartışması

Tarih: 1 Haziran 2007 Derleyen: Şebnem Şoher

Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılması tartışmaları, başlangıçtaki yoğunluğunu yitirmiş olsa da hala gündemde önemli bir yer işgal ediyor. AKM yıkılacak mı, yıkılmayacak mı, yerine otel mi, yoksa yıllardır bahsi geçen cami mi yapılacak soruları ağızdan ağıza dolaşırken 10 Mayıs’ta Vatan Gazetesi’nin verdiği haberle söylentiler yasal bir boyut kazanmış oldu. Ardından 1 Haziran’da Sabah Gazetesi’nde yayınlanan Erhan Öztürk’e ait yazı yıkım için gerekli vizenin verilmediğini bildiriyordu. Bu olumlu gelişme ile birlikte, AKM tartışmasının daha uzun süre gündemde kalacağı kesinleşti.

Konu ilk kez 11 Ağustos 2005’te Milliyet Gazetesi’nin yayınladığı habere göre Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne (TÜRSAB) üye seyahat acenteleri temsilcileriyle Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yaptığı toplantıda Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılacağını belirterek, "İnşallah engel olanlar olmaz” şeklindeki temennilerini dile getirmesiyle gündeme gelmişti. Bugüne kadar geçen yaklaşık 2 yıllık süre boyunca AKM tartışması öncelikle Meclis Milli Eğitim ve Kültür Komisyonu’nda ele alındı, ardından Sami Güçlü (AKP), Hacı Biner (AKP) ve Berhan Şimşek’ten (CHP) oluşan alt komisyona iletildi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu’nun Nisan 2007’de konuyla ilgili yapmış olduğu katılımcılığın ve şeffaflığın ön planda olduğu bir karar süreci çağrısına karşın, Mayıs 2007’de, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kanunu Tasarısı, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarının 11. maddesi Rami Kışlası’na ait alanın yeniden kullanımını ve AKM’nin yıkılmasını öngörüyordu.

AKM’nin yıkılmasını gündeme getiren gerekçeler arasında, yapının Sakarya Üniversitesi İnşaat Fakültesi tarafından yapılan çalışma sonucunda statik açıdan risk taşıdığı ve teknik donanımların günümüz koşullarını karşılayamadığı bulunuyor. Ancak Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Muzaffer Elmas, Prof.Dr. Kemalettin Yılmaz ve Yrd.Doç.Dr. Naci Çağlar'ın hazırladığı raporda, yapının deprem riskine karşı güçlendirilmesi gerektiği ibaresi bulunuyordu.

Basında yer alan son haberlere göre ise, 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu AKM’nin tarihsel değerini göz önünde bulundurarak yıkım için gerekli izni vermiyordu.

1946’da temelleri atılan, ilk projesi Auguste Perret tarafından hazırlanan ve daha sonra Rükneddin Güney, Paul Bonatz ve Hayati Tabanlıoğlu’nun müdahaleleriyle 1969’da tamamlanan ve 1977’den bu yana kesintisiz hizmet veren Atatürk Kültür Merkezi 1.300 kişilik bir büyük salon, 500 kişilik konser salonu, 250 kişilik sinema, 200 kişilik oda tiyatrosu, sergi salonları ve meydan cephesinde yer alan geniş fuayeyi içinde barındırıyor. Yıllardır ihmal edildiği için bir çok teknik donatının çalışmadığı kültür merkezinin büyük sahnesi hala kendi ekseni etrafında dönebilmesi ve farklı seviyelerde kullanılabilmesiyle benzerleri içinde önemli bir örnek olarak varlığını sürdürüyor.

Belirli bir dönemin karakteristik mimari özelliklerini taşıyan AKM hakkında 150 kişiye görüşlerini sorduk. Düşüncelerini belirtmekte sakınca görmeyen 30 kişinin yanıtlarına bakıldığında, tümünün yapının yıkılmasından söz ediliyor olmasını bile tartışılacak bir durum olarak gördükleri ortaya çıkıyor. Ancak AKM’nin biçimsel nitelikleri, konumu, ideolojik açılımları, yapısal durumu ve yapılacak projenin ekonomik boyutu bir arada düşünülerek verilmiş bu yanıtlar, yalnızca tek bir binanın korunması sorununu irdelemiyor, aksine ortaya çıkan sonuç, ülke genelindeki çok daha ciddi bir takım durumlara işaret ediyor.

Aşağıda yalnızca içlerinden kısa alıntılara yer verilen metinlerin tümü, tartışmayı özetleyen bir raporla birlikte;
• Kültür Bakanlığı,
• İl Kültür Müdürlüğü,
• İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu,
• medya kuruluşları,
• çeşitli günlük gazete ve diğer yayınlara gönderilmiştir.



AKM Üzerine Görüşler
“Bir grup eleştiri, AKM’nin simgesel, mimari, tarihi değeri üzerine odaklanırken, diğer bir grup, AKM’nin yıkılmasını gerektirecek yeteri kadar teknik gerekçenin olup olmaması, binanın ömrünü tamamlamış olup olmaması, binanın düzeltilmesi masrafı ile yıkım ve yeniden yapım masrafının birbirine denk gelip gelmediği, gibi teknik ve ekonomik sorularla ilgiliydi. Buna karşılık, en can alıcı ve belki işin gelip de düğümlendiği kültürün yönetimi meselesi perspektifinden AKM yeterince konuşulmadı.
(...)
Kültür bakanlığını şu iki konuda ikna etmeliyiz: devlet sanat ve kültür merkezlerinin işletme bütçeleri tek başına özel kuruluşların altından kalkmak isteyecekleri bir meblağ değildir. Kamu desteği bu bütçelerin temel ve sürekli bileşkesi olmak durumundadır. Buna karşılık, artık bu devirde, sanat ve kültür işlerinin devlet tarafından, merkezi bir şekilde işletilmesi, idare ve kontrol edilmesi, dünya çapında gibi iddialar ile çelişir ve yaratıcı, kaliteli ve çekici sanat işlerinin üretimini engeller. Öyle bir işletme modelinden bahsediyoruz ki – ideal senaryo - devlet sanat işinin büyük bütçelerinin altına elini koyabilmekte ama aynı zamanda işletmesine karışmamayı becerebilmekte. Burada Kültür Bakanlığı’na düşen rol genel kontürleriyle vizyon geliştirmek, ufuk açmak ve kültür kurumlarının yeni koşullara adaptasyonunda yardımcı olacak mekanizmaları geliştirmek olur.”
Asu Aksoy

“Eğer İstanbul’a bir kültür sarayı yapmak lazımsa, Ayazağa’da İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından musabaka ile yaptırılan ve 70 – 80 milyon dolar parasızlık yüzünden yarım kalan binanın bitirilmesi çok daha doğru olur. Ayazağa’da Kültür ve Sanat Vakfının başlattığı 5000 kişilik Kongre Merkezi ve Kültür Sanayı için 70-80 milyon dolar bulup binayı bitiremeyen Sayın Hükümetimiz ve onun değerli meclisi 400 milyon dolara çıkacağı şüpheli olan yeni bir Kültür Merkezini Taksim’de yapmak istiyor.”
Levent Aksüt

“AKM’nin İstanbul’un merkezinde kalması tüm kentin sağlığı için hayati önem taşır. Taksim meydanını İstanbul ’un en tanımlı ve önemli merkezi olarak kabul edersek AKM’yi başka bir yere taşımak düşünülemez. Yapının yeri değişmeyecekse mevcut binayı yenilenmek yıkıp yeni bir bina yapmaktan daha ekonomik olacaktır. Bu yenileme kademeli olarak kısmi inşaatlarla yapılırken işlevini sürdürebilir. Kullanım alanları ve fonksiyonları istenilen programa göre yetersiz kalıyorsa bina restore edilirken yanındaki mevcut otoparka doğru genişletilebilir. New York‘taki modern sanatlar müzesi “MOMA” ve Londra Kraliyet Müzesi “British Museum” bu tür uzun süreli ve kademeli renovasyonların başarılı örnekleridir.”
Kaya Arıkoğlu

“Bursalılar, Prieneliler, Bergamalılar, ‘AKM yetmiyor, yıkıp daha büyüğünü yapalım’ demezlerdi kısacası… 15 milyon insan kültürden eş yararlansınlar diye en az 15-30 AKM daha yaparlardı.
AKM'yi yıkalım diyenlerin tek derdi var: Para!
(...)
AKM, gerekiyorsa onarılmaz mı? Onarılır… Örneği çok…
Teknik düzenekleri yetersiz kalmışsa güçlendirilemezler mi? Güçlendirilirler… Örneği çok…
Neden ünlü İtalyan opera yapısı Scala'yı yıkıp da büyütmek gelmiyor İtalyanlar’ın usuna?..
Kültür öyle bir nendir ki nerede, kimde olduğu hemen belli olur.”
Cengiz Bektaş

“Çalıştığım opera ve kültür merkezi projelerinden dolayı, 40 yıldır seyirci ve dinleyici olarak gittiğim AKM Binası’nın diğer bölümlerini görme fırsatım oldu. Yapının bugünkü hali maalesef içler acısıdır; çünkü yapı senelerce bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı neredeyse terkedilmiş durumdadır. Sözün kısası; yıkılması ve yok edilmesi için tüm hazırlıklar tamamlanmıştır.
AKM Binası’nın bugünkü anlayışa göre eksikleri ve kusurları olabilir. Fakat deprem yönünden güçlendirilmesi ve teknoloji yönünden yenilenmesi mümkündür. Böylece güncelleştirilmiş ve yeniden kazanılmış bir yapı olabilir ve hizmetine devam edebilir.”
Cafer Bozkurt

“Buna rağmen biz, bu yapıyı yıkınca yerine yenisini yapacağız diyorlarsa ve söylediklerinde samimi iseler, Cumhuriyet Tarihinin bir dönemine ait önemli bir Kültür Merkezi’ni yıkmayı düşünmezler, onu korurlar.
Yıkmanın büyük bir maliyet olduğunu bilirler, yeni bir arsaya, yeni bir yapı yapmanın daha ekonomik olduğunu da bilirler. İddialarına göre, daha Çağdaş, daha Mükemmel bir Kültür Merkezi gerçekleştirilecekse, İstanbul’a bu mevcut Kültür Merkezi’nin yetmediği gerçeğini görürler ve böylece İstanbul’a yeni bir Kültür Merkezi kazandırmanın gururuna sahip olurlar.“
Nafi Çil

“Varlığı ile kente ve kentliye önemli katkıları olan yapılar vardır. Bunlar kentsel hafızanın önemli unsurlarıdır. Tıpkı Atatürk Kültür Merkezi, Belediye Sarayı, Hukukçular Sitesi ve daha birçok tarihi yapı gibi. Onların akıbeti ile ilgili alınacak kararlar bu nedenle önemlidir, dayatılamaz. Kamu için yapılanlar hem onun için, hem de ona rağmen gerçekleştirilemez. Kente ve insanlarına anlatmanız, onları ikna etmeniz, onları anlamaya çalışmanız, onlarla uzlaşmanız gerekir. AKM döneminin önemli mimari yapılarından biri olmasının yanı sıra bugün hala teknik ve mekansal donanımıyla kültür hayatımızın bu kapsamdaki ihtiyaçlarını karşılayabilen tek yapısıdır. Günümüz ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi, bu tür yapıların sayılarının artırılması, niteliklerinin iyileştirilmesi hepimizin arzusudur.”
Bünyamin – Dilek Derman

“Niteliği ne olursa olsun Kent Hafızasında yeri olan ve döneminin Mimarisini en belirgin şekilde ifade eden bina ve binalar tabii ki yıkılmamalıdır. Yerine özenti bir eklektik bina yapılacaksa hele hiç. Istanbul'da yeni bina yapacak yer kalmadı mı? Taksim meydanı bir bütün olarak yeniden ele alınabilir belki tabii varolan deðerleri korumak kaydıyla.“
Alper Erden Engiz

“Atatürk Kültür Merkezi binası, Türk mimarlık tarihinin örnek yapılarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin modern mimarlık dönemini simgeleyen bu yapı, ileriki nesillere mimarlık tarihimizi anlatmak açısından önemlidir. Korunmalıdır. Çağdaş gereksinimlere yanıt verecek şekilde yenilenmeli ve gerekirse, mevcut yapının tasarım ilkelerine uygun eklemeler yapılmalıdır.“
Ayşe Hasol Erktin

“Bu, genel özelleştirme ve sosyal ayrımı topluma empoze eden, belirli bir ideoloji tarafından başlatılmış bir savaş ve özünde olumlu ve ütopik olan, Türkiye’deki modern Cumhuriyet projesinde vücut bulmuş modern mimarinin “eski biçimleri”nin, tipik olarak kültürel ve sanatsal mekanları eğlence ve kitle tüketim mekanlarına dönüştüren yeni muhafazakar dil ve programlarla değiştirilmeleri sonucunda gittikçe daha görünür hale geliyor. AKM’nin karşı karşıya olduğu ölümcül durum açıkça bu eğilimi gösteriyor. (…) Böyle bir mutenalaştırmaya karşı direniş talep etmenin ve kamusal alanın menfaatini AKM’yi savunarak müdafaa etmenin zamanıdır.”
Hou Hanru – Pelin Tan

“Kimi yapıların değişen zaman koşulları altında işlevini tam göremez hale gelmesi doğaldır. Ancak, kentin kimliğini belirleyen, kent yaşamında ve tarihinde yeri olan, mimari değer taşıyan yapılar için çözüm, onların yıkılması değil, yeni koşullara göre yeniden düzenlenmesidir.
(...)
Türkiye geçmişteki mimarlığı ile övünmeyi biliyor, Mimar Sinan’ı unutmuyor, onun yapıtları ile övünüyor; ancak bugünün mimarlığına aynı özenle yaklaşmıyor. Yaptıklarımızı kendi ellerimizle yok edersek, geleceğe bugünden ne bırakacağız?”
Doğan Hasol – A. Hayzuran Hasol

“Yani, bu ülke ve bu kentin yaşayanları olarak, bizim AKM’yi nasıl konumlandırdığımız çok önemli. Salt bir bina, bir mimari bir miras olarak mı? Estetik bir unsur ya da bir ideolojik sembol mü? Ve ya işlevi üzerinden bir kültür sanat mekanı olarak mı? Yoksa saydıklarımın hepsi mi geçerli?
Bence bu mekan, yukarda sıraladığım özelliklerin hepsini taşıyan bir ‘kültür mirası’dır. Olsa olsa ihmal edilmiş olan tek şey bir kültür ve sanat merkezi olarak layıkıyla kullanımı ve programlanmasıdır. Eylül ayında başlayacak İstanbul Bienalinin, AKM’yi kendine mekan seçerek, bizaati kültür sanatın merkezine oturtarak ilk adımı attığını düşünüyorum. “
Ayça İnce


“Tüm tartışmalar bir yana ne AKM bir çırpıda gözden çıkarılıp yıkılacak kadar sıradan bir yapı, ne de Türkiye bu tür yatırımlarını 30 yılda silbaştan yapacak kadar zengin bir ülke. Kamuoyuna sunulan “yenilemenin fizibil olmadığı” açıklamasına karşılık olarak da, sözkonusu açıklamalarda konunun teknik ve ekonomik çerçeveye hapsolduğunu, yapının kent belleğindeki yerinin ve taşıdığı mimari ve kültürel değerin de dikkate alınması halinde yenileme için harcanacak 100-150 milyon YTL’nin son derece makul bir bedel olduğunu hatırlatarak, ortaya konan tek gerekçenin ne kadar inandırıcılıktan yoksun olduğunu bir kere daha vurgulamak gerek. “
Hüseyin Kahvecioğlu

“AKM çevresinde ciddi büyüklükte potansiyel boşluklar var. En azından bir AKM büyüklüğündeki otopark-garaj bölümünün mevcut yapı ile bütünleşik olarak yeniden ele alınması hem işlevsel hem de teknolojik olarak bu Kültür Merkezine çok ciddi ve çağdaş katkılarda bulunmak için yeterli olacaktır. Ayrıca burada yapılacak akıllıca bir düzenleme ve verilecek işlevler ile bir kültür işletmesini destekleyecek ciddi ticari gelir de elde edilebilir. Elbette burada geliştirilecek her türlü proje açık, şeffaf olmalı, kentlinin de görüşlerine sunulmalıdır.”
Haydar Karabey



“Bu konu temel olarak siyasi amaçlara hizmet eder bir hale geldi. Yapılan tüm ön araştırmalar ve maliyetler de bence taraflı olarak bunu destekler nitelikte.
Yapı bana göre zarif ve sade. Bu yapıyı kaybetmek mimari gusto anlamında şehrin önemli varlıklarından birini kaybetmesi anlamına geliyor. Benzer durumdaki yapıların, ihtiyacın büyüdüğü şartlarda yıkılması yerine ilaveler yapılması ve bunun da bir mimari proje yarışması ile elde edilmesi en doğru yöntemdir. Bunun en güzel örneği Amsterdam’da bulunan Van Gogh Müzesi’dir. Yapı 1973 yılında yerel mimarlar tarafından yapılmış ancak ihtiyaç büyüdüğünde yıkılması yerine ilaveler yapılarak bugünkü halini almıştır. Atatürk Kültür Merkezi’nde de yapılması gereken budur.”
Timur Kayserilioğlu

“Mimari eserlere saygı kavramı mimarlarımıza bile yabancı. Ya içi boşaltılıyor, her yapı mimari eser tavsif edilerek saygıdan uzaklaştırılıyor; ya da o kadar daraltılıyor ki tarihi mirasla sınırlandırılıyor. İstanbul AKM yapısını döneminin mimarisini yüzüne yansıtan önemli bir mimari eser olarak görüyorum. En azından mimarlar saygı göstermeyi bilmeli. Maalesef bu duyarlık toplumuzda yaygın olmadığı gibi, mimarlarımız arasında da yaygın değil. Bunun yakın zamanda bir örneği de Büyük Ankara Oteli’nin başına gelenler ve Ankara’lı mimarların seyirci kalması, giderek ayıba/suça ortak olması.”
Sait Kozacıoğlu

“AKM’yi içi boşalmıs bir obje düzeyine indirerek yıkmaya calışmak bir değerler bütününü yok etmek anlamına geliyor. Sosyo-kültürel sürdürülebilirliğe vurulan bir darbe oluyor. Türk kültürünün gelişme sürecine yeni eklentiler yapılırken var olanların yok edilmemesi gerekmekte, Anadolu’da Hitit veya Helen kültür yapıları ve daha da geri gidebilen kültür mekanları mozaiğinde AKM’nin de bir 20.yy yapısı olarak yer aldigi kabul edilmelidir. Beklentimiz var olani yok etmek degil, onu yaşatırken, 21.yy temsil edecek yeni bir alanın ve yapının üretilmesidir. Kent mozaiğinde hedef parçaları yok etmek değil, devamlı yenilerini ekleyerek mozaiği genişletmektir. Kent ancak bu şekilde sürebilir: yaşamaya devam eder.”
Nerkis Kural

“Atatürk Kültür Merkezi 1969 yılında açılmış, 2 yangın geçirmesine rağmen 40 yıla yakın hizmet vermiş, İstanbulumuzun en önemli yapılarından biridir.
1960’lı yılların Modern Türk Mimarisi’ni aksettiren bu güzel ve değerli yapının yıkılmasını çok yanlış buluyorum.
Modern teknoloji ile donatılarak hizmete devam etmesini en doğru yol olarak görüyorum.”
Yaşar Marulyalı

“İstanbul gibi bir Megapol çok daha modern ve günümüz teknolojileri ile donatılmış yeni bir tiyatro ve konser salonuna sahip olmalıdır.
Bu merkezin projesi bir yarışma olarak başlatılmalı ve bu organizasyon da TCMMOB tarafından yürütülmelidir düşüncesindeyim.”
Kerem Oral

“Keşke daha geniş katılımlı bir tartışma ortamı kurabilsek; 2005 yılından beri kaybedilen zamana hayıflanmayıp, bu karar için nasıl bir platform kurulması gerektiğini konuşsak… Taksim Meydanı’nda dolaşan herhangi bireyden mimarlık ve kent alanında çalışanlara kadar, doktorlardan konunun merkez öznesi olarak yer alan sanatçılara, politikacılara, yöneticilere kadar o platformu kurabilsek… Bahsi geçen alanda AKM ile beraber Park Otel, Gezi Parkı, İstiklal Caddesi, Boğaz silueti gibi doğrudan bağlantılı olan tüm etmenleri kavrayarak; yıkmak ve yok etmek yerine: “yoktan var etmek” diyebilsek, hep birlikte bunu başarsak…”
Zühre Sözeri

“AKM’nin mimari Dr. Hayati Tabanlıoğlu’ndan alıntı ile “Binanın sürekli olarak hizmete hazır tutulabilmesi için işletme ve bakım örgütünün her aşamada, gerekli yetenekte eğitilmiş ve yeter sayıda elemanların sağlanmasıyla birlikte, tesislerin gerektirdiği yedek malzeme bulundurmalı, uzmanlar kotrolünde periyodik bakım ve onarımlar yapılmalıdır”
Konuya siyasi değil çözümcü yaklaşmak gerekir, biz konuyu mimari olarak ele alırken kültürel mirasımıza sahip çıkmak gerektiğini de savunuyoruz.”
Melkan-Murat Tabanlıoğlu

“Ben bu girişimleri -tamamen planlı olup olmadığını bilmeyerek- AKP iktidarının kendi gibi düşünmeyen insanların elinden hatıralarını söküp alması olarak görüyorum.
Merkezi ve yerel iktidar birtakım simgeleri hızlı ve gizli kararlarla yok edip, yerine kendisine ait yenilerini koymak istiyor.
Ankara'daki kentsel yol ağının tamamen dağıtılıp karıştırılması,İstanbul'daki vapurların kaldırılması (son anda kurtardık), Antalya'nın her yerinin alt geçitlerle doldurulması düşünceleri hep bu başlık altında yer alır.
Bu kararların çoğu plansız, gelecek etkileri iyi öngörülmemiştir. Arkalarına muğlak ve bilimsellikten uzak sebepler sıralanmıştır (eskidi, yetmiyor, bozuk vs.).
Pratik ve hızlı diye beğeniyle sıfatlandırılan bu imar fetişini kentler için tehlikeli görüyorum."
Ertuğ Uçar

“AKM Binası Türk Mimarlık tarihinde ve İstanbul'un tarihinde önemli bir eserdir. AKM, kesinlikle gerekli onariım yapılıp kültür hayatına katkısını sürdürmelidir bana göre. Mimarlarının da onayı alınarak, onarım, yenileştirmeler ya da ekler yapılabilir. Zamanının en iyi mimarlarından birisi tarafından tasarlanmış, Türkiye'deki en önemli modern mimarlık örneklerinden biri olan Büyük Ankara Oteli'nin bir daha asla aynısı olamayacak saçakları, cephesi, restoran bolumunun yıkılması ya da Ankara'da Havagazı fabrıkasının bir gece ansızın yıkılması ne kadar yanlışsa, AKM'nin yıkılması da o kadar yanlış olur diye düşünüyorum. “
Kerem Yazgan

“Atatürk Kültür Merkezi 1960’ların Türk Mimarlığını yansıtan önemli örneklerden biri olduğu için yıkılmamalıdır. Ancak yıkılmasını önlemek için geç kalınmış olabilir. Şimdiye kadar arsa-arazi rantı peşinde olan şahıslar, kurumlar hatta vakıf üniversiteleri görmüştük ama günümüzde bu rant yöntemi üzülerek söylemek gerekirse, hükumet politikası olmuştur. Birinci tehlike buradan kaynaklanmaktadır. İkinci tehlike ise toplumumuzun mimarlığa uzaklığından kaynaklanmaktadır. Üçüncü tehlike de, özellikle koruma alanında karar verici uzman mimarların modern mimariye ilgilerinin geç kalmış olmasından ve modern mimari uygulamalar ile İstanbul’un tarihsel Bizans-Osmanlı dokusunun bozulacağı ön yargısını taşımalarından kaynaklanmış olabilir. (...)Türk Modern Mimarlığı’nın da Dünya ölçüsünde özgün örnekler verdiğini gençlere ve gelecek nesillere göstermek için bunu yapmak zorundayız.”
Ferhan Yürekli

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.