Haberler

1950'lerden Bu Yana Herkes Onlar Adına Bir Şeyler Söyledi... Şimdi Mahalleler Konuşuyor Sessizlikten birliğe: Mahalleliler

Tarih: 19 Haziran 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Gizem Aksümer
50 yıldır İstanbul'da, Ankara'da ve diğer büyük şehirlerde yaşıyorlar. Köylerindeki geçim kaynaklarının yok olması ve Türkiye'nin "ucuz sanayileşme" girişimlerinin "ucuz işgücüne" ihtiyaç duyması sebebiyle metropollere göç etmek zorunda bırakıldılar. Devletin kimseye ev sağlayacak parası olmadığından çalışmak için metropollere gelenler kendi barınaklarını yapmak zorunda kaldı. Memleketinde evi, işi dağıtılan ve çocuklarını geçindiremeyecek hale gelenlerden başkası çalıştığı fabrikanın çöplüğüne ev yapmayı göze alamazdı. Yaşayabilmek, metropolde tutunabilmek için çöplüğe, bataklığa ev kurmak zorunda kalanlar, yıllarca kamuoyu önünde hiç ko-nuşmayıp, yalnızca temel ihtiyaçları için belediyelerin kapısına dayandılar. Bunun işe yaramadığı zamanlarda ise, hep birlikte, imece usulü yollarını yaptılar, kanalizasyon borularını döşediler. Boş, işlevsiz topraklardan birer kent yarattılar...

Oysa kimse, kullanılmayan kent topraklarından bedelsiz kentler yaratıldığı gerçeğini görmüyordu. Herkes, yaygın medya diliyle "enformel" süreçlerle inşa edilen, "kent toprağını işgal eden (!)" bu kentlerin/evlerin yıkım görüntülerini, gecekondu yapanların polisle taşlı sopalı kavgalarını izliyordu yalnızca. Zamanla gecekonduya karşı kamuoyunun tepkisi büyüdü. Metropollerde formel ve enformel kesimlerde oturanlar arasında büyük bir toplumsal ayrışma oluşmaya başladı. 1980 sonrası icat edilmiş orta sınıflarla emekçi kesimler arasında kurulmuş denge bozuldu. Orta sınıflarla emekçiler karşı karşıya getirildi; bir yandan da, anlamsız bir biçimde iki sınıf arasında korku duvarları oluştu.

'Ucuz Oy-Ucuz İnsan': Gecekondular
1950'den bu yana, gecekondular adına herkes bir şeyler söylemişti. Solcular, sağcılar, akademisyenler, çeşitli mesleklerde uzmanlaşmış kişiler, basın ve daha akla gelebilecek herkes gecekondular, gecekondulular hakkında konuşuyordu. Onlar ise susmaya devam ediyorlardı. Gecekondularda yaşayanların, susarak, görünmemeye çalışarak, yok sayılmaya dahi göz yumarak yapmaya çalıştıkları, evlerine, mahallelerine, kentlerine göz dikilmesini engellemekti. O evler/mahalleler/kentler, yaşayanların emeği ile, büyük bir mücadele ile yapılmış, ondan daha büyük mücadelelerle savunulup bugünlere getirilmişti. Varsın birileri gecekonduyu "ev" saymasın, varsın birileri gecekondunun içinde yaşayanları "insan" saymasın; önemli olan emekle kurulan ve ayakta durmaya yarayanın yıkılmamasıydı!

2000 yılından önce "ucuz işgücünü" barındırmaları sebebiyle gecekondu mahallelerine dokunan da yoktu zaten. Hem yalan vaatle elde edilmiş ucuz oy, hem sanayide çalışacak ucuz insan demekti gecekondu mahalleleri. Ancak son yıllarda oralarda yaşayanların kazandırdığından çok daha fazla kazandıracak rant keşfedildi: kentin muhtelif gecekondu mahalleleri lüks konut alanları, gökdelenler, plazalar kurulacak şekilde planlanmaya başlandı.

Önce yine susmayı deneyen gecekondu ahalisi, mahallelerinden edilmeye başladıkça, susarak ve saklanarak hiçbir şeyin çözüme kavuşamayacağını anladı. Kendi sözünü üretmeye, savunmadan çıkıp haklarını aramaya başladı. Gecekondunun enfor-mellikle, işgalcilikle, rantçılıkla açıklanıyor olmasına tepki koydu ve gecekondunun da aslen bir "ev"den ibaret olduğunu haykırdı. Mahallelilerin sözlerini diğer kesimlere aktardıkları ilk gün, kasım ayında Ankara'da TMMOB tarafından düzenlenen kentsel dönüşüm sempozyumu oldu. Burada, İstanbul'un mahalleleri toplanıp hep birlikte bir metin hazırladılar ve bu metinle kentsel dönüşüme gelene kadar gecekondu mahallelerinin yaşadığı süreç anlatıldı. Kısa bir konuşmaydı, ancak bu konuşma, daha sonra 3 Haziran'da yapılmasına karar verilecek olan sempozyumun ilk adımı oldu.

Ankara sonrasında birlikteliklerini bozmamaya karar veren mahalleler, iki haftada bir toplanarak neler yapabileceklerini konuştular. Seçimlere, dolayısıyla da "yalanların" ve "boş vaatlerin" ortalarda dolaşmaya başlamasına az kaldığını da fark ederek, bu sefer Ankara'da olduğundan daha güçlü konuşmaya, hiçbir destek almaksızın kendi sempozyumlarını hazırlamaya karar verdiler.

Üç Aylık Çalışmanın Ürünü
3 Haziran Pazar günü Caferağa'da yapılmış olan sempozyumun hazırlıkları böyle başladı. Yaklaşık 3 ay boyunca bu sempozyum için çalışıldı. 3 ay öncesinde, sempozyumun nerede, yaklaşık kaç kişiyle, hangi süreçlerden geçilerek hazırlanacağı tartışılıp karara bağlandı ve bir sekreterya seçildi. Bu sekreterya içerisinde, birbiriyle bağlantıda olan mahalle gruplarından birer kişi bulunuyordu. Sekreterya, her hafta birkaç mahalleye giderek, mahallelerdeki yaşlılarla, mahalle derneği mensuplarıyla görüşmeler yaptı, bu görüşmeleri düzenleyip mahallelere geri gönderdi ve mahalleler bu görüşmeleri son haline getirip sempozyum metinlerini hazırladı. Metinler, mahallelerin tarihçelerini, kentsel dönüşümle nasıl karşılaştıklarını ve mahallelilerin çözüm önerilerini içeriyordu ve her metin, yüksek sesle, "yok sayılmaya ve görmezden gelinmeye hayır!" diyordu.

'Yıkım Olduğunda Haber Verin'
Metinler hazırlanırken bir de basın dosyası hazırlandı. Bu dosyada, her mahalleye ait haritalar, birer sayfayı geçmeyen tarihçeler yer aldı. Basın dosyaları, bütün medya organlarına, haber ajanslarına ve hatta çeşitli yazarlara kargo ile postalandı. Tabii 3 Haziran günü Caferağa'da yüzlerce basın mensubu yoktu. Kimse yüzlercesini de beklemiyordu aslında. Daha acısı, "gecekondu yıkımları olunca bizim haberimiz olmuyor, lütfen bize yıkım olduğunda haber verin" diyen ve sempozyumu habere değer görmeyip kartlarını bırakıp giden basın emekçileri idi!

Her şeye rağmen mahalleliler birlikte durduklarını, kendi sorunlarının farkında olduklarını, kendilerinin yok sayıldığı bir kentsel dönüşüme sonuna kadar "hayır" dediklerini bir kez daha haykırdılar. Bu, mahallelerin kendi sözlerini ve politik dillerini oluşturmaya başlamaları açısından çok önemli bir adımdır ve mahallelerin birlikteliği, devam ettikçe gücünü ve etkisini artıracaktır.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.