Haberler

Hollandalı Zevki

Tarih: 21 Haziran 2007 Kaynak: Design Indaba Çeviren: İrem Çağıl
Uluslararası üne sahip dört konuşmacı, Design Indaba’yla Hollandalı köklerini ve tasarımla ilgili görüşlerini paylaştılar.

Jurgen Bey
Rotterdam kökenli Jurgen Bey’in birçok projesi arasında Swarovski için kristal bir lamba tasarlamak, Kraliçe Beatrix’in tahta çıkışının 25. yıldönümü anısına yaptığı ipek masa örtüsü, bir Amsterdam mahallesi için sokak mobilyaları ve Tokyo’daki dokuz metrelik bir bank bulunuyor.

“Jurgen Bey Stüdyosu kamusal alanlar, iç mekânlar ve uygulamalı sanatlar için tasarımlar yapıyor. Projeler için başlangıç noktalarımız içerikleri incelemek, nesnelerle kullanıcıları arasındaki ilişkileri ve iletişimi analiz etmek ve bir hikâye içeren tasarımlar oluşturmak” diyor Jurgen Bey.

“Bir tasarımcı olarak kendimi dünyayı merak yüzünden dolaşan bir kâşif ya da dünyaya bir görev için gönderilmiş, araştıran, sorular soran ve ilişkiler kuran biri gibi hissediyorum. Hikâyelerin peşinden gidiyorum ve yarattığım hikâyeleri tasarım diliyle anlatıyorum çünkü bu benim anadilim.”

Hella Jongerius
Hella Jongerius 1993’ten beri proje üretiyor ve bu projelerde poliüretan, lateks, çelik, keçe, porselen, cam, tekstil ürünleri, bronz, köpük, plastik ve altın gibi çok çeşitli malzemeyi kullanıyor.

Hella Jongerius çalışmaları için en büyük zorluğun, endüstriyel bir ürünle el işi benzersiz bir ürün üretmek arasındaki doğru dengeyi bulabilmek olduğunu söylüyor ve yeni kimliklerin oluşmasıyla iki dünya arasındaki sınırların kalktığını ve yeni ürünlerin ortaya çıktığını belirtiyor.

İşlerinde en sık, gündelik kullanıma yerleşmiş nesneler için farklı kombinasyonlarda malzemeler ve teknikler kullandığını görüyoruz. Bunların bazıları “bağımsız” ürünler ve sınırlı sayıda üretildiler. Tasarımcı, Paris Helmés, İsveç İkea, New York Maharam, New York Moss, Londra Swarovski mağazaları için, Hollanda’daki Royal Tichelaar ve Vitra International’da çeşitli görevlerde bulundu.
Jongerius ürünleri kişisel kolleksiyonlar kadar pek çok ulusal ve uluslararası müzede de yer almakta, tasarımcı müzeler için iş de yapıyor, New York Modern Sanat Müzesi için yaptığı “My Soft Office” bunlara bir örnek. İlk Jongerius kitabı 2003’de Phaidon tarafından yayınlandı.

Li Edelkoort
1950 Hollanda doğumlu olan Li Edelkoort dünyanın en tanınmış moda yorumcularından biri. Arnhem’deki Güzel Sanatlar Okulu’nda moda ve tasarım okumuş ve eğitimi esnasında Hollanda’nın en büyük mağazası olan Bijenkorf’un sadık bir müşterisi oldu. Orada yeni eğilimleri hissedebilmeye yönelik yeteneğini keşfetmiş ve müşterilerin neleri satın almak isteyebileceklerini birkaç sezon önceden tahmin edebilmeye yönelik benzersiz yeteneği onun 1975’de Paris’e yerleşmesine neden oldu. O zamandan beri tüm zamanını, Paris’te bağımsız moda danışmanlığı yaparak olarak geçiriyor.

Edelkoort’un 1980’lerin sonunda Premiére Vision için yaptığı yaratıcı trend forumlarından1990’larda ve daha sonra dünyanın önde gelen markaları için uzun vadeli yaşam tarzı analizlerine kadar olan çalışmaları, trend tahminciliğinin profesyonel bir işe dönüşmesine öncülük etti. 1992’den beri Edelkoort’un dergileri (View on Colour, InView ve Bloom) moda yayıncılığını yeniden tanımlamış ve günümüzün ikonlarından biri haline gelmiş. Son dönemde Eindhoven’deki Tasarım Akademisi’nde ders vermek, Heartwear oluşumu içinde hümaniter girişimler ve dünya çapında sergiler düzenlemek ve müzeleri süslemek vasıtasıyla sanat ve tasarım dünyasında araştırmalar yapıyor.

Time dergisinin onu “Modada Dünyanın En Etkin 25 Kişisi”nden birisi seçtiği 2003 yılından bir yıl sonra, moda ve tekstil için yaptığı işlerden dolayı Hollanda’da Grand Seigneur Ödülü’nü aldı. Edelkoort, el sanatları ve tasarıma olan katkıları nedeniyle Aid To Artisans tarafından 2005 yılında Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görmüştür ve Edelkoort’un küratörlüğünü yaptığı North Meets South isimli bir tasarım sergisi St. Etienne, Paris, Stockholm ve New York’da gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl Edelkoort, trend tahminciliğini toplumsal açımlama için çok önemli bir medyum haline getirmesi dolayısıyla tüm dünyayı dolaşacak bir sergi organize etmeyle onurlandırıldı.

Ruudt Peters
1990’da 2000’e kadar Amsterdam’daki Gerrit Rietveld Academy’nin Mücevher Departmanı’nın başında olan Hollandalı kavramsal mücevher sanatçışı Ruudt Peters’in yapıtları pek çok özel kolleksiyoner tarafından alındı, aynı zamanda Viyana’daki Museum für Angewandte Kunst, Amsterdam’daki Stedelijk Müzesi, Montreal’deki Museé des Arts Décoratifs, Münih’teki Danner Stiftung ve New York’daki Cooper Hewitt Tasarım Müzesi gibi önemli koleksiyonların içinde yer aldı.

Ruudt 2000 yılında her iki yılda bir mücevher ve eşya tasarımcılarına verilen prestijli Francoise van den Bosch ödülünü kazandı. Çok sayıda basılı yayını var.

Amsterdam, Stockholm ve Ravenstein’da yaşayan ve çalışan Hollandalı mücevher ve eşya tasarımcısı Ruudt Peters ile ilham kaynaklarını konuştuk:

Size en çok ilham veren kişiler kimler, ve neden?
İtalya’dan Kounellis, Mario Fetz, Fabro gibi Arte Povera sanatçıları. Bu kişiler önemsiz materyallerden güçlü anlamı olan sanat eserleri yaratmayı başarmışlar.

Günümüz Hollanda tasarımcılığı gündelik yaşam şeklinden nasıl etkileniyor?
Hollanda mücevher tasarımcılığı ve mimarisinin en kaliteli yanlarından birisi, Hollandalıların açık fikirli insanlar olmaları. 17. yüzyıldan beri bütün dünyayı dolaştık. Hollandalılar yeni jenerasyonlara güvenirler ve genç sanatçılara, mimarlara ve tasarımcılara destek olurlar. Başarısız olma riskini göze alabiliriz.

Bu sene üzerinde çalışacağınız ana projelerden bazıları neler?
En büyük projem, Hollanda’daki Hertogenbosch meydanını bitirmek; o meydandaki eski bir kiliseyi yeni bir çitle ve sekiz metrelik bir fıskiyeyle çevreleyeceğim. Bunun dışında, Sefiroth (Hayat Ağacı) projem üzerinde çalışıyorum ve bunu ABD, İsviçre ve Almanya’da sunacağım.

Indaba’daki sunuşunuz hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Konferansımda Sefiroth’daki gelişmeleri anlatacağım.

Bir tasarımcı olmasaydınız, hangi alanda çalışmak isterdiniz?
Sanırım bir keşiş ya da bir rahip olurdum, dine karşı çok büyük bir ilgim var.

Yatağınızın başucunda hangi kitaplar var?
Marguerite Yourcenar’ın Hadrian Memories’i, Herman Hesse’nin Narcissus ve Goldmung’u, Michel Houllebecq’in The Possibility of an Island’ı var.

Günün en sevdiğiniz vakti hangisidir ve neden?
Meditasyon ve yüzmeden sonraki saatler, yani sabah sekiz gibi. Böylece güne açık bir zihinle ve taze bir şekilde başlıyorum.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.