Haberler

Kimin İçin Bienal? Kentin Neresinde Bienal?

Tarih: 15 Nisan 2005 Kaynak: Arkitera Editör: Gülin Şenol

Kimin İçin Bienal? Kentin Neresinde Bienal?

9.Uluslararası İstanbul Bienali Eylül ayında gerçekleşecek. İçinde sanat yapıtı, sanatçı, sanat izleyicisi, sanat eseri biriktiricisi, sanat eleştirmeni vb. gibi çok parçalı bir yapı bulunduran “sanat”ın sergileneceği, izleneceği, konuşulacağı, eleştirileceği bir etkinlik beraberinde birbirinin içine geçmiş, kendi kadar kompleks sorunları da getirir.

Ancak bu sefer 13 Nisan Çarşamba akşamı Garanti Platform Güncel Sanat Merkezi’nde yapılan panelde Vasıf Kortun problemi kendilerinin yarattığını söylüyordu.  Deyim yerindeyse her şey Eylül ayında gerçekleşecek sergiyi kentin tarihi / turistik merkezinde konumlandırmak istemediklerinden emin olmaları ile başlamış. Yazıyı okuyanlar için bu basit bir mekan problemi olarak gözükmesin. Bu kararın sonrası kentle Bienal gibi bir serginin birbirleri ile kurdukları ilişkiyi sorgulamaktır ve görünen o ki öyle de olmuş.            

“Dokuzuncu İstanbul Bienali zor durumda.” diyerek Bienal’in problemlerini, önemini, kentle, sermaye ve yerel yönetimlerle olan ilişkisini, sanatın bu noktada kazandığı anlamı tartışmak için panelde bir araya gelen Vasıf Kortun, Korhan Gümüş, Charles Esche, Ali Akay, Orhan Esen ve Mustafa Pancar’ın ve sanatla ilgilenen çok sayıda kişinin bulunduğu panelde öncelikli olarak Bienal’in kentle ilişkisi,  Charles Esche’nin konuşmasında öne sürdüğü “Bienal kente ne yapar, ne yapmaz, kente nasıl katılır ve nasıl ayrışır?” ve “Sanat bir dekorasyon mudur, direniş midir, bir mutenalaştırma aracı mıdır?” soruları üzerinde duruldu.

İki saatten fazla süren paneli birebir bir etkinlik haberi gibi açıklamanın sanırım pek imkanı yok. Ancak çok can alıcı ve düşündürücü konulardan biri olan özelleştirme ve ekonomik gelişmelerin kente ve Bienal’e etkisi gibi bir konudan bahsetmemek milyonlarca insanın birlikte yaşadığı bir kentin yönetimi ve kullanımı ile ilgili mekanizmaları ve aksaklıkları görmezlikten gelmek olacaktır.

Kamusal Alan Nedir ve Kimindir? Bienal Alanı Neresi Olabilir?
Panelde belirtilen en önemli söylem Bienal’in kente nasıl daha faydalı bir hale getirileceğiydi. Korhan Gümüş, konuya hizmet üretenlerle kamu kararlarını verenlerin rollerinin değişmelerine değinerek başladı.

Sürekli olarak “katılımcılık”ın öneminden bahseden yöneticilerin informel katılımcılığı oluşturduklarını söyleyen Gümüş, müteahhitler veya şirketler gibi aslında hizmet üretmesi gereken kesimin yöneticilerin bu tutumu sayesinde informel biçimde kamusal alanlarda hizmet üretimine geçtiklerine değindi.

Çıkar amaçlı bu grupların özelleştirmenin etkisi ile kamusal alanlara karışması ve hatta hizmet üretir duruma gelmesi, dolayısıyla kültür ve sanata, başkanı mimar olan bir kentte bile mimarlığa yeterince bütçe ayrılmadığını vurgulayan Korhan Gümüş, bu grupların yaptığı yatırımların kamunun yapacağı yatırımlar kadar özgürleştirici olmayacağını söyledi. Bienal ya da bu çerçevedeki kamuyu ilgilendiren projelerde özelleştirme ile çıkar ilişkisi işin içine girince birden projelerden vazgeçildiği, bu ilişkiler içerisinde kar nereyi işaret ediyorsa mekanın da oraya tahsis edildiğine dikkat çeken Korhan Gümüş’ten hemen sonra Vasıf Kortun Bienal için mekan ararken seçilen yerlerin her seferinde mekanların ne şekilde kaybedildiğini Camialtı Tersanesi, Tepebaşı, Antrepo ve Şişhane Metro Binası örneklerini vererek açıkladı.

Diğer bienallerin tam tersine bütçe talep etmeden kendini döndüren İstanbul Bienali’nin kente hizmet verirken, bu karşılıksız ilişkiyi kabul etmişken bile kamusal alanın bir parçası olarak görülmemesi “kamusal alan” kavramının gerçekten de tehlikede olduğunu gösteriyor. Üstüne üstlük panelde belirtildiği gibi kamusal alan tehlike altına girdiği anda başka birçok şey gibi sanat da tehlike altına giriyor.

Korhan Gümüş konuşmasının bir yerinde “Güncel sanat bazı şeyler için araçsallaştırıldığı anda yönetimlerden destek alıyor, araçsallığını kaybettiği anda destek de yok oluyor.” diyerek bence çok açıkça bir tehlikeyi de işaret etti:

Eğer sanat, sunumu ve kentle ilişkisi kamusal alan dahilindeyse ve kendi örneğinde olduğu gibi çıkar gruplarının çizdiği kadere göre biçimleniyorsa kamusal alan nasıl tanımlanabilir?

Kamusal alan nedir ve kimindir?

Peki Bienal kimindir?

Merak edenler olursa, Eylül Ayı’nda 9.İstanbul Bienali’nin Beyoğlu, Galata ve Karaköy arasında birbirinden mekansal olarak bağımsız yerlerde yapılması planlanıyor.

Eylül’de “Kamusal Alan”ın - kentte her seferinde tekrar tekrar tanımlanan - bizlere ayrılan yerlerinde gönül rahatlığı ile dolaşmak dileği ile...

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.