Topkapı Sarayı'nın yeni müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı "Bir müzeyi müze yapan vatandaş inisiyatifidir" diyor.

Topkapı Sarayı'na ilk kez 1955 yılında geldi. O zaman 8 yaşındaydı. Sarayı daha sonra yüzlerce kez ziyaret etti. Şimdi 58 yaşında ve Topkapı Sarayı Müzesi'nin müdürü oldu. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, üniversite hocalığı ile müze müdürlüğü arasında çalışma alanı, saatleri ve sorumlulukları açısından büyük fark olduğunu belirterek, "Ama vazifem bu benim. Devlete ve millete karşı bu sorumluluğu yerine getirmem gerekiyor" diyor. 1 Haziran'da resmen görevine başlayacak olan Ortaylı, personel sayısının yetersiz, maaşların az ve sarayın tamirat gibi çok büyük gereksinimleri bulunduğunu belirtiyor. Sarayın bir eşinin daha bulunmadığını belirten Ortaylı halkı saraya sahip çıkmaya çağırıyor. Peki Ortaylı ne gibi yenilikler yapacak? Öncelikle saraydaki tamiratların süreceğini söyleyen Ortaylı, bu arada Divan-ı Hümayun bölümünün düzenleneceğini, silah, kumaş, porselen koleksiyonlarının ve zengin kişilerin bağışladığı bazı eserlerin bir süreliğine Gülhane tarafından devredilen binada sergileneceğini anlatıyor. "Dünyanın en zengin çini koleksiyonu bu sarayda" diyen Ortaylı, çinilerin bulunduğu bölümün depreme karşı güçlendirileceğini diğer yandan kütüphanenin de tamir edilip düzeltileceğini söylüyor.

Askerden Mail
Ortaylı, ilginç bir anekdotu ise şöyle aktarıyor: "Dış kapıdaki Mehmetçik bana mail atmış. Kapı dar geldiği için otobüslerin geçerken kapıyı çizdiğini yazmış. Bu sorunların giderilmesini vilayetten talep edeceğiz."

Hayaletler
AB'ye uygun bir müze için ne yapacağını sorduğumuzda Ortaylı, "AB normlarını ben müze için bilemiyorum. Kabul ettiğimiz bütün yönetmelikler Fransız menşeli. Burası bir müze değil, saraydır. Padişah ve devlet evidir. AB iyi bir örnek değildir. Bir müzeyi müze yapan vatandaş inisiyatifidir. Devlet bütçesiyle gitmez, vatandaş kendi zenginliğine sahip çıktığı ölçüde bunu kendi götürür" diyor. Peki ya hayaletler? Eski müdür Dr. Filiz Çağman, sarayda hayaletlerin olduğunu söylemişti. Ortaylı ise, "Hayaletten hep bahsedilir, her müzeye de lazımdır" demekle yetiniyor.