Haberler

2 Design Kiev'de ülkenin en yüksek binasını yapıyor

Tarih: 28 Eylül 2007 Kaynak: Sabah
Ukrayna ve Katar'ın en yüksek binalarının projesini yapan 2 Design Mimarlık Şirketi, kuracağı ofislerle bu bölgelerde büyümeyi planlıyor. Kempinski'nin tavsiye ettiği altı mimarlık şirketi arasında yer alan firmanın 2010 hedeflerinde kurumsallaşmak ve ISO belgesi almak bulunuyor.

Design Mimarlık Şirketi, iki okul arkadaşı tarafından kurulduğu 1995 yılından bugüne pek çok projede yer aldı. Son yıllarda hızla büyüyen ve yurtdışına açılan şirket bugün, Ukrayna ve Katar'ın toplam 350 milyon dolarlık yatırım olan en yüksek binalarını yapıyor. Kempinski'nin "short list"inde yer alan yani tavsiye ettiği altı mimarlık şirketinden biri olan 2 Design'ın ortakları Yüksek Mimar Murat Kader ve Yüksek Mimar Sema Eser Özsaruhan'la, sektörü ve projelerini konuştuk.

* Kiev ve Doha'daki projelerinizden bahseder misiniz?

Murat Kader:
Katar'daki "Doha Trade Center" projemizi 2 yıl önce yaptık. Basra Körfezi'nin hemen yanında, 254 metre yüksekliğinde olacak. 30 bin metrekarelik bir proje ve 150 milyon dolar keşif bedeli ile ihale edilecek. Önümüzdeki yıl inşaatına başlanacak proje, bir ofis binası olacak. Son 10 katında ise uzun dönemli kiralanabilir rezidanslar yer alacak. Kiev'de de şehrin merkezinde olimpiyat stadının yanında, "Kiev Trade Center" projemiz var. 160 bin metrekarelik bir alanda kurulacak ve 200 milyon dolar keşif bedeli olacak. 44 katlı bina Ukrayna'nın en yüksek binası olacak. Şubat ayında temeli atılacak ve 2012'de yapılacak Avrupa Oyunları'ndan önce bitirilecek. İnşaat da 15 yıldır Ukrayna'da faaliyet gösteren Türk inşaat şirketi Mega Teknik'in ortaklığıyla yapılacak.

* Ukrayna'da faaliyetleriniz sürecek mi?

M.K:
Kiev'de bir ofis tuttuk. Lisans için de başvurduk. Kendi imza yetkimizi alacağız. Yatırımlar ciddi bir şekilde Kiev'e, aşağıda Odessa'ya kaymaya başladı. 10 yıl önceki Moskova'ya benzetiyorum Kiev'i. Çok iyi bir alternatif bence.

Tiflis'te ofis binası yapacak
* Yurtdışında başka hangi ülkelerde projeleriniz olacak?

Sema Eser Özsaruhan:
Almaata, Astana ve Moskova'da çeşitli projelerimiz sürüyor. Mesela Moskova'da çok büyük bir SPA projesi bitirdik; Avrupa'nın en büyük projesi. Almaata'daki proje 230 bin metrekarelik alanda yer alacak. İnşaatı devam ediyor, şu anda dördüncü katında. 26'şar katlı dört kuleden oluşuyor. Otel, rezidans ve alışveriş merkezinin de yer aldığı bina, Okan İnşaat tarafından yapılıyor. Astana'da ise 85 bin metrekarelik iki kuleli rezidans projemiz var. Aşkabat'ta 3 yıl önce Gama İnşaat'ın davetiyle Asya Olimpiyatları'nın ülkede yapılması olasılığı için bir olimpiyat projesi yaptık. Aşkabat'ta bir dizi otel de yapmıştık o zaman Hazar Denizi'nin kıyısında. M.K: Şimdi Tiflis'ten bir davet aldık. Gürcistan'a gidiyoruz. Bir ofis binası yaptırmak istiyorlar. Filarmoni orkestrasının yanında, parlamentonun da bulunduğu ana cadde üzerinde bir bina projemiz olacak.

* Avrupa'nın gelişmiş ülkeleri de hedefleriniz arasında yer alıyor mu?

M.K:
Alman Loebermann Partner'la bir ortaklık anlaşmamız bulunuyor. Bu sayede gelişmiş ülkelerde de ortak projeler üretebiliyoruz. Fakat son döneme baktığınızda Avrupalı firmaların büyük bir kısmı, özellikle Türkiye merkez olmak üzere, söylemiş olduğum bu bölgelerde iş yapmak istiyor. Avrupa'nın büyük şehirlerinde bu kadar çok proje yapılmıyor.

* Türkiye'deki inşaat sektöründe son yıllarda yaşananları nasıl yorumluyorsunuz?

M.K:
Türkiye'de mühendislik hizmetlerinde ciddi bir profesyonelleşme görüyorum. Uluslararası projelerde yer alabilen, firmaların sayısı artıyor. Yetişen personel de Türkiye piyasasında kaliteyi arttırıyor. Artık son derece donanımlı projeler kullanılmaya başladı. Çünkü projelerin ebatları büyüdü. Konut projelerinde o kadar çok arz var ki ciddi sıkıntılar yaşanacağını düşünüyorum. Öte yandan yabancı firmaların Türkiye'ye gelmeyi istemesi ciddi bir de ofis ihtiyacını da ortaya çıkardı. Mesela biz satın almak ve kiralamak için bir yıldır kendimize 500 metrekarelik ofis bulamıyoruz.

'Önceliğimiz kurumsallaşmak'
* Önümüzdeki dönem hedefleriniz ne olacak?

S.E.Ö:
Biz kurulduğumuz günden bu yana sürekli büyüdük. Çünkü devamlı hedefler koyduk. Şimdi yine 2010 yılı için hedeflerimiz var. Öncelikle toplam kaliteye önem veriyoruz. Yakında ISO belgemiz olacak. Dünya üzerinde her yerde çalışabilen ve her ihaleye davet edilen kurumsal bir firma olacağız. M.K: Başka hedeflerimiz de var. Bir yelkenli grubu kuruyoruz. Eğitimlere başladık. Şu anda 24 kişinin tamamı eğitimlerden geçiyor. Sonunda seçmeler yapılacak. Hedefimiz 2010 yılında Ege Cup'a katılıp ödül almak.

'Turizm sektöründe büyüyeceğiz' 
* Richmond Sapanca'yla turizmde de proje üretmeye başladınız...

M.K:
Aralarında Kıbrıs, Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan'ın da bulunduğu dünyanın farklı ülkelerinde 12 tane SPA, Welness Center ve buna bağlı otel projelerimiz var. Bunların en küçüğü 2 bin 500, en büyüğü 21 bin metrekare. Richmond Sapanca bizim bu konuda ilk biten otelimiz oldu. Son iki yıldır Türkiye'nin en iyi SPA oteli seçiliyor. Biz sadece projeyi yapmıyoruz, konsepti de oluşturuyoruz. Bunun için Tayland'a gittik, Puket Adası'na gittik. Oradaki tüm kürlerden kullanıp tecrübe edinip onları Avrupa'ya uyarlamaya çalıştık.

'Yatırımcı olmayı düşünmüyoruz proje yapacağız'
* Önümüzdeki dönemde yatırımcı olmayı da düşünüyor musunuz?

M.K:
Hayır. Hep böyle devam edeceğiz. Bundan 3-4 yıl öncesine kadar taahhüt grubumuz vardı. Yaptığımız tüm tasarımların uygulamasını da yapıyorduk. Fakat onlarla uğraşıyor olmak bizi çoğul proje yapmaktan alıkoyuyordu. Artık onu bıraktık. Her yerde proje yapabiliyoruz ve bu da bizi tatmin ediyor.

* Konut projesinde yoğunlaşmayı düşünmüyor musunuz?

M.K:
Bizim özellikle Bakü'de konut projelerimiz var. Bir tanesi 6 blokta 200 daire. Yeni aldığımız bir proje daha var. Gölün etrafında villalar ve apartmanlardan meydana gelecek. 120 daireden oluşacak. Türkiye'de son birkaç yıldır proje geliştiremiyoruz. Çünkü bizimle aynı seviyede iş yapılamadığı için bizim fiyatlarımız yüksek geliyor.

'İstanbul'u çirkin hale getiren mimarlar değil yerel yönetimler'
* İstanbul'un mimarisini nasıl buluyorsunuz?

M.K:
İstanbul'u çirkin yapan mimarlar değil, yerel yönetimler.

S.E.Ö: Bu en başta eğitimden başlıyor. 4 yıl mimarlık okuyan herkesin elinde altın anahtar var. Çizdi mi yapılabilir. Başka ülkelerde ciddi eğitimler, stajlar, sınavların ardından bu yetki veriliyor. Ekonomik şartlar da bunu etkiliyor. Hiçbir şehrin girişinde bu kadar çok gecekondulaşma yok. Bunların hepsi bir bütün. Artık bundan sonraya bakmak lazım. Neyin ne kadar rehabilitasyon edilebileceğine bakmak lazım.

M.K: Rehabilitasyon için yasaların değişmesi lazım. Eskiden bir binayı yeniden yapabilmek için tüm daire sahiplerinin onayı gerekiyordu. Şimdi yeni bir kanun tasarısıyla bu onayda yüzde 80 aranacak. Yerel belediyeler bunun yapılabilmesi adına rant veriyorlar. Yani 5 katlı bir binanın yerine 7 katlı binanın yapılmasına izin veriyorlar ki özendirilsin. Bu çok olumlu bir gelişme.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.