Haberler

Yine kaçak, yine yıkım peki ya kesin çözüm?..

Tarih: 31 Ekim 2007 Kaynak: Olay Yazan: Devrimde Gürler
Kaçak yapı üzerine yazdığımız yazının haddi hesabı yok. Ne zaman şehre şöyle azıcık yukarıdan bakma fırsatı yakalasak, güzelim gelincik tarlasını kırıp geçirmiş hastalık gibi gözümüze gözümüze batıyor çirkin bina öbekleri.

Ve her seferinde umutsuzluğumuz perçinleniyor. Umudumuzu yitirmemekteki kararlılığımıza rağmen. Azıcık yeşertelim umutlarımızı diye mücadelenin başında oturanların kapılarını çalıyoruz. Ama alabildiklerimiz bir tek avucun içinde bile eriyip gidiyor.

Dana dün bu kentin doğu bölgesindeki sekiz farklı bölgede yıkım yapıyordu ekipler. Ama korkarım ki, yıkmakla falan önüne geçilmiyor bu meselenin. Hep söylüyoruz; toplu konut alanlarına ilişkin projeler, bu meselenin çözümü için bir yol gibi görünse de. Üzücüdür ki, kalıcı çözümler konusunda yeterince inandırıcı değil.

Aslına bakarsanız, kağıt üstü en doğru çözümdür toplu konut alanları üretip, planlı yerleşim birimlerini kentin hizmetine sokmak. Ve yine en akılcı yoldur, toplu konut alanları üretip, kimseyi zorlamayacak geri ödeme planları hazırlamak. Az da olsa sabit bir geliri olan pek çoklarına, kira öder gibi taksit ödeyip, bilmem kaç on yıl sonra da olsa kendi evine sahip olma hevesini elbette aşılar.

Ne ki, asıl büyük endişe yerli yerinde sabit; Bu kentte bir türlü oluşturulamayan kentli olma kavramı. Kentli olma sorumluluğu, kenti koruma hassasiyeti, kentin çıkarlarını kendi çıkarlarının önünde turan anlayış biçimi... Hani?.. Şehrin sağında solunda bulduğu en küçük toprak parçası üzerine bile iki oda kondurma iştahı sadece düşkünlükten midir dersiniz. Yani aslında insanlar sadece kendi başlarını sokacak bir dam aradıkları için mi böyle pıtrak gibi kaçak bina konduruyorlar sağımıza solumuza. Çok inandırıcı değil. Bir kere önümüzde bir takım elle tutulur gerçekler var bu şüpheyi sağlamlaştıran.

Bakın mesela; Ankara Yolu`nun İhtisas Kavşağı`ndan itibaren hem altı hem de üstü, tam anlamıyla kaçak yapı cenneti. İnsanlar son otuz yıldır buldukları bir avuç toprağın üzerine bile tuğla örmeyi alışkanlık haline getirmişler. Ve fakat bu alışkanlık zamanla hırsla birleşip, ille de birden çok ev sahibi olma, kaçak da olsa, çok katlı bina edinme azmine dönüşmüş.

Gözümüzün önünde olup biten gerçekler var. Kaçak yaptığı binasının üzerine daha altıncı ayına varmadan ikinci hatta üçüncü katını çıkanlar var. Belirli bir işleri olmadığı halde, memleketteki tarlasını tapasını satıp paraya çeviren, eline geçen parayı da kentin kaçak yapılarına bir yenisini daha eklemeye harcayan bu insanlar için, ikinci hatta üçüncü evin anlamı sadece memleketten gelecek akrabalara barınak hazırlamak değil.

Onlar birer akaret olarak, işi gücü olmayan, belirli bir gelire kavuşamayan o insanlar için ekmek kapısı. Yaşadığı mekanı kafasına göre yapıp, yasalara meydan okurcasına, düşkünlüğüne ve de zorladığına sığınarak af bekleyen ama ilk kaçağını affettiremeden ikincisinin direklerini diken insanlar var. Yerel yönetimlerin kaçakla mücadelesini de, kaçak sorununu çözmek için ürettiği projeleri de kesinlikle desteklemek gerekiyor. O nedenle de sorgusuz destekliyoruz. Tümüyle çözmese de gerçek ihtiyaç sahipleri açısından bir çıkış yolu yaratır umuduyla olumlu bakmaya çalışıyoruz.

Ama itiraz ettiğimiz bir nokta var. Bizim bu çalışmaları desteklememizi ya da yerel yöneticilerin geceler boylu oturup yeni projeler üretmelerini değersiz kılan anlayışın yıkılması gerekiyor her şeyden önce. İki buçuk milyona yaklaşan nüfusuyla bu kentte çalışmak isteyene iş, karnını doyurmak isteyene de aş fazlasıyla var. Ama korkarım ki; niyet azıcık sağa sola yalpalayıp, fırsatçılık veyahut aç gözlülük kavramları açığa çıktı mı, aş dağılımı da, iş dağılımı da dengesini kaybediveriyor...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.