Haberler

Tanrıların Kayıp Hazineleri Burada

Tarih: 6 Kasım 2007 Kaynak: New York Times Yazan: Nicolai Ouroussoff Çeviren: Ceren Bayazitoğlu, Emine Merdim Yılmaz


Ancak aklı başında olmayan bir mimar, o şekilde varsayarsak, kendi binası ile Parthenon arasında bir karşılaştırma yapmak isteyebilir. İnsanlık tarihinden en başarıları işleri arasında sayılabailecek yeni Akropol Müzesi, İsviçre doğumlu mimar Bernard Tschumi’nin diğer frapan işlerine bakıldığı zaman sakin bir iş olarak şaşırtıcı gelebilir.

Fakat Tschumi egosunu bir yana koyarak büyük bir işi başarmış. Parthenon’un üzerini aydınlatan meditasyon, kendi doğruları içinde de büyüleyen bir bina. Daha önce mimarlığın diğer çalışmaları hakkında güzel sözler söyleyen bir tasarım gördüğümü hatırlamıyorum.

Atina’daki bu müze geçtiğimiz sene açıldı. Parthenon’un yanındaki Eski Akropol Müzesi’ndeki yüzlerce mermer heykel daha iyi korunmaları için yeni yerlerini aldılar. Bununla birlikte 19. yy’da Lord Elgin’den kurtarılanların yarısından fazlası da yer alıyor.

İngiliz Hükümeti be eserlerin British Museum’a ait olduğu ve kesinlikle geri verilmeyeceği konusunda ısrarlı. Yunan Hükümeti de doğal olarak Atina’ya ait olduğunu savunuyor.

Şimdiye kadar benim hislerim İngilizler’in yalan söylediği yönündeydi. Dünya’nın büyük müzelerinin çoğunun geçmişinde buna benzer kuşkulu durumlar yer alıyor. Neden binlerce yıllık emparyalist tarihlerinin karşıklığını çözmezler? Akıllı biri bunu görüp harekete geçmeli.



Eriyen heykelleri, mimarlığı ve antik peyzajıyla güçlü görsel bir öykü sunan Yeni Akropol Müzesi, tatışmalardan yorulmuş ve her iki tarafa da beyaz bayrak sallıyor. Üst katlardaki galerileri, aydınlık çerçeve içindeki yıpranmış Parthenon manzarasına bakarak, heykellerin geri dönmesini arzulamadan gezmek imkansız.

Müzenin dilsel gücü projeyi 6 senedir takip eden kişileri şaşırtabilir. Tschumi, günümüz müze mimarlığında sıkça görülen frapanlığa karşın sade ve sert tasarımı ile yarışmayı kazanmıştı.

İnşaat başlamadan önce müze içinde seçilen yerin uygun olmaması, heykellerin taşınması sırasında risk ile karşılacağı gibi konularda 100 davayla ile karşılaştı. Yerel korumacılar, şimdi de müzeden antik tiyatroya kadar müzenin silüetini engelleyen Artdeco ve Neo Klasik iki binanın yıkılmasını engellemek için savaşıyorlar.

Fakat sonuçta gergin ve göze çarpmayan bir bina var. Dionysiou Areopagitou Sokağı’ndan yaklaşırken ilk izlenim şehrin yoğunluğu içinde kaybolmuş olması.

Yakından bakıldığında, formları belirsiz bir şekilde büyüyor. İnşaat sırasında bulunan antik şehri korumak için bütün bina büyük kolonlar üzerinde yükseltilmiş. Devasa betonarme güneşlik esas giriş meydanı üzerinde çıkıntı yapıyor. Müzenin en üst katının hemen üzerinde hafifçe kaymış gibi. Köşeleri alttaki katın kenarından kaldırılmış sanki binanın üzerinde kayıyormuş gibi.

Bu dengesizlik, size Yunan tarihinde yüzyıllar boyunca rehberlik yapan ve Parthenon’u canlı gözlerle görmenize izin veren, dikkatlice yürütülen bir öyküyü kuruyor. Plaza zeminindeki elips şeklindeki yırtık, arkeolojik kalıntılarının izlenmesine olanak sağlıyor. Buradan alçak, loş bir lobiye gidiliyor ve ana galeriye ulaştıran geniş bir rampa dönülüyor.

Birkaç kat yukarıdan, beton ve camdan oluşan bir ızgaradan gün ışığı aşağıya süzülüyor; rampanın zemini, yeraltı kalıntılarına daha fazla görüş sağlayan, ısıtılmış cam panellerinin oluşturduğu bir ızgara şeklinde. Yukarıya doğru yürüdükçe, rampa üzerine yerleşmiş Arkaik kireçtaşı alınlığa ulaşmadan önce, gri mermer ayaklar üzerinde bir dizi figür yer alıyor.

Propylaea’nın sade sütunlarından veya girişten önce durakladığınızda son bulan tören alayı, Parthenon’a tırmanışta yankılanıyor. Köşeyi döndüğünüz ve ana galeriye ulaştığınız anda, yolculuğun anlamını kavrıyorsunuz. Şu anda boş olan bu geniş alan, Mycenaean (Yunan) döneminden MÖ erken beşinci yüzyıla kadar olan, tanrı heykelleri ve diğer mitolojik figürler ile doldurulacak. Athena’nın devlerle güreşini resmeden mermer alınlık kısmı – sınırsızlığın ve Yüksek Klasik Dönem’deki önde gelen kontrollü gücün ekspresyonist anlatımına bir örnek – galerinin en sonunda yer alacak. Buradan, asma kattaki restorana ve Atina Tapınağı’ndan kanatlı Nikes tarafından kuşatılan tanrıçanın resmedildiği bir korkuluğa ev sahipliği yapan küçük bir galeriye ulaşarak, daha fazla yürüyen merdiven ve basamağa bağlanabiliyorsunuz.

Bu düzen, orayı uzayın içinde hareket edermiş gibi deneyimlediğiniz için, Sovyet film yapımcısı Sergei Eisenstein’ın, Acropolis’i en eski filmlerinden biri olarak tanımlayan 1940 tarihli denemesini akla getiriyor. “Bir mimari topluluk için, bir montaj serisini kare kare hayal etmek, binalar arasında, bir bacağımızın yürüyerek yarattığından daha ustaca yapılmış olan bir oluşumdur” diye düşünüyor.



Tschumi de Eidenstein gibi, görsel deneyimlerin bir montajını yaratmayı amaçlıyor. Kamera için yürüyen ayaklar, yol boyunca bu resimleri topluyor ve yeniden biraraya getiriyor. Hedefinize ulaştığınız zaman, bunlar uyumlu bir görüş haline geliyor.

Müzenin üst kat galerilerine girdiğiniz zaman, tüm saha beklentilerine ulaşılıyor. Kutsal iç tapınak odası etrafında yerleştirilen kolonat ile, Parthenon’un kendisinin düzenine, yankı yapıyorlar. Merkezi çekirdeğin etrafında, tapınak frizleri devamlı bir dizi şeklinde monte ediliyor, böylece kesintiye uğramadan, öyküyü takip edebiliyorsunuz. Antikaları kaybolan paneller boş bırakılacak, British Museum’da durmakta olanlar ise sahte oldukları anlaşılacak şekilde, yarı saydam örtü ile örtülerek sıva içerisinde tanıtılacak. Giriş katı cam ile çevrelenmiş, böylece etraftaki şehri izleyebiliyorsunuz.

Odanın, tamamen farklı olan heykel ve mimari parçaları birbirinden, içeriklerine göre doğru bir şekilde koparıyor olmasının altında bir deha yatıyor. Galerinin güney tarafına ilk girdiğiniz zaman, müzenin frizleri ve çatı sütunu tepe taşları, Atina’nın çatı tepelerinin kireçli arka perdesine karşı izleniyor. Bir köşeyi döndüğünüz an, Parthenon tam olarak görüş alanınıza giriyor, eski tapınak sağ tarafınızı büyük pencereleri ile sarmalıyor. Parthenon’un doğu cephesi ve hayal gücünüzde birleşen ve orayı süsleyen heykeller, sizin orayı Periclean Atina zamanındaki tapınak olarak resmetmenizi sağlıyor. Sonunda, Yüksek Klasik Dönem ihtişamının dereceli olarak, Yunan antikalarının Romen kopyalarına yön verdiği, küçük galeriler dizisinin içinden inerseniz, Parthenon, yavaş yavaş gözden kaybolur.



Bu sihirli bir deneyimdir. Klasik geçmişi yenilemek veya basitçe taklit etmek yerine, Tschumi yüzyıllar arasında uzanan bir diyaloğu vaat ediyor.

Müzeyi gezdikten biraz sonra, Londra’ya olan akşam uçuşumda, bu düşünceleri beraberimde götürdüm. Ertesi sabah, Elgin Mermerleri’ni gezmek için otelimden British Museum’e yürüdüm. Uzun, ince Duveen Galerisi içerisinde, şiddetli ani bir sızı hissettim. Mermerler şaşırtıyordu; fakat vatan özlemi çekermiş gibi görünüyorlardı.

Parthenon’da nerede olduklarını ziyaretçilere hissettirebilmek amacıyla, küratörler iki karşılıklı duvar boyunca, galerinin sonlarında yerleştirilen alınlıklarla frizleri asmışlardı. Gene de, kompozisyonun bir parçası gibi değil de, bunları bireysel sanat işleri olarak okuyorsunuz.

Bir atın geri çekilmekte olan kuyruğunu ve bir diğerinin ileriye atılan başını resmeden ve aralarında boş, geniş bir alanın olduğu bir panel nefes kesicidir. Fakat, Parthenon içerisinde orjinal olarak nasıl yerleştiğini hayal etmek zordur. Orjinal devasa taş bloklardaki içerik eksikliği, iki yüzyıl önce sırf, Lord Elgin’in gemi yolculuğunu kolaylaştırmak amacını güden acımasız bir vandalizm hareketiyle oyulması sonucu arttı.

Batı medeniyetinin güzelliklerinden birinin kalıntılarının sökümü sırasında, bunları Lord Elgin yağma etti. Bunları medeniyet için üreten, mermerlerin büyük bağlantısı kayboldu.

Tschumi’nin, büyük başarısı, bu gerçeği mimari formda belli ediyor olması. İhtişam veya yapmacık olmaksızın, binası mermerlerin dönüşünü ispatlıyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.