Haberler

Bilim, deprem ve İstanbul!

Tarih: 12 Kasım 2007 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Ahmet Yazıcıoğlu
Marmara'nın altı fokur fokur kaynıyor. Kırıkta, 17 Ağustos 1999 depremi öncesindeki belirtiler var. İstanbul ile Marmara Denizi'nin çevresi büyük risk altındadır. Bu sözlerin sahibi, kafayı yemiş sıradan bir adam değildir. Ruh hastası deseniz hiç değil. Felaket tellallığı da yapmıyor. Küpünü doldurma hesapları falan da yok.

Kariyer sahibi bir bilim adamı. İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi, deprem profesörü Naci Görür, son derece önemli tespit ve uyarıda bulunuyor.

- Hayatımızı tehlikeye atıp Marmara Denizi'nin 1230 metre derinliğine 20 ayrı dalış yaparak, toplam yedi saat fayı inceledik. Sismik ölçümlerle deniz altının röntgenini çektik. Fayın kalp atışlarını duymak için, fay boyunca aletler yerleştirdik. Deniz altındaki kırık, İstanbul'un nasıl bir tehdit altında olduğunu göstermektedir.

Söyledikleri Yalan mı?
Prof. Dr. Naci Görür bu uyarıyı, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde düzenlenen "Deprem, binalarımız ve önlemler" konulu konferansında yapmış. Etkili, yetkili geçinen herkesi uyarıyor. Tehlikenin büyüklüğünü bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Bunu yaparken de sitemden geri kalmıyor.

- Depremin, siyasetle, particilikle ilgisi yoktur. İdeolojik bir iş de değildir. Ne bugünkü, ne de geçmişteki hükümetlerin hiç biri deprem konusunda gerekeni yapmamış ve sınıfta kalmışlardır. Marmara'da bu kadar büyük bir deprem beklenildiği halde, 350 bin YTL'lik bir sensör alıp gözlem istasyonu kuramıyorsunuz. Lale için milyarlarca lira harcayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi de, İstanbul Valiliği de 350 bin YTL vermedi!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet'in 84. yıldönümü şenliklerinde, yaptığı havai fişek gösterisi için 15 dakikada 2.5 milyon dolar harcamamış mıydı?

Depremi önceden haber verebilecek, en azından Marmara'nın derinliklerinde neler olup bittiğini ortaya koyabilecek 350 bin YTL'lik sensörün tam sekiz misli parayı 10-15 dakikalık şovda kullanmamış mıydı?

- Marmara'nın altındaki fay boyunca; su çıkışları, metan gazı, petrol ve gaz hidrit çıkışları mevcut. 1999 depremi öncesinde İstanbul Teknik Üniversitesi'nin bu bölgede deprem beklendiği yönünde hazırladığı raporun, göz ardı edilmesi sonucu 20 bin insanımız ölmüştü. Bütün araştırmalar, Marmara depreminin kaçınılmaz olduğunu ortaya koyarken, hükümetin görevi gerekli tedbirleri almak değil midir? İstanbul'daki mevcut yapıların büyük bir depreme dayanmayacağı da bellidir.

Destek ve Köstek
Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Tüysüz, açıklamalarının bilimsel verilere dayalı olduğunu söylediği Prof. Dr. Görür'e katılıyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy da "Kaynayan bu kazan taşabilir. Hatta deprem tsunamiye bile yol açabilir" uyarısı yapıyor.

Jeofizik Kurumu Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan ise, gaz çıkışının deprem belirtisinden sadece biri olduğunu savunuyor ve "15 belirtiden dokuzunu tespit edemezsek deprem olacağını söyleyemeyiz. Deprem çığırtkanlığı yapmanın anlamı yok. 1999'dan beri bazı arkadaşlar deprem olacağını söylediler ama olmadı. Sanki deprem duasına çıkacaklar" diyor.

Türkiye'de bilim ve bilim adamları işte bu halde. Hepsi ayrı telden çalıyor. Acaba binde, hatta milyonda bir ihtimal de olsa, depreme karşı tedbir almak ve hazırlıklı olmak gerekmez mi? "Çıkmaz" demeyin sakın. Size de, bize de çıkabilir. Tıpkı Milli Piyango gibi...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.