Üniversitelerin çoğu ülkesinde kentler üniversiteleriyle anılıyor. İzmir'in de bu konuma gelmesi konusunu Yaşar Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Murat Barkan'la konuştuk.

İzmir'in üniversiteler kenti olması çok konuşuluyor. Yaşar Üniversitesi olarak düşündüğünüz yeniliklerden, projelerinizden bahseder misiniz?

- Bence İzmir üniversite kenti olmaya çok yakın. Bunu, yerel otoritesi üniversiteden çıkmış, 'Oxford, Cambridge gibi bir üniversite kenti yapacağım' demiş ve gerçekleştirmiş Eskişehir gibi bir üniversite kentinden geldiğim için söylüyorum. İzmir, Eskişehir'den daha fazla şeylere sahip. Bir kere sanata kültüre duyarlılığı en yüksek şehir. Bana sıkça sorulan bir soru da özel üniversiteler arasında rekabet nasıl olacak? Bence rekabetten önce işbirliğini konuşmalıyız. Yani özel ya da devlet ayrımı bir kenara bırakılıp İzmir için işbirliği düşünmeli. Bu birliktelikte herkes birbirini iğnelemeye kalkarsa işbirliği zaten düşünülemez. Biz kendimizi öncelikle İzmir'e karşı sorumlu duyan bir üniversiteyiz. 'Hem İzmir hem de Türkiye'deki üniversiteler arasında çok özel, kültürel, etnik dokulu bir insanı üreteceğiz' diyoruz, iddiamız budur. Öncelikle sanata duyarlılık Yaşar Üniversitesi'nin İzmir'e karşı sorumluluğunun bir gereği bir uzantısı ve kendi kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu düşünceyle, önümüzdeki yıl bir güzel sanatlar fakültesi ekleyeceğiz. Ama bu fakülte sadece plastik sanatlarla faaliyet göstermeyecek. Sahne sanatları da, müzik de, plastik sanatlar da, grafik de olacak. Animasyon ve çizgi film canlandırma yer alacak. İzmir'de sanata karşı önemli duyarlılık var. Biz diyoruz ki, 'Hangi bölümümüzde olursa olsun mühendisimiz de, işletmecimiz de, iktisatçımız Türkiye'deki özel üniversiteler arasında sanata en duyarlı, sanattan en fazla nasibini almış insanlar olacak. Daha somut söylemek gerekirse, benim mimarlık öğrencim Chopin ile Bach arasındaki benzerlikleri, farklılıkları bilmeli. Bizim akademik iddialarımız Yaşar Üniversitesi olarak son derece net. Ama İzmirli'nin aklına giden yol önce kalbinden geçer. Bu stratejiyi iyi saptamak lazım. Kalbe giden yolu sanatla daha da açabiliriz diye düşünüyorum. Ve ondan sonra İzmirli'ye kendimizi daha rahat anlatırız diye umut ediyorum. Bütün mücadelemiz bu.

Milano Karşımıza Üçlü Destekle Çıkıyor

İzmir'in gündeminin ilk sıralarında yer alan EXPO'da bilim ayağının eksik kaldığı söyleniyor. Yaşar Üniversitesi'nin bu konuda çalışmaları var mı?

- EXPO 2015'in galibi mart ayında belli olacak. İzmir, EXPO'nun sonucu lehine olmasa bile şu anda yarattığı enerji alt yapısından yararlanmayı becermelidir. EXPO süreci bence İzmir'in çarklarını döndürmek adına önemli bir enerji kaynağı oldu ve bu yitirilmemelidir. Yaşar Üniversitesi her noktada çok iyi olmak iddiasında değil. Bir butik üniversite olarak kendini tanımladığı iki alan var, sanat ve tasarım. Bu noktalarda EXPO'nun tanıtımlarından tutun, kazanıldığı takdirde aktivitelerin içine boğazımıza kadar gireriz. Üniversitelerin bir araya gelip, 'İzmir için ortaklaşa ne yapabiliriz' demeyi becermeleri lazım. Bu arada, Yaşar Üniversitesi olarak biz de kalkıp, 'Kamu oyunun süreçlerinin oluşumunda belirli imkanları sağlarsak sanat aktivitelerinin her alanında bütün kaynaklarımla desteklerim' diyebilirim. Bir başkası sahip olduğu kendi özel konularda 'Ben buraya destek veririm' diye çıkabilir. Örneğin bir sağlık açılımı var EXPO'da. Bu konuda Ege, Dokuz Eylül ciddi iddiaları olan üniversiteler. Onların da, 'Biz de buralarda araştırmalarımız, panellerimiz, akademik çalışmalarımız, aktivitelerimizle katkıda bulunuruz' demesi lazım.

Eleştirmek için değil ama Milano'nun bizim karşımızda üçlü bir saç ayağı ile çıktığını biliyoruz. Bunlardan birincisi siyasetçi, ikincisi bilim camiası. Biz ağırlıklı olarak tek koldan gidiyoruz. Siyasetçi ve işadamıyla. Üniversitelerin destekleri konusunda ise bize herhangi bir talep gelmedi. Diğer üniversitelere gelip gelmediğini bilemiyorum. Geçenlerde ben Dışişleri Bakanlığı'na bir yazı yazdım, 'EXPO 2015 ve bakanlığın başka açılımlarında üniversite olarak destek verebiliriz' diye.

Su Sporlarına Ağırlık Vereceğiz

Yaşar Üniversitesi'nin İzmir sporu için planları var mı?

- Yaşar Üniversitesi spora duyarlı olmak durumundadır. Biz burada ne tür sporlar yapılır diye bir araştırma yaptık. Öğrencilerimizin küçük takım ve bireysel sporlara daha yatkın oldukları ortaya çıktı. Bizi farklı kılmak için İzmir'de su sporlarına ağırlık vermeyi düşündük. Yakın vadede körfezde, Yaşar Üniversitesi logolu laser tekneleri, kürek teknelerini görürseniz şaşırmayın. Burada önderlik edelim istiyoruz. Gönlümden geçen, Oxford'u, Cambridge'i kıskandıracak şekilde İzmir'in beş üniversitesinin körfezde kürek yarışları yapması. Sahilde insanların bu yarışları izlemesi.