Duvarların parçalanmasını engelleme ve kâğıt arasına hapsetme amacı taşıyan depreme dayanıklı duvar kâğıtları metrekaresi 45 Euro'dan satılacak.

Ağustos 1999 depreminin ardından Türkiye'de binaların depreme dayanıklılığını artırmak için yapılan çalışmalarda bir arpa boy yol alıp almadığımız tartışılıyor ancak şirketler de bu sektöre ilişkin ürün geliştirmeyi sürdürüyor. Çelik kapılar, masalar derken buna bir de depreme dayanıklı duvar kağıtları eklendi. Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da bir konferansta gündeme gelen depreme dayanıklı, güçlendirilmiş duvar kâğıdının ticari satışı üç ay sonra Türkiye'de başlayacak. Lüksemburg merkezli Lirefa şirketinin satışa sunacağı duvar kâğıdının dünyada ilk kullanıldığı ülke Türkiye olacak. Lirefa'nın Türkiye Temsilcisi Bayram Yıldızoğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi Knut Milbredt, SABAH'ın sorularını yanıtladı. Aslında ürünün tam anlamıyla bir duvar kâğıdı olarak tanımlanamayacağını anlatan Bayram Yıldızoğlu, "Adı daha önce toplantılarda böyle anıldığı için şimdilik bizde bu tanımı kullanıyoruz ancak ticari satış başladığında duvar kâğıdı yerine başka bir isim kullanılabilir. Alternatif tanımlamalar üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu. Duvar kâğıdının AB ülkeleri, Türkiye, Japonya, Özbekistan, Şili, Çin, Endonezya ve Pakistan'da patentlerinin şirketin diğer ortaklarından Ulrich Nürnberger'in elinde olduğunu söyleyen Yıldızoğlu'nun anlattıklarından çıkan sonuç tıpkı araba camlarındaki gibi darbe geldiğinde kırılıyor ama dağılmıyor.

Molozu Önlüyor
"Şu richter ölçeğindeki bir depreme göre duvarları şu kadar sağlam tutuyor" demenin doğru olmayacağını kaydeden Yıldızoğlu, şöyle konuştu: "Kâğıdın özelliği duvarları bir arada tutması. Deprem sırasında duvarın dayanıklılık gücünü artırıyor. Normal bir duvarın gelecek şoklara karşı direncini takviye ediyor. İlk başta binanın durumuna göre depremde duvarların parça parça olmasını engelliyor. Ancak binada yıkılma gerçekleşirse de duvarın un ufak olmasını engellediği için molozu önleyerek enkazın yaşam için yarattığı tehlikeyi azaltıyor." 

Her Eve Kaplanamıyor 
Nihai tüketiciye metrekaresi 45 Euro'dan satılacak ve alanın zorunlu deprem sigortasını üç yıl boyunca karşılanacağı kâğıdın Türkiye'de inşaat tekniklerine her zaman güvenilemediği için her eve satılamayacağını söyleyen Yıldızoğlu, "Türkiye'de aslında sıvanın tutmadığı binalar var. Mesela bu ürünün işe yaraması için önemli. Böyle bir evin duvarına bu kâğıdı kaplayamazsınız. Ya sıvasının baştan yapılması gerek ya da ürün kaplanmayacak" dedi. Kâğıdın üzerine boya yapılabileceğini söyleyen Yıldızoğlu, dekoratif modellerin de olacağını dile getirdi. Yıldızoğlu, "Taklidine karşıda çeşitli tedbirler alındı" dedi.

'Yılda 3 milyon metrekare üretilecek'
Jeolog olmasına rağmen hayatı boyunca bankacılık yapan Knut Milbredt ise kağıdın üretiminin Almanya'da üç ayrı fabrikada yapıldığını söyledi. Milbredt, "Fabrikalar taşeron. Birinin üretimini tamamen kapattık. 2008'de 3 milyon metrekare üretilecek. İleride üretim artabilir" dedi.

"Ürünü satın alanın DASK'ını üç yıl ödeyeceğiz"
Metrekaresi 45 Euro'dan satılacak duvar kâğıdını alanların zorunlu deprem sigortası (DASK) üç yıl boyunca Lirefa tarafından karşılanacak. Türkiye'de bayilik verecekleri şirketler yoluyla kâğıdı satacaklarını belirten Yıldızoğlu, "Çalışanlar özel eğitimden geçecek. Evin uygun olup olmadığının anlaşılması gerekiyor. Normal duvar kâğıdı gibi şeritler halinde de duvara kaplanmıyor. Aslında bir duvarın ölçüsü alınıyor ve o duvarın tamamına yapıştırılıyor" dedi.

'Karlsruhe sadece test etti, patenti bizim'
Depreme dayanıklı duvar kâğıdı geçtiğimiz aylarda İstanbul'da yapılan bir konferansta da gündeme geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Karlsruhe Üniversitesi'nin geliştirdiği kâğıda destek veren açıklamalar yapmıştı. O dönemde anlatılan kâğıt da aslında Lirefa'nın geliştirdiği ürünün ta kendisi. Kâğıdı bulanın Alman Tekstil Mühendisi Ulrich Nürberger olduğunu söyleyen Yıldızoğlu, ürünün öyküsünü ise şöyle anlatıyor: "2004'te ürünün ilk örneği çıktı. O dönem bir Japon, bir Kanadalı, Nürnberger ve Milbredt şirketini kurdular. Ürün de daha sonra test için Karlsruhe Üniversitesi'ne gönderildi. Oradaki testler başarılı çıktı. Boğaziçi Üniversitesi'nde de test yapılıyor. Patenti Nürnberger'e kullanım hakkı da Lirefa'ya ait. Karlsruhe Üniversitesi sadece testini yaptı."