Akçağlayan toplu konutlarıyla ilgili yazılarım birilerinin canını fena halde sıkıyor farkındayım. Ama gelin görün ki,
Gerçekleri görüp işaret etmek gerek.

Ve o gerçekler kimileri için görünmez hatta gösterilmez kalmak zorunda.

O nedenledir ki, biz kalkıp 'Şu Akçağlayan konutları meselesi var ya...' dedikçe birilerinin cinleri tepesine çıkıyordur.
Son derece basit ve bir o kadar gerçek veriler var ortada ve o veriler söyledikerimizi doğruluyor.

Bizzat Yıldırım Belediyesi'nin kendi internet sitesinden alınmış o verilere göre bakınız; Akçağlayan'da satışa sunular dairelerin fiyatları en düşük 100 milyar ile en yüksek 294 milyar YTL arasında değişiyor. 100 milyar olanlar 2+1 bodrum katlar. Üst katlara çıkıldıkça fiyatlar da tırmanıyor haliyle. 2+1`lerde ihale için ilan edilen en düşük fiyat 136 milyar YTL. 3+1'lerde 210, villalarda ise 295 milyar YTL.

Bütün bu rakamlar ihalede dikkate alınacak en düşük rakamlar. Yani bunun biraz daha üzerinde satışa sunulacak daireler. Şimdi... Bırakınız Akçağlayan Konutları`nın fiziki hallerini, TOKİ'ce yapılıp ucuz üretilmişliklerini, Çevre düzenlemesi, altyapı sorunlarını bir tarafa...

Sadece bir tek sorunun yanıtını arayın; Şehrin yeni yüzü Nilüfer`de site içinde ferah ve de birinci sınıf inşaatlarla bina edilen daireler 150 milyara alıcı bulurken, Şehrin göbeğinde 120 milyardan başlayan fiyatlarla 150 metrekarelik dairelerin sahibi olunabilirken, Allah aşkına biri cevap versin; Kim 300 küsur milyar verip Kaplıkaya`nın bitişiğinde, altyapısız TOKİ villasında oturmak ister ki...

Akçağlayan Konutları'nın bugünkü hali, belediye yönetiminin zihniyetinin ürünüdür. Zira zihniyet; Konutu ucuza yaptırıp pahalıya satmak marifetiyle kasaya bolca para sokma gayretidir ki, Sınıfta kalır. Başından beri söylediğimiz bu.

Şimdilerde kalkmışlar; 'Akçağlayan konutları elde kalmadı, satış neredeyse sona yakmaştı, bütün daireler ve hatta villalar satıldı' diyorlar. E ne mutlu o zaman size.

Bana göre çok inandırıcı değilse de bu bilgi, hakikaten oralardan o paralara ev alan varsa ne ala. Ama ben 300 küsur milyar verip Yıldırım`ın kenarında villada oturacak birilerini tanımıyorum. Hele hele 200 küsur milyar verip o villalara bitişik apartmanların bodrum katında oturmayı kabul edecek birilerini hiç tanımıyorum.

Geçenlerde bir okurumun Yıldırım üzerine tespitlerini anlattığı elektronik postasını aktarmıştım bu köşeden. Üzülerek ilan ediyorum ki; Sayın başkandan hala ses yok. Ne Akçağlayan konutları konusunda bir açıklamayı lütfettiler, Ne de bizzat 'vatandaşım' dediği kişinin eleştirileri konusunda bir izahatte bulunma gereği gördüler. E bütün bunlar 'bildiğimiz Yıldırım'ı bir kez daha doğrulamaya yetiyor. Hatta bir eke ek gerektiriyor, 'Bildiğimiz Yıldırım, bildiğimiz yönetim'