Haberler

İki Devlet, İki Başkent, İki Mimarlık:

Tarih: 22 Haziran 2005 Kaynak: NTVMSNBC

Almanya’nın ikiye bölünmüş tarihinin ve mimarlığının izleri, Siemens sponsorluğunda düzenlenen ‘İki Alman Mimarlığı 1949-1989’ sergisi ile İTÜ Taşkışla Habitat Salonu’nda açıldı.

Duvarın ayırdıkları sadece Almanya’nın bölünmüşlüğünü göstermiyor. Avrupa’nın yakın zaman öncesine kadar devam eden ikiye ayrılmış, ABD egemen toprakları ve Sovyet egemen topraklarındaki mimarlık ürünlerine şahitlik etmek istiyorsanız bu muhteşem sergiyi kaçırmamak gerek.


İki Devlet, İki Başkent, İki Mimarlık: “İki Alman Mimarlığı 1949-1989”

Küratörlüğünü Prof. Dr. Simone Hain ve Prof. Hartmut Frank’ın yaptığı, UIA 2005 Dünya Mimarlık Kongresi çerçevesinde Goethe-Institut İstanbul, İFA ve Arkitera Mimarlık Merkezi işbirliğiyle hayata geçirilen sergi için Prof. Harmurt Frank’in önemli bir notu vardı:

“Mimarlık hep politikaya indirgenir. Evet, mimarlık yönetimlerle her zaman yakından ilgili olmuştur ve çoğunlukla da onların temsilci durumundadır. Ama unutulmaması gereken mimarlık özerkliği olan bir disiplindir. Hatta zaman zaman politikaya karşı bile...”

Prof. Hartmut Frank, serginin açılışından önce verdiği konferansta mimarlığın çok hızlı bir tüketim içinde olduğu, hızın da politikaya ve yönetime bağlı olduğunu söyleyerek başladı. “Tüketim”i tahrip etme anlamıyla da kullanan Frank, Almanya’nın tarihinde iki kere var olduğu dönemin izlerinin hızla tükendiği, İki Alman Mimarlığı Sergisi’nin de 1949 ve 1989 yılları arasında 40 yıllık sürecin izlerini bir koleksiyona dönüştürmek amacıyla işe başladıklarını anlattı.

Hartmut, ikiye bölünmüş ve iki kere varolmuş Almanya’nın mimarlığının da aynı kesintiye uğradığını, 1961’de duvarın yapılmasıyla birlikte batıdaki mimarlık ve doğudaki mimarlık olarak tanımlayabileceğimiz mimarlık pratiklerinin paralelliklerini ve fikir ayrılıklarını bu sergi ile arşivlediklerini açıkladı.

Ancak Frank ve Hain’in hassas davrandıkları nokta şu olmuş; politikayı çoğunlukla arkalarına almaya çalışıp ne doğu tarafından ne de batı tarafından, eş zamanlı olarak mimarlık ürünlerini inceleyerek sergiyi oluşturmuşlar. Asıl ilgilendikleri Almanya’nın 40 yıllık bu döneminin kuruluş ve birleşme şartlarındaki mimarlık ürünlerine yakından bakmak olmuş.

Konferansın çerçevesini sergininkine paralel sunan Frank, ikiye bölünmüş Almanya’nın erken dönemlerinde ortak eğitim almış ve aynı yerlerden gelmiş olmaları sebebiyle doğulu ve batılı mimarlar arasındaki benzerliklerden bahsetti.

Zaman içerisinde farklılıkların oluşmasına “yeniden inşa etme” üzerinden değinen Hartmut Frank, Sovyetler Birliği’nin “Ulusal” Kültür Mirası’nı kollayan politikasının doğuda hissedildiğini, batıda ise “Batı” tarzında yeniden inşa süreçlerinin olduğundan bahsetti.

Savaş sonrasında konut ihitiyacının çok yüksek olmasının konutu hem batı hem de doğu için hem bir ihtiyaç hem de mimarlar için cazip bir ürün kıldığını anlatan Frank, iki bölge içinde prefabrik konuıt yapımının hızından bahsettikten sonra 1970’lerde konut yapımının Federal Almanya’da nasıl kesintiye uğradığını planlı ekonomi sebebiyle Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde 1989’a kadar konut üretiminin devam ettiğini anlattı.

Sonrasında “başkent”e yaklaşım farklılıklarından, Berlin’in bölünmüşlüğünden, İktidarı simgeleyen Berlin ve moderatör Bonn arasındaki farklılıkları sunan Frank, temsiliyet problemine de değindi.

Federal Almanya’nın demokratik görünümünü dışarıda sergilediği modern binalarla temsil etmeye çalıştığını belirten Frank oysa Batılı Almanların modern mimariye olan tutumlarının bunun tam terdi olduğundan, Batı’nın dışarıya modern mimarlık ürünleri sergilemesiyle birlikte içeride modern mimariye olan kapalılığından bahsetti. Doğu Almanya’nın diğer ülkeler tarafından tanınmamasının dışarıda çok fazla mimarlık ürünü yapılamamasının sebebi olduğunu açıklayan Frank, ulaşım, sanayi, inşaat teknikleri gibi önemli noktalara değinerek konuşmasını Duvar’ın yıkılmasından sonra Batı’nın Doğu’yu bir biçimde sindirmesine ve Avrupa’nın dolayısıyla Avrupa kültürünün sadece küçücük bir parçadan batıdan oluşmadığına değinerek konuşmasını bitirdi.

Konferans’tan sonra serginin açılışı yapıldı ve Taşkışla’nın avlusunda düzenlenen ve Siemens’ten Haluk Çelebioğlu, Goethe Direktörü Dr. Rüdiger Bolz, UIA Org. Komitesi Sekreteri Fatih Söyler, UIA Org. Komitesi Başkanı Süha Özkan ve Hartmut Frank’ın konuşma yaptığı bir kokteylle devam etti.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.