Haberler

Hem anlayış hem bina değişmeli

Tarih: 17 Mart 2008 Kaynak: Radikal
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi nasıl kurtulur? Sanat tarihçiler, galericiler, sanatçılar cevaplıyor.

İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesi'nin binasından kaynaklanan sorunları hep gündemde. Oysa, ne bina, ne de işleyiş tarzı, kadroları çağdaş bir müze için yeterli bulunmuyor. Konuyla ilgili hemen herkesin ortak görüşü, yeni bir bina bulunması. Ama her şeyden önce bunu ulusal bir mesele haline getirip, tüm ilgili çevreleri bir araya getirmek, bilimsel bir kurulun hazırlayacağı raporla sonuca yönelik eylem planı hazırlamak gerekiyor. Tabii, tüm bunlar yıllardır devlette egemen olan ve müzeyi bu hale getiren düşünce biçiminin değişmesi halinde gerçekleşebilir.

Yeni bir bina yapılmalı
Zeynep İnankur (MSGSÜ, Sanat Tarihi Bölüm Başkanı):
Bence müze maddi olanaksızlık yüzünden yapılamıyor. Yavaş yavaş yapılıyor ama buranın baştan aşağıya yenilenmesi lazım. Mimarlardan, mühendislerden büyük bir ekip kurularak ele alınmalı. Burayı üniversite kendi imkanları ile yapmasına imkan yok. Bence o mekan korunarak belli bir döneme ait resimler orada muhafaza edilerek sergilenebilir. Geri kalan sanat eserleri için de yeni çağdaş bir müze binası yapılır. Tabi bütün bunlar içinde maddi kaynağa ihtiyaç var. O bbina onarılır ama bunun başaracak mıyız bilemiyorum.

Bağımsız olmalı
Yahşi Baraz (Galerici):
Resim ve Heykel Müzesi, Atatürk tarafından kuruluyor. Fakat arkasından gelen ekiplerde bir eksiklik var. Bunun esas sebebi müzenin bağımsız olarak kurulamamış olması. Devlet müzesi olarak kurulmuş ve bütün sistem Güzel Sanatlar Akademisine bağlı olarak devam etmiş. Müzenin bağımsız bir bütçesi yok. Resim toplama imkanları yok. Resim alamıyorlar. Eski bir binada çeşitli aktiviteler yapmaya çalışıyorlar. Aslında yangın tehlikesi olan ve hiçbir zaman şartları müsait olmayan bir yer olarak açılmış. Orada bulunan çoğu resimler ısı şartları dolasıyıyla bozulmuş bir vaziyettedir. Şu anda yapılan restorasyonların hiçbir faydası yok. Müzenin derhal kapatılması ve bağımsız bir kurumun idaresine bırakılması gerekiyor. Bu binadaki bütün eserlerin oradan çıkartılıp çok sağlıklı bir binada yepyeni bir müze olarak açılması gerekir.

Bilimsel bir rapor
Rafi Portakal (Antikacı):
Ben bir an evvel bu müzeye ilişkin bilimsel bir kurulun işin başına geçip bir rapor hazırlamasının öngörüyorum. O rapor doğrultusunda gerekenin yapılmalı. Bilimsel kurul binayı inceleyip o sanat eserlerinin orada tutulup tutulamayacağına kararını vermeleri gerekir.

Depo olmaktan çıkmalı
Haldun Dostoğlu (Galerici):
İstanbul Resim Heykel Müzesi'nin içinde bulunduğu durum hepimizin bildiği gibi yeni değil. Yılların terkedilmişliği, umursamazlığı, bütçesizliği söz konusu. Terkeden, umursamayan, bütçesiz bırakanın kim olduğunu dile getirmek ise sanırım gereksiz. Sanat tarihimizin çok önemli eserlerini, bir dönemin başyapıtlarını bünyesinde barındıran Resim Heykel Müzesi'nin koleksiyonunun başka sergiler ve başka müzeler için depo görevinde bırakılması ise gerçekten hazin.

Sorunun kaynağı ise çok açık. Eğitimin ve kültürün özelleştirilmesi süreci üniversiteleri bütçesiz bırakınca bu kurumlar kendi varlıklarını sürdürebilmekte zorlanırken bünyeleri içinde yer alan kurumlara özel ilgili gösterecek takati kalmıyor. Gösteri dünyasına yakın alanlara kayan büyük sermaye için ise Resim Heykel Müzesi ile ilgilenmek ne yazık ki abesle iştigal gibi algılanıyor.

Uzmanlar yönetmeli
Hüsamettin Koçan (Sanatçı):
Bu müze bizim kültürel mirasımız. Ama bunun şansızlığı bu restorasyonu yapmak için yeteri kadar kaynağa sahip olamaması. Bu kaynağı sağlayacak olan devlet ama o da bunu ucunda ucundan gösteriyor. Özel sektörde de herkes kendi müzesini yapmaya yöneldiğinden onlar da ilgi göstermiyorlar müzeye. Bence temel sorun devlet kaynaklı büyük bir mirasın sahipsiz kalmasıdır. Sadece eserler değil binanın kendisi de çok önemli bir yapıt ve ikisi birlikte yok olup gidiyor. Bu müze iki şekilde aktif hale gelebilir. Birincisi devletin ciddi bir bütçe ayırması lazım. İkincisi müze müdern yönetim teknikleriyle yönetilecek. Müze'nin halka ilişkiler kaynakları devlet memuru anlayışı ile yürütülemez. Müze o koleksiyonu kamuoyuna duyuracak etkin mekanizmalardan yoksun durumda. Onun için modern yönetim yapısı, mantığı ile ilgili uzmanlar tarafından yönetilmelidir. Bu müze çünkü bunu hak ediyor.

Bina değil 'müze' meselesi
Mehmet Güleryüz (Sanatçı):
Bu konuda Radikal gazetesi 2002 yılında bir dosya oluşturarak bunu gündeme taşımıştı. Ben 24 Nisan 2002 tarihinde etraflı bir açıklama yapmıştım. O zaman devlet müze için Mimar Sinan Üniversitesine ayrı bir bütçe vermemişti. Mimar Sinan Üniversitesi o dönemki rektörü, eserlerimiz var ama fiziki mekanımız yok. Bugüne kadar akademisyenlerimizle ve bilgi birikimizle yeterli kadar müzeyi besliyoruz demişti. Ben o günden bugüne hiçbir şeyin değişmediği ortada o günlerde söylenenlerin hiçbir önemi olmadığı ve de sorunun çarpıtıldığı ve geçiştirildiğine dikkat çekmek istiyorum. Müze, 1937'den bu yana 11 bin sanat yapıtını içinde barındırıyor. Fakat orası müze olarak yapılmayan bir binada, bir müze niyeti olmaksızın uğraş veriyor. Çünkü müze anlayışı bilimsel esaslara dayanır ama burda böyle bir şey yok. Buranın hiçbir şekilde bir binadan öte bir varlığı yoktur. İçindeki yapıtların dışında, müze arşivleri, müze araştırma kurulları oluşturulmamıştır. Bugün restorasyon çalışmaları yapılıyor. Ama bir kere orası Dolmabahçeye bağlıdır ve yapılan da Dolmabahçeye bağlı bir dairenin bakımıdır. Müzeye herhangi bir bakım söz konusu değildir.

Tüm kurumlar bir araya gelsin
Levent Çalıkoğlu (İstanbul Modern Şef Küratörü):
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin durumu ortada: Türkiye'de üretilen resim ve heykel sanatının omurgasını elinde tutan bu koleksiyon düzenli olarak kapılarını izleyiciye açamıyor, binanın bakım ve onarım giderleri her geçen yıl artarak katlanıyor, bugünün gerçeklerine bağlı profesyonel bir yönetim ve işletme mekanizması hala oturtulmuş değil, herkes müzenin bu çıkmazdan kurtulması gerektiğine inanıyor ve destekliyor ama değişen hiçbir şey yok...

Son dört yıldır İstanbul'daki müzecilik sahnesi büyük bir heyecan ve dalgalanma yaşıyor ama bu olumlu enerjinin devlet müzelerine yansıdığını söylemek mümkün değil. Resim ve Heykel Müzesi de makus talihini elindeki tüm birikime rağmen kırabilmiş değil. Depoları yenilendi, çatının aktarımı devam ediyor, geri kalan kısımlarına da gelecek ama bütçenin nereden bulunacağı bir muamma.

Gidişatı değiştirmeye yönelik somut bir iki önerim var: Mesele sadece Üniversitenin problemi olarak görülmemeli. Kamuoyu, sponsorlar ve devlet katında bir dikkat alanı yaratılacaksa müze ve koleksiyonları ile ilişkisi olan tüm kurum ve şahısların harekete geçirileceği bir eylem planı oluşturmalı ve üniversite yönetimi bu konuda liderlik etmeli. Koleksiyon ve taşıdığı önemi vurgulayan etkinliklerin sayısı ve görünürlüğü arttırılmalı. Biz hala görsel delil ve sunumlara inanan bir kültürüz, görmeden kimse elini taşın altına sokmuyor. Gerekiyor ise müzenin yönetimine ilişkin diğer müzelerden görüşler ve öneriler alınmalı. Bu konuda herkesin bir fikri olabilir ama unutulmamalı ki pratiğe geçmemiş fikirler sadece kağıt üzerinde kalır. Her müzenin kendine özgü bir yönetim ve sunum pratiği var bu kesin ama yine de benzer noktalardan hareket edilerek bir yönetim planı oluşturulabilir. Kamuoyu desteği her zaman için çok önemli, bu ilişkiyi canlandıracak aktivite ve ilişkiler yaratılmalı. Bu etki aynı zamanda devletin bakışına da farklı ve olumlu bir katkı sağlayabilir. Söylediklerim daha önce yapılmış tüm soruşturmalarda başkalarının da yinelediği öneriler olabilir ama unutulmamalı ki önemli olan bu fikirleri işlemek ve hayata geçirmek.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.