Sanırız 20 yıl oldu... Özgen Keskin'le ilk olarak kitap ve tiyatro oyunu yazan bir eğitimci kimliğiyle tanışmıştık. O dönem... Hakimiyet gazetesinin kocaman yazı işleri salonunda yazdıklarını anlatırken inanılmaz bir heyecan sergilemişti. Ortaya çıkardığı eserler nedeniyle gözleri parlıyordu.

Ardından... Faruk Baykal döneminde Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev üstlendiği dönemi biliyoruz, Anavatan Partisi'nden Yıldırım Belediye Başkan Adaylı olabilmek için verdiği önseçim mücadelesine tanık olduk, Vakıflar Bölge Müdürü olarak da izledik.

Dün... Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin'i dinlerken yıllar önceye gittik ve ilk tanıştığımız yazar-eğitimci Özgen Keskin'in heyecanı geldi gözümüzün önüne. Doğrusu... Aradaki görevlerinde hissedilmeyen heyecanı, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin'de yeniden ortaya çıktı.

Yaptıklarını beğenir ya da beğenmeyebilirsiniz. Çalışma anlayışını ve uygulamalarını eleştirebilirsiniz de. Ancak, Keskin'de tarifi mümkün olmayan bir çalışma azmi ve bir şeyler yapabilme arzusu var. Bunu da... Zaman zaman abartı düzeyine ulaştığı izlenimi verse bile Yıldırım için heyecanına dönüştürmeyi başarıyor. Üstelik heyecanına iddia da katıyor. Onun heyecanından etkilenmemek elde değil.

Üstelik... Her konuşmasında "Ben yok, biz varız" diyor ve ekip çalışması yaparak Yıldırım'a hizmet vermeye çabaladıklarını söylüyor. Kuşku yok ki... Bu yaklaşımı da kadrosunu heyecanandırıp daha çok çalışmaya yöneltiyor. Olay Medya'nın konferans salonunda konuk ettiğimiz Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin'i bu gözle izledik.

Dün... Değişen, Gelişen ve Güzelleşen Yeni Yüzüyle Yıldırım ana başlığı altında, 4 yıllık döneminde gerçekleştirdiği hizmetleri ortaya koyan bir sunum yaptı bizlere. İyi hazırlanmış özet bilgiler ve can alıcı görüntülerden oluşan sunumun bize göre üç önemli bölümü vardı.

Birincisi... Tarihi ve kültürel mirasın korunup ortaya çıkarılması noktasında yoğunlaştı. Keskin, bu konuda yaptıkları restarosyonları ve günümüzde ortaya çıkardığı eserleri anlatırken "Onarılmayan tek tarihi eser bırakmadık" iddiasını ortaya koydu.

İkincisi... Sosyal belediyecilik anlayışı altında yaptıkları hizmetlerdi. Bu bölümde de, yoksulların hiçbir ücret ödemeden "sadece alış" yaparak çıktıkları Sevgi Market projesi ağır bastı. Keskin projeye kamuoyundan da ilgi ve destek geldiğini anlatırken, "İnsanlar artık evlerinde kullanmadıkları ya da yeniledikleri eşyalarını daha yoksul olanların yararlanabilmeleri için Sevgi Market`e getiriyorlar" dedi.

Bir de çarpıcı örnek verdi: "Mahallelere kullanılmış giysi toplamak için kumbaralar koyduk. Başlangıçta haftada ya da ayda bir açabileceğimizi düşünüyorduk. Ama öyle doluyorlar ki, her hafta topluyoruz." Sosyal belediyecilik kapsamında park ve çevre düzenlemesi çalışmalarını da anlattı.

Üçüncüsü ise... Yıldırım'da altısı tamamlanan, yedincisi hazırlanan kentsel dönüşüm projeleriydi. Aslında... Yıldırım için en önemli konunun kentsel dönüşüm olduğu gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Çünkü...

Uzun yıllar Bursa'nın doğusu olarak kentleşme anlamında geri kalmış bir bölge. Biraz da yaşayanlarının çoğunluğunu alt gelir grubu çalışanları oluşturduğu için, planlama dışı kalan Yıldırım adeta kendi kendine gelişti ve kaçak yapı cenneti oldu.
Şimdi... Plansız gelişen mahalleleri kentsel dönüşümle modern kent görüntüsü ve yaşamına adım atıyorlar. Yıldırım Belediyesi bu dönüşümü organize ederken, en büyük desteği TOKİ'den görüyor. Yine... Kentsel dönüşüm bölgelerinde sosyal belediyecilik anlamında geliştirilen ve yerel yaşayışı düzenleyen projeler genel yaklaşıma farklı bir boyut katıyor.

Üniversite yeri tartışması... Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin büyük bir heyecanla anlatıyor: "İkinci üniversiteyi Yıldırım'a getiremek için çırpınıyorum. Köy Hizmetleri Bölge arazisi en uygun yer. Oybirliğiyle kabul ederek destek veren Meclisime teşekkür ediyorum."

Biz de... İkinci üniversite yeriyle ilgili kaygılarımızı dile getirdik. Arkadaşlarımız da aynı kaygıları ortaya koydular. Keskin karşılık olarak, "Yıldırım'a üniversite gelmesin mi?" dedi. Yıldırım'da üniversiteye kimse karşı değil. Aksine, herkes destekliyor. Ama yerine itiraz var. Çünkü, eski Köy Hizmetleri Bölge'nin 200 dönümlük arazisi çok değerli.

Akla gelen şu: İkinci üniversiteyi kuracak her kimse, Yıldırım'a sirkülasyon sağlayacak daha kenarda bir yeri değil de kent açısından çok değerli bir araziyi mi istiyor acaba? Başkan Keskin böyle olmadığını, yalnızca araziyi üniversite alanı ilan ettiklerini, satışı Hazine'nin yapacağını söylüyor ve "Kime satacaklarını nereden bileyim" diyor. İçtenliğinden asla kuşkumuz yok. Ama, değerli bir arazideki ısrarı anlayamıyoruz.