Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı'nın işletilmesi ve yeni dış hatlar terminal binasının inşası ihalesinin sözleşmesi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı yetkilileri ile ihaleyi kazanan Türkiye'den Limak Holding ile Hindistan'dan GMR ve Malezya'dan MAHB şirketlerinin oluşturduğu ortak girişim grubu tarafından kurulan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. yetkilileri arasında imzalandı.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı Gönül, Sabiha Gökçen Havaalanı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na ait sivil bir havaalanı olduğunu hatırlatarak, 2003 yılında faaliyete geçen Sabiha Gökçen Havaalanı'nın açıldığı ilk dönemde arzu edilen trafiğe ulaşmadığını ve kamuoyu nezdinde hak ettiği değeri elde edemediğini söyledi.Buna karşılık, 2002 yılından itibaren başlatılan ve Ulaştırma Bakanlığı ile koordineli olarak yürütülen gayretli çalışmalar neticesinde havaalanının yüksek ölçüde bir trafiğe ulaştığını belirten Gönül, artan bu trafik sonucunda havaalanının mevcut tesislerinin tam kapasiteye ulaştığını ve ilave yatırımların kaçınılmaz hale geldiğini anlattı.
Gönül, bu noktada Savunma Sanayi İcra Komitesi'nce alınan karar doğrultusunda yeni yapılacak yatırımların, kamudan kaynak çıkışı olmayacak şekilde "yap-işlet-devret" modeliyle gerçekleştirilmesinin amaçlandığını ve 9 Temmuz 2007 tarihinde başarılı bir ihalenin gerçekleştirildiğini kaydetti.
"Abidevi bir eser yapılacağına inanıyoruz"
Gönül, bugün imzalanan sözleşmeyle 2 ay süre içerisinde mevcut tesislerin devir teslim işlemlerinin tamamlanarak ortak girişim grubunca işletime alınması ve yeni terminal binası inşaatının başlatılmasının planlandığını söyledi.
Bu projelerin hayata geçirilmesinin Türkiye'nin Hindistan ve Malezya ile ilişkilerini daha da geliştireceğini ifade eden Gönül, sözleşmenin, bir dünya şehri olan ve 2010 yılında Avrupa kültür başkenti ilan edilen İstanbul'un benzer metropollerdeki hava trafiği rakamlarına kısa sürede ulaşması ve Sabiha Gökçen Havaalanı'nın Türkiye'nin dünyaya açılan bir prestij yatırımı olması açısından da büyük önem taşıdığını söyledi. Gönül, "Diğer yandan, yakın tarihe kadar bir masraf kapısı olan bu havaalanından sağlanacak gelirin ülkemiz savunma sanayinin geliştirilmesinde ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyon ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak olması, sözleşme kapsamında gerçekleştirilecek olan faaliyetlerin ülkemiz açısından önemini biraz daha arttırmaktadır" dedi.
3 Mayıs'ta Sabiha Gökçen'de temel atma merasiminin de yapılacağını belirten Gönül, bu temel atmanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde olacağını söyledi. Projenin gerçekleşmesinde Ulaştırma Bakanlığı'nın çok büyük katkısı bulunduğunu ifade eden Gönül, şunları kaydetti:
"Gerçi, Ulaştırma Bakanlığımıza biz 2003 yılında 'burayı size 200 milyon dolar karşılığında verelim' demiştik, almamışlardı. Neden böyle demiştik? Çünkü 700 küsur milyon dolar sarf edilerek yapılan bu tesis, 56 trilyon da zarar etmişti. Ama bu 56 trilyonu görüp kabul etmeyen Ulaştırma Bakanlığı, sonra da bize çok yardımcı oldu. Beraber imzalanan protokol sayesinde bugünkü trafiğe ulaştık. Bugünkü trafiğe ulaşmasaydık herhalde ortak girişim grubu, bu işe bu şekilde girmeye cesaret edemezdi. Onlar için de çok güzel bir örnek oldu."
Sabiha Gökçen'in "havacılık tarihinin mümtaz bir siması" olduğunu da hatırlatan Gönül, "Böyle bir tarihi şahsiyetin ismini taşıyan havaalanına en layık bir şekilde abidevi bir eser yapılacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Bakan Yıldırım
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da Türk sivil havacılığının, son beş yıl içerisinde dünya istatistiklerini altüst edecek şekilde bir büyüme gösterdiğine işaret etti.
Yıldırım, dünyada sivil havacılık büyümesi ortalama yüzde 5-6 olurken Türkiye'de son 5 yıl içerisinde iç hatlarda yüzde 400, dış hatlarda da yüzde 200'lük bir büyümeyi gerçekleştirdiklerini anlattı.
Trafik değerlerine bakıldığında 2003 yılında iç hatlarda toplam yolcu sayısı yaklaşık 8,5 milyon iken, 2007 yılı sonuna gelindiğinde bu sayının 32 milyonu aştığını vurgulayan Yıldırım, dış hatlarda da bu rakamın 20 milyon yolcudan 40 milyon yolcuya çıktığı söyledi. Göstergelerin, trafikteki bu artışın devam edeceğini ortaya koyduğunu belirten Yıldırım, bu artışın en önemli nedeninin, "Türkiye'de 2003 yılında başlayan güçlü bir yönetim ve onun doğal sonucu olarak sağlanan güven ve istikrar" olduğunu vurguladı.
Türkiye'den 3 saatlik uçuş ile 52 ülkeye ulaşılabildiğini, bunun başka bir ülkede mümkün olmadığını dile getiren Yıldırım, "Bu özelliğiyle Türkiye, doğudan batıya, batıdan doğuya bir transfer merkezi olmaya en yakın ülke konumundadır" dedi.
Ortak girişim grubunun küresel yatırımın sadece batıdan değil, Asya-Pasifik ülkelerinden de geldiğini en somut örneğiyle gösterdiğini ifade eden Yıldırım, "Ortak girişim grubuna, ülkemize, ülkemizin geleceğine duydukları güven için teşekkür ediyorum" diye konuştu.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamış
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!