Yangınlara kurban giden İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden Süleymaniye’deki tarihî evlerin yerinde bir süre sonra otopark bitiyor!

İstanbul’un antika dükkanlarını hatırlatan ahşap evleri kurtarılmayı bekliyor. 90’lı yıllarda Süleymaniye, Sarıyer, Sultanahmet, Fatih, Balat ve Ayvansaray bölgesinde istisnasız her akşam bir ahşap ev yangınına habere gidiyordum. İçinde emanetçisi olsun olmasın, bu evler fütursuzca alevlere yenik düşüyordu. Biraz takip edince, bu evlerin yerini otoparkların aldığını görüyorduk.

Yandı Bitti Kül Oldu...
Halen yıkılmayan ya da restore edilmeyen bu evlerin birçoğu kendi haline bırakılıyor. İstanbul’da ahşap mimarinin en güzel örneklerinin bulunduğu Süleymaniye’de son on yılda 50’ye yakın tarihî eser yakılarak otopark yapıldı. Süleymaniye Camii çevresindeki yaklaşık 30 otoparkın çoğu ruhsatsız.

Ahşap evlerimiz ‘Dünya Mirası Listesi’ndeki tespite göre, yıkılmış perili köşklere dönüştü. Osmanlı insanının ruh halini ve sanat anlayışını yansıtan cumbalı evlerin süslü ayrıntıları, görenleri cezbediyordu. Artık bu ahşap evlerin çoğu, silinip gitti.

Üflesen Yıkılacak!
Tarihi Yarımada içerisindeki birçok sivil mimarlık örneği ev, ayakta kalma mücadelesi veriyor. Harabe haldeki bu binaları, tinerciler, rüzgar ve yangınlardan çok, gözü dönmüş arazi mafyası korkutuyor.

Betonların Sırtında!
İstanbul’da bir zamanlar sokaklara ve caddelere ayrı bir güzellik katan ahşap konaklar ise betonarme binalara sırtlarını dayamış “Birisi kibrit çaksa yanarız” hüznüyle bakıyor geleceğe. En ufak sallantıda çökecek gibiler...
Balat, Fatih, Edirnekapı Ayvansaray gibi bölgelerde Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerini taşıyan bu evler şimdilerde öksüz bir şekilde toprakla buluşmayı bekliyor. Tinercilerin ya da evsizlerin mekanı olan evler zor ayakta durduğu için şimdilerde tamamen ‘sahipsiz’ bırakıldı.

Güzel Örnekler de Var
İstanbul’un antika dükkanlarını hatırlatan mistik sokakları, adeta bir açık hava müzesi gibidir. Şehirde, saraylar, konaklar, mezarlıklar iç içedir. Ata yadigârı bu eserlerin birçoğu ilgisizlik sebebiyle tarihe karışıyor. Ancak öte yandan örnek restorasyon çalışmaları da yapılıyor. Sur-i Sultani ve Eyüp Pierre Loti tepesinde ayağa kaldırılmış konarlar onlardan bazıları. Kimisi restaurant kimisi de otel olarak kullanılan bu konaklar şimdi turizme hizmet ediyor.