İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, gazetecileri Sait Halim Paşa yalısına, sabah kahvaltısına davet etti ve onlara, belediyenin yürüttüğü kültürel faaliyetleri anlattı. Bu defa, yol, kavşak, tabii afet değil, tiyatro konuştuk.

Kimileri karşı çıkıyor ama, Harbiye'deki Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu yıkılacak; Topbaş, yeni binanın, önemli eserlerin sahnelenebileceği geniş mekanlara sahip olacağını söyledi.

Malum, Türkiye'de "İstemezük" çüler var: "Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu yıkılmasın", "Atatürk Kültür Merkezi yıkılmasın"
Kadir Topbaş gülerek, "Herhalde buraları yıkıp, yerine cami yapacağımızı sanıyorlar" dedi. Sanat danışmanı Kenan Işık, uzun uzun mevcut yapıların yetersizliğini izah etti.

Sahi neden derme çatma bir yapı olan Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nun yıkımına karşı çıkıyor insanlar? Hem de yerine on misli güzel bir bina inşa edilecekken. "Efendim İstanbul hafızasını kaybetmemeliymiş." İstanbul o kadar tahrip edildi ki, öyle büyük hafıza kayıplarına uğradı ki! Nerede Sultan Abdülmecit'in yaptırdığı Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu ? Yerinde yeller esiyor. Daha doğrusu yerinde İnönü Stadı var. Bu güzelim bina, uzun yıllar bakımsız kaldı; 1939'da da, İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı döneminde yıkıldı. Ne tesadüf, Taksim Topçu Kışlası da, 1939 tarihinden itibaren tümüyle yıkılarak yerine Taksim Gezi Alanı inşa edildi. Kadir Topbaş, kışla yıkılmasaydı, ne güzel bir kültür merkezi olurdu diye iç geçirdi. Dün, zarafet dolu eserlere sahip çıkamadık; bugün hiçbir özelliği bulunmayan yapıları muhafaza etme gayretindeyiz. Keşke İsmet Paşa döneminde de, demokrasi olsaydı.

Kadir Topbaş'tan, bir de kaldırım müjdesi aldık. Boğaz'da, sahil boyunca beton kaldırım döşeniyor. İstanbul, hiç değilse ana arterlerde kırık dökük taşlardan kurtuluyor, " evlâdiyelik " denilen cinsten kalıcı sağlam kaldırımlara kavuşuyor. Hem de maliyet, diğerinin üçte biri. İnşallah ilçe belediyeleri de yandaş doyurmaktan vazgeçip, "yap kaldırım-sök kaldırım" yerine, Topbaş'ın izinden gider. Hatta paralar ziyan edilsin istenmiyorsa, başbakan, ilçe belediyelerini, böyle bir standart için mecbur tutmalı.

Bir Taksim Topçu Kışlası'na bakın, bir de Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na. İstanbul'un "hafızası" o kadar büyük darbeler yemiş ki!