Nilüfer’in temellerinde onun çok emeği var. Bugün Nilüfer, modern planlaması ile birçok kente model oluyorsa, bunda şüphesiz ilçenin kurucu belediye başkanlığını yapan Ziya Güney’in de imzası var. Güney, uzunca bir süredir gerek yurt dışı, gerekse yurt içinde edindiği bilgi ve deneyimlerini haftalık yerel bir gazetede Bursalılarla paylaşıyor.
Zaman zaman yazılarını bize de gönderir. Son gönderdiği makaleyi uzunca bir süredir değerlendirme fırsatı bulamamıştık.
Şimdi, onun kaleminden, bizim hiç yorumsuz sizlerle buluşturmak istediğimiz satırları köşemize taşıyoruz. Yazıya konu olan bina hakkındaki düşüncelerimizi daha önce bizde buradan ifade etmiştik.
Güney’in temelini bizzat kendisinin attığı projeye ilişkin, ‘Nilüfer Hizmet Binası yıkılırken’ başlıklı yazısını umarım siz de ibretle okuyacaksınız. Unutmadan hatırlatalım, artık adı geçen binanın yerinde yeller esiyor.
İşte Güney’in yazısı:
‘Gün geçmiyor ki, bizim plan ve projelerini tamamlayıp 1993’de temelini atarak kaba inşaatını bitirdikten sonra yeni gelen yönetimlere teslim ettiğimiz Nilüfer Belediye Hizmet Binası ile ilgili bir haber yerel medyada yer almasın.
Nilüfer ilçesindeki bütün ana ulaşım akslarının kesişme noktasında ve raylı sistemin bitişiğinde bulunan, yeri, İmar Kanunu’nun öngördüğü terk oranlarının üzerinde (%50 civarında ) belediye hizmet binası yapılması şartı ile terklerle elde edilen, projeleri ulusal ölçekte yarışma ile elde edilen, yaklaşık 13-14 bin m2’lik inşaat alanına sahip binanın yıllar süren trajikomik halini gördükçe, bu konudaki haberleri medyadan okudukça üzülmemek mümkün mü?
Bugüne kadar aradan geçen 14 yıl içerisinde bir taraftan belediye çalışanlarını geçici hizmet binası olarak yaptığımız prefabrik ve diğer dağınık, yetersiz mekânlarda hizmet vermeye mahkum etmenin, diğer taraftan Nilüferli vatandaşlarımızı bu hizmet birimleri arasında ulaşım problemleri ile baş başa bırakmanın sebebini, mantığını izah eden birisine rastlamadığımız gibi, bu konuyu komediye dönüştürüp belediyeyi trilyonlarca zarara uğratanlara hukuki ve idari hesap soracak bir yetkili de henüz ortaya çıkmadı.
Yerel medya ise, yeni hizmet binası ile ilgili olarak yaşanan komedinin nedenlerini araştıracak, belediyenin trilyonlarının heba olmasını önlemeye çalışacakken, yeni belediye hizmet binasının şu veya bu kuruma peşkeş çekilmesi ile ilgili pazarlıkları haber ve yorumlarına taşıyarak olayda idari, hukuki ve mali sorumluluk taşıyanların ekmeğine adeta yağ sürüyor.
Hizmet binasını kullanmayarak çürümeye terk eden belediye yönetimi çeşitli eğitim ve sağlık kuruluşlarına kiralama, takas suretiyle devretme girişimlerinden bir netice alamayınca geçtiğimiz yıl belediye meclisinde geçirilen bir kararla Belediye Hizmet Binası’nın ticaret merkezi olarak yap-işlet-devret modeli ile özel bir kuruluşa, yanlış hatırlamıyorsak 25 yıllığına kiralandı.
Bu kuruluşla yapılan sözleşmeye de ustaca yerleştirilen bir madde ile de bu binanın yıkılarak yerine alışveriş merkezi yapımının önü açılmış oldu.
Sözleşmede yer alan madde aynen şöyle; ‘Mevcut binayı kullanabilir, tadilat yapabilir ve ticaret merkezine dönüştürebilir’ Şimdi bu maddeye göre yerine yeni alışveriş merkezi yapılmak üzere bina yıkılıyor.
Ancak bize göre esas sorunlar bundan sonra çıkacak. Çünkü bildiğimiz kadarı ile bugüne kadar bu alanın ticaret merkezi olması ve imar şartları ile ilgili ne Nazım, ne de Uygulama İmar Planları’nda bir değişiklik yapılmamıştır.
Ayrıca biz buraya hizmet binasını yaparken yer sahiplerinden arsayı ‘Belediye hizmet binası yapılma üzere’ bir bölümünü şartlı terk olarak aldık. İmar Kanunu hükümlerine göre belediyenin burayı başka bir maksatla kullanması, yer sahipleri ile arasında hukuki sorunlar çıkmasına sebep olacaktır.
Nitekim bu konuda yer sahipleri harekete geçmiş olup, avukatları vasıtasıyla bizi arayarak konu ile ilgili bilgimize başvurmuşlardır. Muhtemelen konu çok kısa bir süre içerisinde mahkemeye taşınacaktır.
Burada kısa satırbaşları halinde özetlemeye çalıştığımız gibi, Nilüfer ilçemizdeki Belediye Hizmet Binası komedisi buzdağının yalnız görünen yüzüdür’