Haberler

Artık “Ulaşılmaz” Olmayan Bir Yarımada: Datça

Tarih: 12 Mayıs 2008 Yazan: Gökçe Aras

Kaynak: Datça Rehberi

Kuruluşu M.Ö 2.000’lere uzanan Datça Yarımadası için, "Allah sevdiği kulunu Datça'ya gönderirmiş, çok yaşasın diye" demiş ünlü coğrafyacı Strabon. Datça, 1990 yılında “özel çevre koruma alanı”, 1999 yılında ise Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından “acil olarak koruma altına alınması gereken” 100 sıcak noktadan birisi olarak seçilmiş. Geçtiğimiz yıllarda ulaşımın da elverişsiz olması nedeniyle turizm açısından kazançlı bir bölge olmayan Datça Yarımadası, yolunun da yapılmasıyla bugünlerde özellikle yabancı turistlerin ve turizm yatırımcılarının ilgisiyle karşı karşıya. Bu ilgiyi Datça’nın doğal ve tarihi güzelliklerini bozmadan olumlu hale dönüştürmek ise ilçe belediyesinin birincil konularından.

Datça’nın bu gelişimle ilgili hazırlıklarını ve yapılan çalışmaları, 1999 yılından itibaren Datça Belediye Başkanlığı görevini yürüten Erol Karakullukçu’ya sorduk.

Gökçe Aras: Sizin de bildiğiniz gibi Datça Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından “acil olarak koruma altına alınması gereken” 100 sıcak noktadan birisi olarak seçildi. Belediyenizin bu konu ile ilgili çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Erol Karakullukçu: Datça Yarımadası 1999’dan da önce 1990 yılında “özel çevre koruma alanı” olarak ilan edildi ve o yıldan itibaren koruma altında. Türkiye’de bu şekilde 14 adet bölge var. Ayrıca dediğiniz gibi 1999 yılında da WOW tarafından koruma altına alınması gereken bölge olarak seçildi. 1990’dan bu yana imar planları yenilendi. Görevde olduğum dokuz sene boyunca şehir planları haricinde 6 adet de koruma amaçlı imar planı hazırladık. Bunun gibi çalışmalarımız devam ediyor.

GA: Sizin hazırlamış olduğunuz Koruma Amaçlı İmar Planları’nın yanı sıra hazırlanan turizm planlarından ve bu iki planın uyuşmazlığından söz ediliyor.

EK: Şu ana kadar Turizm Bakanlığı’nın Datça Yarımadası ile ilgili hazırladığı bir plan yok. Fakat Turizm Bakanlığı’ndan daha çok yeni olan bir istek yazısı aldık. Bu yazıda da ekoturizm ile ilgili bir çalışma yapmak ve bu konuda elimizdeki dökümanları kendileriyle paylaşmamızı istediler. Biz de bu isteği değerlendirmeye aldık.

Görev yaptığım dokuz sene içerisinde hem mevcut imar planlarını revize ettik, hem de eski Datça Mahallesi, Reşadiye, Kargı, Burgaz gibi sit alanı olan bölgelerin koruma imar planlarını hazırladık. Ayrıca turizm bölgelerinin de planlarını hazırladık. Dolayısıyla o şekilde bir çelişki yok. Turizm alanlarımızda yükseklik maksimum 9,5 m, emsal değeri ise 0,40. Bu nedenle çok yoğun bir yapılaşma olması mümkün değil.


Eski Datça Sokaklarından Bir Görünüm
Kaynak: Wowturkey

GA: Yabancıların Datça’daki gayrimenkul alımları üzerine medyada çeşitli haberler çıkmıştı. Yabancıların yatırım amaçlı alımları var mıdır? Yoksa bu alımlar sadece konut veya arsa alımı şeklinde midir?

EK: Bu tür yabancı yatırımcılar söz konusu değil. Bireysel olarak alınan arsalar ve konutlar var. Datça’da yabancılar tarafından alınan konutların sayısı 150’yi geçmez.

GA: Bu tür büyük alımları engelleyecek bir yaptırım var mıdır?

EK: Şu anda bu şekilde bir yaptırım yok.

GA: Belediyenizin bu tür bir yaptırım isteği var mıdır?

EK: Katıldığım bir sempozyumda da bunu dile getirmiştim. Tabi ki yabancıya satışta belirli kısıtlamalar olması lazım. Bana göre bir yabancı Türkiye’de bir konuttan fazlasını alamamalı. Arsa alımlarında ve imar planları içerisindeki alanlar için de metrekare bazında kısıtlamalar olmalı.

GA: Valiliğin denetiminde olan bölgelerde özellikle Mesudiye ve Palamutbükü koylarında yapılan kaçak yapılar ile ilgili bir çalışma yapıldı mı?

EK: Bu bölgeler belediye sınırları dışarısında olduğu için pek bir şey yapma şansımız yok. Ama gördüğümüz kadarıyla valilik zaman zaman mühürlemeler yapıyor. Valiliğin çalışmaları devam ediyor.

GA: Belediye sınırları içerisinde bu tür kaçak yapılaşmalarla karşılaşıyor musunuz?

EK: Belediye sınırları içerisinde bu tarz şeyler olmuyor. Kaçak yapı yapılması mümkün değil çünkü sürekli denetliyoruz, bize gelen konular genelde balkon kapatmaktan ya da uzatmaktan ibaret oluyor. Fakat 1990 öncesi yapılanlar var, onlar tabi ki başımızı ağrıtıyor.


Datça Limanı için Can Çinici Tarafından Hazırlanan Proje

GA: Datça Yarımadası’nın sahil kesimi için 1999 yılları civarında Can Çinici tarafından bir proje hazırlanmış. Bu konu ile ilgili gelişmeler var mıdır?

EK: Yat limanı için hazırlanan o proje, DLH tarafından 1997 tarihindeki ihale sonucunda ihaleyi alan firma tarafından Can Çinici’ye tasarlatılmış. Fakat hazırlanan proje ile imar planı örtüşmediği için o proje uygulanamadı.

GA: Datça Yarımadası yat limanı ile ilgili yeni bir proje var mıdır?

EK: Yat limanı müteahhitliğini yapan firma yeni bir proje hazırlattı. Hatta yat limanının daha önce kaya dolgu olan yapım şeklini de değiştirerek beton keson olarak öngördü. Çalışmalar nerdeyse son aşamalarda, sadece çekek yeri ile ilgili bir sorun kaldı onu da çözdüğümüz zaman kısa süre içerisinde yapımına başlanacak.

GA: Bu proje tamamlandığı zaman Datça da Göcek gibi yatçılar için bir merkez haline gelecek diyebilir miyiz?

EK: Datça, Marmaris ve Bodrum arasında tam orta noktada yer alması sebebiyle yatçılık açısından çok önemli bir yerde duruyor. Bu nedenle yat limanı projesinin hayata geçmesi için 1999’dan bu yana ciddi mânada uğraşlar veriyoruz. Bu proje tamamlandığı zaman Datça öncelikle tercih edilecek bir bölge olacak. Şu anda yat limanı olmamasına rağmen mevcut rıhtıma senede 3.500 civarında yat uğruyor.

GA: Turizm sezonunun açıldığı dönemlerde nüfus artışından kaynaklı sorunlar yaşıyor musunuz?

EK: Datça’nın 232 km uzunluğunda bir sahili ve 52 adet birbirinden güzel koyu var. Bu koylardan sadece 10 tanesi yerleşime açık. Bu nedenle hem yat turizmine hem de normal turizme çok açık. Bana göre Datça bugün Türkiye turizminde çok önemli bir noktada olmalıydı. Ancak yolun kötü olmasından dolayı yatırımcılar buraya gelmedi. Yolumuz iki sene önce tamamlandı artık yatırımcıların gelmemesi için bir sebep yok. Biz imar planı çalışmalarımızı bitirdik ve yatırımcının yatırım yapmasına açık hale getirdik. Bunun yanında alt yapı çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz. Bundan sonra Datça, turizm yatırımları açısından gelişecek. Fakat bir yanda koruma ilkelerimiz, bir yanda da yatırımcının gelmesi gibi bir isteğimiz var. Bu bir çelişki gibi gelebilir. Ancak biz imar planlarımızı yaparken doğayı bozmayacak şekilde bir yapılaşmayı önerdiğimizden böyle bir çelişki yaşanmayacak. Datça Yarımadası’nın yaklaşık %87’si hazine arazisi ve orman. Dolayısıyla dağ taş bina olmayacak. Yükseklik sınırımız da belli, dolayısıyla Datça'da yüksek yapılar görmeniz de mümkün olmayacak. Datça’da doğanın içerisinde bir turizm olacak.

GA: Datça halkının bu büyüme ile ilgili düşünceleri nedir?

EK: Büyüme derken Datça’da bir şehirleşme kesinlikle söz konusu değil. Datça bir Antalya, Marmaris ya da Bodrum değil ve gelecekte de hiçbir zaman olmayacak. Ölçeği çok değiştirmeden bir yandan da turizm yatırımlarının gelmesini sağlayarak Datça’nın gelişmesini sağlayacağız. Koruma – kullanma dengesini bulmaya çalışıyoruz. Datça gelecekte turizmde istediği noktaya gelecek ama bu hiçbir zaman doğasını bozarak olmayacak. Kısacası Datça hiçbir zaman bir şehir olmayacak.

GA: Datça’da şu anda yapılmakta olan ve planlanan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

EK: Mimar Can Kaya ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bir kent meydanı çalışmamız var. Daha önceden de meydan olarak kullanılan 3.000 m²’lik bu alanı komple yeniliyoruz. Çok önemli bir proje olduğunu düşünüyorum, çünkü meydanlar kentin kimliğini simgeler. Yapımın en geç 15 Haziran’da bitmesini planlıyoruz. Böylece Datça çok çağdaş bir meydana kavuşacak.
Bunun yanında tatlı su göletimiz civarında bulunan ve önemli sivil mimarlık örneklerinden birisi olan eski bir değirmeni yeniliyoruz. Bu değirmeni de etnografik müze olarak hizmete açmayı planlıyoruz. Bunun yanında inşasını bitirdiğimiz ama resmi olarak hizmete açmadığımız bir kültür merkezimiz var.

Datça genellikle emeklilerin tercih ettiği bir bölge olduğundan yaşlılara yönelik bir yaşam evi yapmak gibi bir planımız var. Bunun yanında gençlere yönelik bir su sporları merkezi ve kapalı spor salonu yapmayı da planlıyoruz.

GA: Datça Belediyesi olarak projeleri elde etme yönteminiz nedir?

EK: Genellikle bu projeler Datça’daki mimar arkadaşlarımızın özverisi sayesinde gerçekleşiyor. 8.839 nüfuslu bir belediyeyiz ve bütçemiz çok kısıtlı. Doğrusu projelerimizi yarışma yoluyla elde etme yolunu maalesef ekonomik nedenlerle gerçekleştiremiyoruz.

GA: Enerji ile ilgili çalışmalarınız var mıdır?

EK: Bir yatırımcı firma Datça’ya 38 adet rüzgar enerjisi santrali kuruyor. Tahmin ediyorum bundan sonra da girişimler devam edecek. Ruhsat alanlar var ama henüz başka bir girişim yok.

GA: Datça’daki arkeolojik çalışmalar ne aşamada?

EK: Datça Yarımadası’nın burnunda yer alan çok önemli bir antik kent olan Knidos’da kazılar yıllardır devam ediyor. Çalışmalar Konya Selçuk Üniversitesi tarafından yürütülüyor. Burgaz dediğimiz yerde Eski Knidos kazıları ve Emecik’de ören yeri kazısı devam ediyor. Bu iki kazı da ODTÜ tarafından yürütülüyor. Bu üç yerde kazı sürekli devam ediyor.

Bu konudaki en büyük sıkıntımız Datça’da müze olmaması. Bu kazılardan çıkan eserler çevre müzelere gönderiliyor onlarda da yer olmadığı için depolarda bekletiliyor. Bu konuda bir girişimimiz oldu ama resmi bir müze kurmak için izin alamadık. Bunun üzerine yaklaşık bir senedir Datça Belediyesi Özel Müzesi kurmak için çalışıyoruz. Eğer bunun izinlerini alabilirsek Datça’daki eserleri burada sergilemeye çalışacağız.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.