Haberler

Zeus sunağına nazır Türk tasarımı

Tarih: 19 Mayıs 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Erkan Aktuğ
Garanti Bankası’nın sponsorluğunda açılan ‘Turkish Delight’ başlıklı sergide tanınmış Türk tasarımcıların geleneksel izler taşıyan çağdaş tasarımları yer alıyor.

Anadolu’dan giden Zeus sunağının da bulunduğu Berlin’deki görkemli Bergama Müzesi, tarihinde ilk kez bir tasarım sergisine, üstelik Türk tasarımcıların eserlerine ev sahipliği yapıyor.

Batı’nın Türkiye algısı hiç değişmeyecek mi? Avrupa Birliği’yle müzakere sürecindeyiz ve bizi hala ‘Türk lokumu’ olarak mı görüyor?.. Berlin’de ünlü Bergama Müzesi’nin içindeki İslam Sanatları bölümünde açılan tasarım sergisinin başlığı ‘Turkish Delight’ olunca, yıllarca üstümüze yapışan oryantalist bakıştan sıkılmışlığın verdiği refleksle bunları tartışıyoruz; serginin basın toplantısına giderken... Oysa, yılda 1 milyon kişinin geçdiği dev bir müzede dünya çapındaki Türk tasarımcılarının gelenekselden izler taşıyan son derece çağdaş ve kaliteli işleri sergilenecek, ismin ne önemi var. Ünlü aforizmada dendiği gibi, dik duruyorsak gölgemizin kambur görünmesinden neden korkalım ki!

“Hiç mızıkçılık etmeyin arkadaşlar” diyor serginin sponsorluğunu üstlenen Garanti Bankası’na basın/halkla ilişkiler hizmeti veren A&B Tanıtım’ın patronu Sibel Asna, “Bu ismi değiştirmek için çok mücadele ettik. Ama müze yönetimi çok diretti.” İtiraz edenler oluyor, fikirler havada uçuşuyor... “Bu yaklaşımlarla çok karşılaştım. Biz işimizi yapalım. Onlar bizi nasıl görürse görsün” diyen Türkiye’nin dünya çapındaki seramikçisi Alev Ebüzziya’nın da desteğiyle isme fazla takılmamak gerektiği konusunda uzlaşıyoruz.

İsim konusunda epey mücadele verilmiş, belli. Berlin Devlet Müzeleri’nin başındaki Dr. Matthias Henkel de İslam Sanatları Müzesi’nin müdürü Türkolog Prof. Claus-Peter Haase, basın toplantısına ‘Turkish Delight’ ismi üzerinde özellikle duruyor, yanlış anlamaya meydan vermemek için. Dr. Henkel ‘delight’ kelimesinin duyguları harekete geçirdiğine vurgu yaparken Prof. Haase, “Bergama Müzesi izleyiciyle mesafelidir. Biz de duyguları harekete geçiren ‘Turkish Delight’ başlığını kullanarak bu mesafeyi ortadan kaldırmak istedik. Rahat bir şey olsun istedik. Müzeye çok fazla genç geliyor ve onlar burada daha rahat davranıyorlar; merdivenlere oturup konuşuyorlar, şakalaşıyorlar. Bu çok güzel bir şey. Müze olarak bir dönüm noktasındayız. Alışılmamış bir şey, bir tasarım sergisi gerçekleştiriyoruz” diyor.

Gerçekten de ‘Turkish Delight’, Bergama’daki ünlü Zeus Sunağı, Babil şehrinin ünlü İştar kapısı ve Emevi çöl sarayı Mşatta’nın müthiş bezemelerle süslü ön cephesinin bulunduğu, bu görkemli müze kompleksinde açılan ilk tasarım sergisi.

11 ünlü tasarımcı var
İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı’nın ardından yüksek lisansını Berlin Sanat Üniversitesi’nde tamamlayan Güven Günaltay’ın küratörlüğündeki ‘Turkish Delight’ sergisinde, önemli başarıla imza atmış farklı kuşaklardan tasarımcılar Alev Ebüzziya Siesbye, Faruk Malhan, Gönül Paksoy, Oya Akman, Ela Cindoruk, Defne Koz, Koray Özgen, Can Yalman, Erdem Akan, Gülname Turan ile Joelle Hançerli’nin geleneksel izler taşıyan modern tasarımları yer alıyor. Müzedeki eserlerle birbirini tamamlasın diye ‘geleneksel-çağdaş’ konseptine özellikle dikkat ettiğini belirten Günaltay, “Günümüz Türk tasarımından bir kesiti geniş kitlelere tanıtmayı amaçladık. Sergi, Türk tasarımcıların kendi kültürlerini çağdaş sanat anlayışıyla yorumlayışını ve Türkiye’sinin aydınlık yüzünü en iyi şekilde yansıtıyor” diyor.

Sergi, 2. Dünya Savaşı’ndaki bombardımanlardan nasibini alan ama şimdilerde Almanların gözbebeği gibi koruduğu Bergama Müzesi’nin görkeminde kaybolmuyor, tam tersine, çoğu uluslararası arenada bilinen tasarımcıların işleri, Osmanlı dönemi eserlerinin yer aldığı müzenin görece en zayıf salonlarında hemen dikkatinizi çekiyor.

Sergide en geniş yer seramik sanatçısı Alev Ebüzziya’ya ayrılmış. Anadolu kaplarını inceleyerek geliştirdiği formu çağdaş bir yorumla tasarımlarına uygulayan Ebüzziya, sergide Beymen, Koleksiyon ve Canakkale Seramik için işleriyle yer alıyor. Gönül Paksoy, geleneksel kumaşlarla ürettiği elbiselerle sergiye dahil olurken Gülhane Turan’nın tasarladığı süs objeleri, yazma kenarlarında görülen oyalardan esinlenilerek yapılmış. Sharp, Alessi, Pirelli, Casio gibi dev şirketlere tasarımlar yapan Defne Koz ise İznik çinilerine camda yeniden hayat veriyor.

Serginin en ‘eğlenceli’ işleri Erdem Akan’ın. Akan, Amerikan beyzbol şapkasıyla Osmanlı fesini ‘Fescap’de, viski bardağıyla çay bardağını ‘Eastmeetswest’te hınzır bir şekilde birleştirmiş, ‘hacı fesi’ olarak bilinen şapkadan kase yapmış. Can Yalman’ın çatal bıçak seti ile Ela Cindoruk’un yüzükleri Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden izler taşıyor. Faruk Malhan, bugüne kadar 250 bin sattığını söylediği ‘İstanbul’ adlı bardak serisiyle sergiye katılırken Koray Özgen, sergide yer alan ‘Tipsy’de kahvelerdeki çay tepsisini evlerin kullanımına sokuyor. Oya Akman’ın ‘Bembeyaz’ adlı porselen viski bardağıyla katıldığı serginin en genç tasarımcısı Joelle Hançerli; Mevlevi şapkasından oturma birimi, nalın’dan ise sehpa yapmış.

Aynı zamanda UNESCO tarafından ‘dünya tasarım şehri’ ilan edilen Berlin’deki DMY Tasarım Festivali’nin özel etkinliği olan sergi, 29 Haziran’a kadar açık kalacak.

İnternet: www.smp.museum
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.