'Bütünşehir Yasası'nın Meclis'ten acil geçmesi gerektiğini söyleyen Başkan Zeybekci, "Dünya vitrini olabilecek kent paramparça" dedi.
Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, kentin bölünmüş ve parçalanmış bir özellik taşıdığını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanan 5393 Sayılı Belediyeler Yasası'nın ise kentin sorunlarını çözmekten uzak olduğunu söyledi.
22 sivil toplum örgütünden oluşan Denizli Platformu'nun 'Büyükşehir-Bütünşehir' başlıklı toplantısına konuk olan ve buradaki konuşmasında; "Yeni Belediyeler Yasası ile topu taca attılar" diyen Zeybekci, "Denizli için tek çıkar yol Bütünşehir Yasası'nın, yani Denizli Özel Yasası'nın Meclis'ten geçmesidir" dedi.
Top taca atıldı
Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan eski 5272, yeni 5393 sayılı yasa ve bu yasanın 11. maddesi ile Ankara'daki "Bürokratik Oligarşi'nin" yine sahne aldığını söyleyen Zeybekci, "5393 sayılı yasada top taca atılmıştır. Bu yasa Denizli'nin bütünleşmesini sağlayacak bir yasa değildir. Yasada; İçişleri Bakanlığı'nın teklifi, Danıştay'ın uygun görüşü ve Bakanlar Kurulu'nun onayından söz edilmektedir. Bunun anlamı 'bu iş olmayacak' demektir. Denizli için çıkar yol Bütünşehir'dir" dedi.
Güçlü bir ses
Toplantıda Bütünşehir Yasası ile ilgili süreyi ve sınırları Denizli'nin belirleyeceğini kaydeden Zeybekci, "Hep birlikte bu kent Bütünşehir olmalı, diye güçlü bir haykırış sağlamalıyız. Ancak, böyle yasayı çok hızlı bir şekilde TBMM gündemine getirir ve çıkarırız" dedi.
Yerinden yönetim konusunda herkesin aynı şeyi söylediğini ve mutabık kaldığını ancak uygulamada hiç kimsenin bu tür bir yönetime yanaşmadığını anlatan Zeybekci, "Sözde yerinden yönetim güçlendiriliyor. Ve bizlere belediyelere yetki devri yapılıyor. Ancak bakıyorsunuz, bir benzin istasyonu, bir fırın ve lokantanın denetimi Sağlık Müdürlüğü'ne bırakılıyor. Bir kentte kömürlerin denetlenmesi konusunda bile belediyelerin yetkisi yok. Bu ne biçim yerinden yönetim olacak" dedi.
Çifte standart
Denizli'nin 'Büyükşehir' statüsü almasının zor olduğuna dikkat çeken Zeybekci, "Bütünşehir olmak için 750 bin nüfuslu bir kent olmamız gerekiyor. Bu mümkün değil. Büyükşehirli vatandaş 3 lira yardım alırken, biz 1 lira alıyoruz. Bu çifte standartı yıkmaya en çok ihtiyacı olan kent Denizli'dir. Ayrıca eğer Denizli'de yaşıyorsak, köylü müyüz, yoksa kentli miyiz? Bunun kararını da vermek zorundayız" dedi.
Sorun sadece benim değil, hepimizin
Nihat Zeybekci, "Bütünşehir altyapı ve planlama ile imar bütünlüğü açısından bir birlikteliğin adıdır. Türkiye'de örneği olmayan iç içe belediyelerden kurulu bir kentiz. Dört belediyenin sınırları üzerinde kurulu bir fabrikası ile yine 4 belde sınırları üzerinde yer alan Adliye Sarayı'na sahip bir şehirde yaşıyoruz. 1.5 milyon insanın içme suyunu verecek olan Cankurtaran Su Havzası, oradaki bir belediyenin yönetimine bırakılamaz. Pamukkale ve Karahayıt gibi dünya mirası turizm beldeleri de ekonomik ve yönetsel olarak zayıf belediyelerin insafına bırakılmamalı. Şimdi hep birlikte düşünüp hayal kuralım.
Vizyoner kent
Türkiye'nin dünya vitrini olacak bir kent paramparça durumda. Sadece Hatay'da bizim şehrimizin bir benzeri durum var. Burası Başbakanımız'ın da dediği gibi bir vizyoner kent olmalı. İşte biz tüm bunlar için ille de Bütünşehir diyoruz. Son yasa bizim isteklerimizi karşılamıyor. Ayrıca Bütünşehir'e benim sorunum, Nihat Zeybekci'nin sorunu olarak bakılmamalı. Bu Denizli'nin sorunudur. İşte bunun için Denizli'nin en önemli sivil toplum örgütleri çatı organından bu yasanın arkasında durmasını bekliyorum" dedi.