Sık sık İstanbul'un birkaç ilçesinde yaşanan 'sınır savaşı'nı yazdım. İstanbul'da iktidarı elinde tutan AK Parti yönetimi, göreve geldiği günden bu yana ısrarla konuyu sürekli gündeme taşıdı.
Görünürde yapılan tam anlamıyla bir rant savaşı.
Denilen şu, AK Parti'nin yerel iktidarı alamadığı ilçelerdeki değerli bölgeler bu yöntemle el değiştirecek. Bunun yerel demokrasiyle halk iradesiyle örtüşen hiçbir yanı yok. Geçmiş siyasilerin sık sık başvurduğu bu yöntemi suçlayarak iktidar olan AK Parti'nin aynı yolu izlemesi doğrusu herkesi şaşırtıyor.
Konunun anlaşılması açısından en çarpıcı örnek Bahçeşehir Belediyesi.
Meclise sunulan öneriye göre, Bahçeşehir Belediye sınırları içinde yer alan, sanayi alanları, yerleşime açılabilecek yeni araziler ve en ilginci mezarlık bölgesi bile Esenyurt Belediyesi'ne bağlanmak isteniyor.
Neden? Ortada makul hiçbir gerekçe yok. Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın yüzde 90'ı bu değişime ' hayır' diyor. Anavatan Partili Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın ise yapılanları şöyle değerlendiriyor: "Büyükşehir belediye başkanı da AK Parti il başkanı da bu uygulamayı doğru bulmuyor. Ama bir güç bu işin peşinde. Toplam alanlarımızın yüzde 50'sini, gelirlerimizin ise yüzde 65'ini elde ettiğimiz bölgeleri almak istiyorlar. Bırakın bunları, cenazelerimizi gömeceğimiz mezarlıkları bile alıyorlar. Bunun insafla, adaletle bir alakası yok." Sınırların değişimi konusu tam üçüncü kez İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin önünde.
AK Parti grubu bir kez daha demokrasi sınavıyla karşı karşıya.
Konuyu daha önce de dile getirdim. O günlerde Çatalca Belediye Başkanı İsmail İp'in AK Parti'ye transferi karşılığında siyasi bir ' diyet' ödeneceğinden söz etmiştim.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki AK Parti grubu da bu öneriyi ' etik' bulmayarak ciddi bir tepki gösterdi.
Biz de bunun üzerine şu yorumu yaptık: "Meclisin, ilk kez iradesini ortaya koyarak siyasi ' diyet'e izin vermemesi ' parti değiştiren' bir belediye başkanının yaşadığı hayal kırıklığından çok daha önemli." Evet, konu bir kez daha pişirildi ve yeniden meclisin gündemine getirildi. Acaba İstanbullular'ı temsil eden meclis üyeleri, bu kez de iradesini ortaya koyarak demokrasinin gereğini yapacak mı? Göreceğiz...