Haberler

Sanatın ve tarihin şehri İstanbul

Tarih: 4 Temmuz 2008 Kaynak: Türkiye Yazan: Betül Altınbaşak
İstanbul, liderliğini gazeteciliğin duayenlerinden Nuri Çolakoğlu’nun üstlendiği bir projeyle, Avrupa’nın Kültür Başkenti olmaya hazırlanıyor.

Sunuş
İstanbul... Uğruna savaşılan, imparatorluklar yıkılan İstanbul... Pek çok inancın kutsal şehri... O’nun için şiirler yazıldı, şarkılar bestelendi, değme ressamlar tuvallerine O’nunla değer kattı. Fakat hiçbir tablo, hiçbir şiir, hiçbir sıfat O’na bu kadar yakışmadı; Kültür Başkenti İstanbul! Medeniyetlere başkentlik etmiş İstanbul, Türkiye’de liderliğini Nuri Çolakoğlu’nun üstlendiği bir projeyle Avrupa’nın Kültür Başkenti olmaya hazırlanıyor. Sanatın, edebiyatın, tarihin şehri İstanbul; 2010 Avrupa Kültür Başkenti... İstanbul; 2010 Avrupa Kültür Başkenti Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu’yla bu projeyi ve İstanbul’u konuştuk. O, kendisinden çok İstanbul’u ve bu projeyi anlattığı için, dilerseniz röportajımıza geçmeden önce aslında hiç de yabancı olmadığınız bu ismi, Nuri Çolakoğlu’nu biraz biz hatırlatalım.

Aslında Robert Koleji’nden Ankara Siyasal-Uluslararası İlişkilere dayanan parlak ve Tiyatro Kulübünden Fikir Kulübüne faal bir öğrencilik hayatından; başarılı iş hayatına kadar pek çok şey var Nuri Çolakoğlu hakkında hatırlanacak. Üniversite eğitiminden sonra lisede merak saldığı gazeteciliğe profesyonel olarak sarılmak ister ve 1966’da imtihanı kazanıp TRT’ye metin yazarı olarak girer. Böylece Türk medyası bugün duayen olarak tanımlayabileceğimiz bir ismi kazanır. O bir duayendir; zira pek çok yerli ve yabancı gazete ve televizyonun yurt içi ve yurt dışı birimlerinde ses getiren, kimi zaman ceza kimi zaman ödüller almasını sağlayan haberler hazırlar, yöneticilik yapar. Ayrıca bugün keyifle izlediğimiz pek çok ulusal kanalın kurulmasında da imzası vardır. Ama en önemlisi bu yoğunluğunun arasında kendini şehrine, dolayısıyla bu şehrin, bu ülkenin insanlarına adayacak kadar sosyal sorumluluk sahibi bir dava insanıdır Nuri Çolakoğlu...

Öncelikle okuyucularımızı aydınlatmak açısından; nedir Avrupa Kültür Başkenti ve bu fikir nasıl doğmuştur?
Avrupa Kültür Başkenti fikri ilk defa 1985 yılında dönemin Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri tarafından ortaya atıldı. Aynı yıl Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi projenin kapsamını belirledi ve uygulamaya koydu. 1985’ten 2000 yılına kadar AB’ye üye olan ülkelerin kentlerinden biri Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi. 2000 yılına gelindiğinde, yeni bin yıl sebebiyle Avrupa Kültür Başkenti unvanı hem birden fazla kente, hem de AB Adayı olan ülkelerin kentlerine verilmeye başlandı.

Ayrıcalıklı bir şehir
Peki, neden İstanbul?

İstanbul, gerek coğrafi konumu gerekse binlerce yıllık kültürel mirasıyla diğer dünya metropolleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahip. Çağlar boyunca en uzun ömürlü üç imparatorluğun başkenti olmuş, semavi üç dinin merkezi olarak hizmet vermiş bir kent.... Bu uzun deneyim İstanbul’un kendine özgü bir birlikte yaşama örneği geliştirmesini sağladı. Bugün Avrupa’da gerilimler artıyor, etnik, dinsel topluluklar arasındaki ayrılıklar giderek artan sosyal ve ekonomik problemler sebebiyle büyüyor. İstanbul, Avrupa’ya böyle bir hizmet sunabilecek belki de tek şehir.

Şehrimiz bu projeden neler kazanacak? Yani İstanbul’u ve İstanbulluları neler bekliyor?
Bunu aslında çok temel olarak, etkinlikler ve projeler olarak ikiye ayırabiliriz. Çünkü bahsettiğimiz kültür sanat faaliyetleri yanında İstanbul’un çehresini değiştirecek kalıcı projeler de var. En önemlisi restorasyon ve renovasyon çalışmaları... Mesela en başta; Yenikapı’da, Marmaray çalışmaları sırasında çıkan alanda ciddi bir İstanbul arkeoloji parkı ve İstanbul tarihî müzesi kurulacak. İstanbul’un en çekici ve harika yerlerinden biri olan Topkapı Sarayı’nın belli bölümlerinin, özellikle dünyanın en zengin Çin ve Uzakdoğu porselenlerini barındıran bölüm ile kumaş bölümünün, çağdaş müzecilik anlayışına uygun dönüşümü sağlanacak. Ayasofya’da ve Kariye Müzesi’nde kubbede, çok yukarıda kaldıkları için görülemeyen mozaiklerin daha iyi sergilenebilmesi için bir interaktif ekranlar oluşturulacak. 

AKM açılacak 
Şehrimiz yeni müzelere kavuşurken bir yandan da birçok güzellik daha dikkat çekici hale geliyor.
Kesinlikle. Bununla da kalmayacak. Türkiye’nin en zengin resim ve heykel koleksiyonunu barındıran ancak yer ve imkân yetersizliğinden bu 18.000 parça eserin çok küçük bir kısmını sergileyebilen Devlet Resim&Heykel müzesine yeni bölümler eklenecek ve hatta bunun için yeni bir yer açılacak... Yeni kültür&sanat merkezlerinin kurulmasıyla kültür ve sanat kapasitesi oluşturmak hedefleniyor. Burada da en önemli projemiz: Atatürk Kültür Merkezi’nin yenilenerek bir sene içinde tekrar hizmete açılması. Genç sanatçılar için yeni bir imkân oluşturmak amacıyla Genç Sanat ve Tasarım Merkezi kurulması planlanıyor.

Çok renkli etkinliklerin de olacağını tahmin ediyorum.
Tabii bir de İstanbulluları bu projeye katacak çeşitli etkinlikler planlıyoruz. “Üsküdar’a Giderken’den” esinlenerek, 2010’a Giderken diye bir dizi müzik hareketi düzenlenecek. Bunlardan ilki 21 Haziran Dünya Müzik Günü nedeniyle Kadıköy Meydanı’nda başlayacak, İstanbul’da bulunan tüm toplu taşıma araçlarını kullanarak Sultanahmet’e kadar gelecek bir dizi müzik etkinliği olacak. Kadıköy Meydanı’ndan kalkan topluluklardan biri vapurla karşıya geçecek, bu sırada çalacak; ondan sonra fenikülerle Taksim Meydanı’na çıkacak, orada bir başka topluluk devralacak, tramvayda çalarak Beyoğlu’nu geçecek, oradan yürüyerek Sultanahmet’e çıkacak ve Sultanahmet’te bir konser verecek. Pek çok topluluk beraber yapacak bunu. Bu şekilde halkın arasına karışarak insanları da dahil edecekler etkinliğe. Bunun yanı sıra şehrin büyük meydanlarında da klasik müzikten jazza, pop müziğinden fasıla 30 civarında konser verilecek. 2010’a gelindiğinde de çok daha büyük müzik organizasyonlar düzenlenecek.

Turist sayısı artacak
İstanbul neler kazanacak
?
Öncelikle İstanbul’un adı, dünya kültür sanat gündeminin merkezine oturacak. Tarihî boyunca farklı kültürleri bir arada yaşatan İstanbul, sahip olduğu dünya kültür mirasını bütün zenginliğiyle Avrupa’yla paylaşacak. Yeni müzeler kazanacak olan İstanbullular farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşacak. İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma pek çok yeni iş sahaları açılacak. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkentliği’nden en önemli kazanımı, yöneten ve yönetilenlerin İstanbul için birbirlerine dayanarak, güvenerek, bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşarak ortak refahları için el ele çalışıp üretecekleri yepyeni bir yönetişim anlayışına kavuşmaları olacak. Kentlilik bilinci gelişecek ve İstanbul’a gelen turist sayısı ikiye katlanacak...

Bu şehrin kıymetini bilmeliyiz
İstanbul bütün ihtişamına rağmen özellikle son elli yıldaki göç ve plansız şehirleşmeyle o eşsiz dokusundan çok şey kaybetti. Ve maalesef kaybetmeye de devam ediyor. İstanbul için bir şeyler yapılmalıydı; biz ön ayak olduk ama bu bütün İstanbul halkıyla beraber yapabileceğimiz bir çalışma. Başka İstanbul yok, kıymetini bilmeliyiz. Çok büyük bir şey yapmalarına da gerek yok. Etkinliklere katılsınlar, destek versinler yeter. Kendi mahallelerine bir çocuk parkı kazandırabiliyorlarsa, evlerinin önünü, balkonlarını çiçeklendirebiliyorlarsa bile bu projeye destek veriyorlar demektir. İstanbul zaten çok güzel, O’nu koruyalım yeter.

2 sene içinde yıldız yağacak
2010 yılına kadar dünyaca ünlü sanatçıların İstanbul’a akın edeceğini belirten Çolakoğlu, “Berlin Flarmoni Orkestrası ve Viyana Flarmoni Orkestraları buraya geliyor. Çok büyük bir tiyatro şöleni başlatıyoruz. Osmanlı’dan esinlenerek bestelenmemiş çok önemli operalar var; Vivaldi’nin Beyazıt’ı, Krause’un Solimano’su, Rossini’nin II. Mehmet’i gibi...Bu operaları da İstanbul’daki tarihî mekânlarda sahnelemek gibi bir çalışmamız var. İstanbul’un her semtinde her an halkı içine çekebileceğimiz etkinliklere düzenleyeceğiz. Yaz başında Boğaz’da büyük yelkenli teknelerle müthiş bir geçit töreni hazırlığı içindeyiz, Haliç’te Venedik gondolları, İngiliz tekneleri ve saltanat kayıkları arasında yarışlar tertipleyeceğiz. Taksim Meydan’ını bir açık hava sahnesi haline getireceğiz ve İstanbul’daki ve yurtdışındaki üniversitelerden gelen müzik gruplarının buralarda halka açık konserler vermesini sağlayacağız. İnönü stadında müthiş bir bağlama şöleni yapacağız. İstanbul’daki neredeyse bütün bağlama üstatlarını ki 5000 kişi kadar düşünüyoruz ve onlarla türkü söylemek isteyen 20.000 insanı bir araya getirerek devasal bir konser sunacağız Halk kültürüyle, modernliğin, geçmişle geleceğin, yani İstanbul’un sahip olduğu her şeyin sergilenebileceği bir yıl hayal ediyoruz” diye konuştu.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.