Kısa bir giriş konuşmasından sonra, Prof. Mustafa Ünsal ile Karaburun Belediyesi'nin, ilçede gerçekleştirilmiş ve devam eden çalışmalarıyla ilgili konuşuyoruz.

- İlçede ne gibi gelişmeler sağladınız?

- Burada en son kanalizasyon çalışmaları yaptık. İlçe kanalizasyonunun yaklaşık yüzde 45'i bağlanmıştı. En son çalışmada çarşıdan hastanenin altına kadar olan yolun tamamını bağladık. Ayrıca atıkların toplandığı istasyonun da alanını genişletmeden özel bir yöntemle kapasitesini yükselttik. Önümüzdeki seneye kadar, kanalizasyonu olmayan Bodrum (Karaburun'da bir mevki adı) ve Siesta sahillerimizi de oraya bağlamayı düşünüyoruz. Bodrum sahilimiz, bayraklı bir plajdı ama arıtması olmadığı için bayrağı alınmıştı. Önümüzdeki sene, kanalizasyonu tamamlayınca bayrağı da geri alacağımızı umuyoruz.

- Bayrak çok önemli, değil mi?

- Tabii ki... Buraya gelen kişi, bayrağı görünce 3 gün kalacaksa 1 hafta kalıyor. Çünkü o, uluslararası bir standart.

- Buraya yabancılar da geliyor mu?

- Geliyorlar. Bu yüzden çarşıda bir turizm ofisi açtık. Ofiste Neşet Öztekin isimli bir ağabeyimiz amatörce çalışıyordu. Şimdi bir İngilizce öğretmeni bayan orada görevli. Bize gönüllü olarak çalışmak istediğini söyledi; biz de çok memnun olduk ve çalışmaya başladı.

"İşsizliği azaltma projesi" iş buldu
Karaburun'da Avrupa Birliği destekli bir projeyi de başarı ile tamamlanmmış. "Nasıl?"ını, Belediye Başkan Vekili Prof.Mustafa Ünsal'dan dinliyoruz;

- Karaburun'da işsizliğin azaltılması ve yeni iş alanlarının yaratılmasıyla ilgili bir proje hazırlanmıştı. Belediyeye ait bu projeyi ben yürüttüm. Burada birkaç tane sera oluşturduk. Kursa katılan 60 kişi Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin hocaları tarafından eğitildi. İlk yıl serada yapılan çalışmalar sonrası elde edilen ürünler, ücretsiz olarak dağıtıldı. Daha sonra kursiyer olan 60 kişinin içinden tarıma yakın 24 kişi seçildi. Onlar da bir yıl boyunca pratik çalışmalar yaptılar. Daha sonra yine kursa katılanlardan biri, ihale yöntemiyle seraları satın aldı; şimdi meyve üretiyor. İstihdama yönelik olarak yaptığımız diğer çalışma da; sahilde ev yemekleri yapan bir yerin açılışıyla ilgili aldığımız bir karardı. "İlçede iş alanı yaratılmasına yardımcı olunacak" diye bir sözleşme yaptık onlarla. Bunun yanısıra AB'ye sunup da yanıt beklediğimiz bir proje daha var.

- O nasıl bir proje?

- Karaburun'da zamanında çok Rum yaşarmış. Daha sonra bu kişiler Yunanistan'a gitmişler. Şimdi onların torunlarıyla irtibata geçerek, karşılıklı gidiş- geliş yapmak ve kültürel bir bağ kurmak istiyoruz. Çünkü orada hala Türkçe'yi konuşabilen insanlar yaşıyor. Bu da insanlarımıza cazip geliyor. Orada yaşayanlar da buraları merak ediyorlar. Hatta bir kısmı geçen sene ilçemize geldi, bu sene de ekip olarak gelecekler. Kurduğumuz bu bağı sürekli canlı tutmak istiyoruz. Bu yüzden de bununla ilgili bir proje hazırladık ve cevap bekliyoruz.

İlçemizi dünya tanıyor
Karaburun, kendi çapında bir kültür kenti. Belediye olarak bu konuya çok önem verdiklerini, geleneksellik kazanmış festival ve seminerlere yenilerini eklediklerini belirten Başkan Vekili Mustafa Ünsal, şöyle devam ediyor;

- Öncelikle bir Karaburun Festivali'miz var. Bu 3 gün süren bir organizasyon. Bu sene yurtdışından da talep var; Yunanistan ve Bulgaristan'dan ekipler katılmak istiyor. O yüzden 4 gün sürebilir.

- Festival nasıl geçiyor?

- Gündüzleri panel-toplantı şeklinde geçiyor, akşamları da konserler oluyor.

- İlçede yapılan başka bilimsel ya da kültürel organizasyonlar var mı?

- İlçemizde bu tür çalışmalar oldukça yoğun olarak yapılıyor. Örneğin bu Eylül, 3.'sü yapılacak Bilim Kongresi var; bu da Türkiye çapında ve belediyemizin katkılarıyla gerçekleştiriliyor. İleride dünya çapında da olabilir. Ayrıca Kaotik sistemler ya da Düzensiz Sistemler diye bir kongremiz var. Bizden önce başlamış ve halen devam eden Ütopya Toplantıları var. Burada herkes açık bir Karikatür Evi hazırladık, o da festival zamanında açılacak. Yani özetle bilimsel ve kültürel çalışmalarımız da tam gaz devam ediyor.

İzmir ve Foça'ya vapur beklemede
Karaburun'da bir çok organizasyon, festival ve şenlik yapılıyor ancak Karaburun'un karayolu, katılımcı misafirler için biraz yorucu olabileceğinden deniz yolunu tercih etmek isteyenler olabilir düşüncesiyle soruyoruz;

- Buraya deniz otobüsü çalışıyor mu?

- Geçen sene çalıştı ama bu sene şirket çalışmak istemedi. Çünkü geçen sene 2 sebepten dolayı zarar etmiş; bunlardan birincisi hem yaz hem de kış çalıştığı için kışın çok az yolcu taşıması, ikincisi de deniz otobüsünün pervanesinin kaçak balıkçı ağlarına takılması ve aracın hasar görmesi. Böyle olunca da şirket bu sene çalışmak istemedi. Bir de İzmir'den kalkış Üçkuyular'dan gerçekleşiyordu, o iskele de insanlara ters geliyordu. Biz "Konak'tan kalksın" diye İzmir Büyükşehir'den talepte bulunduk ama o da olmadı. Şimdi önümüzdeki dönem için yeni fikirlerimiz var.

- Ne gibi?

- Öncelikle teknenin boyunu büyütmek ve gizli pervane sistemi kullanmak niyetindeyiz. Teknenin boyu büyüyeceği için kapasitesi de artacağından, Mordoğan, Foça ve Karaburun iskelelerine uğrayarak, ring şeklinde çalışmasını planlıyoruz. Bir de Foça'yla ayrıca anlaşmıştık, Foça'dan haftada 3-4 sefer yapılsın diye. Ama halen başlamadı.

- Foça buraya ne kadar uzaklıkta?

- Yaklaşık 9 mil... O da 45 dakika kadar sürüyor. Ama kara yoluna göre daha zahmetsiz olacağından, bu seferleri gerçekleştirmek için uğraşıyoruz.

Nuray Hanım devrediyor
Belediye Başkan Vekili Mustafa Ünsal ile yaptığımız sohbetin ardından sokaklara çıkıyoruz. İlk durağımız bir ayakkabıcı. "Koray Kundura" tabelalı dükkanının kapısı önüne attığı taburesinde oturan Nuray Merako ile konuşmaya başlıyoruz;

- Soyadınız değişik, yabancılık var mı?

- Eşimin ailesi Bulgaristan göçmeni. O yüzden de soyadımız biraz değişik, Türk soyadlarına pek benzemiyor.

- Bir anlamı var mı?

- Onlar "meraklı" olduğunu söylüyorlar.

- İşleriniz nasıl gidiyor?

- Eh işte, idare ediyoruz.

- Cama "devren satılık" yazmışsınız?..

- Devretmek istiyoruz.

- Demek zengin oldunuz ve "bundan sonra hayatımızı yaşayalım" diyorsunuz?

- Çok şükür, Allah sağlık sıhhat zenginliği versin. Önemli olan o.