Haberler

CCTV’nin Yeni Binası Çin’in Yükselişini Yansıtıyor

Tarih: 13 Ağustos 2008 Kaynak: Times Online Yazan: Tom Dyckhoff Çeviren: Ilgın Külekçi
Çin televizyonunun muhteşem merkez binası yüzyılın bugüne kadarki en kayda değer yapısı.

Dün tüm dünya Pekin olimpiyatlarının açılış törenini izledi. Atletler kameraların önünden flaşların bir dahaki sefere yalnızca kendileri için patlamasını dileyerek geçtiler.

Ama bu yaz ekranlarda göreceğiniz tek bir yıldız olacak, o da tüm dünyadaki sporcuları her haliyle gösterecek olan CCTV. Çin’in yeni yerel televizyon merkezi. Rem Koolhaas tarafından tasarlanmış dünyadaki en büyük ikinci ofis binası ve şimdiye kadar gördüğünüz hiçbir binaya benzemiyor.

Binanın içinde yaklaşık 200 metre genişliğinde bir boşluk var ve etrafını saran kollar bükülerek anormal bir şekle sokulmuş ve olağanüstü büyüklükte açısal bir döngü oluşturulmuş. Escher resimleri gibi her bir kol diğerine uzak olarak ya da diğerinin üzerine doğru eğilerek yukarı doğru kıvrılıp kendi içinde bir doruk noktası yaratıyor ve bina, şehirde de öne çıkan bir yapı olarak göze çarpıyor.

Binayı beğenmeyebilirsiniz. Orwell kitaplarından fırlamış gibi ve işlevsel olarak çok da sevilesi bir bina değil. Fakat gücünü inkar edemezsiniz. Bu çok iyi bildiğiniz bir kültürün gözünüzün önünde bambaşka ve yepyeni bir şeye dönüştüğünü görmek gibi bir şey. Mimarlık da, Çin de bundan sonra eskisi gibi olmayacak. CCTV 21.yüzyılda yapılmış bugüne kadarki en kayda değer bina.

Alman yardımcı mimarı, uzun boylu, esmer, yakışıklı, iyi giyimli ve Çin’in en meşhur film yıldızı Maggie Cheung’la beraber olan Ole Scheeren’a Pekin’in kralı diyebiliriz. “Daha kolay bir yoldan gidebilirdik,” diyor, “ve diğerleri gibi çok daha yüksek bir bina önerebilirdik. Fakat bu daha ilginç değil mi?” İlginç olan “benimki seninkinden daha yüksek” yarışından sıyrılmış olmak ve aklın yaratıcılığı sonucunda “yeni bir gökdelen tipi yaratmak.” CCTV sadece 234 metre.

Scheeren altı yıl once semti gezdiğinde bomboşmuş. “Pekin kentinin plancıları bize Pekin’in olası görüntüsünü gösterdiler.” Çoktan karar vermişlerdi, sıkıcıydı. “Bununla karşı karşıya kalınca bir soru ortaya çıktı. Bu yıl Asya’da batıdakinden daha fazla gökdelen var. New York’ta bir tipoloji yaratıldı ve Chicago 100 yıl önce Asya’dakinden daha başarılı bir şekilde kendi çağdaşlaşma simgesi olarak bunu sahiplendi ve kullandı. Dolayısıyla Asyalı ya da Çinli gökdelen yapan bir mimar artık ne yapabilir?”

İşte. Bir mimar bir şeyi yeniden yaratmaya çalışırsa, neredeyse hiçbir şey elde edemez. Ama Scheeren’in şirketi, Koolhaas tarafından kurulan the Office for Metropolitan Architecture bu konuda başarılı olabiliyor. Koolhaas’ın bêtes noires’larından biri mimari simgeler. Koolhaas onların “yeni ve gösterişli bir biçim kabul ettirme hevesini” küçümsüyor. Bunları “antiikon” olarak adlandırmayı tercih ediyor ve değişik formu ile turistleri hem uzaklaştıran hem de çeken Portekiz Porto’daki Casa da Musica’ya benzetiyor.

CCTV de öyle yapıyor. Evet, garip görünüşü, görenlerin önceden bildiklerinin ve tahmin ettiklerinin ötesine geçmeyi amaçlayarak, bilerek tasarlanmış. “Ama bu hem bir ikon hem de bir ikon değil,” diyor Scheeren. “İkonların belirli bir görünüşü vardır. Bir kere bakarsınız ve odur. Geleneksel çin mimarisi de sadece bir göz atmayla anlaşılacak basitlikte değildir, alanın kıvrımlarını açmanız, gözünüzün önüne getirebilmeniz gerekir,” CCTV de buna benzer çalışıyor, devasa boyutta bir Çin kaligrafisi gibi, pek çok simgesel parçadan oluşan tek bir imaj. Binanın etrafında dolaşınca “açılıyor, biçimi değişiyor, derinliği farkediliyor” Daha da önemlisi, ikonları kıran bu biçim kasten yapılmıyor, binanın işlevinden geliyor –dünyaca ünlü bir kurumun kamusal binası, doğru mu yanlış mı bilinmez ama, tek partili bir sistemin esas propagandacısı olarak gözüküyor.

Çin’deki pek çok şey gibi, medya da dehşet verici bir hızda değişiyor. Mayısta hükümet, bugüne dek ilk defa Sichuan deprem bölgesine girme iznini CCTV’ye ve yabancı gazetecilere verdi. CCTV bir başkalaşım geçiriyor. “Bu projenin yürütücüleri genç” diyor Scheeren, “30-40 yaşlarında, iyi eğitimli, batıya dönük. Evrensel bağlamda kendini daha sorumlu hissediyor. BBC, örnek aldıkları modellerden biri. CCTV’nin bir bölümünü daha bağımsız bir şekilde yürütmekten bahsettiler. Heyecanlandırıcı, denemeye ve desteklemeye değer gözüktü.”

“Evet, pek çok sorunu var fakat ya değiştirmeyi seçeceksiniz ya da kendinizi izole edeceksiniz. Bir kere Çin’i gördükten ve yaşadıktan sonra hiçbir şey artık siyah beyaz gözükmeyecek,” diyor. Olimpic Stadium’un mimarları Herzog & De Meuron gibi Scheeren da inancı sayesinde adı insan haklarında kötülenmiş bu ülkeyle olan uğraşını haklı çıkarmış oluyor. Şimdiden şehrin içine yerleşmiş ve devletin esas propaganda aracını barındıran CCTV, bence, Herzog & De Meuron’ın soyutlanmış “Bird’s Nest”inden çok daha şanslı.”

Bir diğer yandan, Scheeren çalışanların koşulları konusunda son derece sert: “Bizim burada hiç kaybımız olmadı. En başından beri amaçlarımız ve niyetimiz kesindi. Bu bir örnek oldu; binanın içine bir “kamusal alan” yapalım ve dünyanın en transparan televizyon kanalı olsun dedik” Böyle cümleler, burada, batıda zararsız gözükse de Çin’de olay yaratacak sözler.
Scheeren bu değişimi binanın nasıl düzenlendiğini göstererek aşmayı umuyor. “İşbirliği ve eşitlik” için çabalamış. Binanın döngüsünü bir ip olarak hayal edin, çok sayıda ve devamlı dolaşan teller, birbirinin üstünden dolanan, bağımsız, bambaşka dünyaları barındıran, bazen birleşen döngüler -biraz aristokratların alt-üst dünyaları ve sürekli evde olan hizmetçileri gibi. Esas döngü personelin “TV’yi yapan döngü”sü, bunun etrafında halka açık olan “genel döngü” –çin mimarisinde eşi benzeri görülmemiş bir durum- temsili merdivenler, toplu kullanıma uygun yollar ve bir tarafı şehre bakan, diğeri televizyonun dumanını ve aynalarını ortaya çıkaran pencerelerle bir an gözüken stüdyoları ve yayının hazırlandığı odalarla bitmeyen bir “medya müzesi.”

Çok şiddetli deprem bölgesinde ve de bu kadar büyük bir ölçekte şimdiye kadar denenmemiş bir mimari biçim tasarlamak kolay bir iş değil diye açıklıyor sonunda Arup’tan Koolhaas’ın mühendislik gurusu Cecil Balmond. Scheeren “Belki bunu en iyi boşlukta katlanmış bir tüp olarak tanımlayabiliriz” diyor. “Tüm dış yüzeyler köşegenel çelik ağlarla kaplanmış ve bu kıvrık ağlar, ağırlıklarını ağ üstünde dolaşarak zemine bırakacak en iyi yeri buluyor.” Binanın biçimi ve çelik kafesin yerleştirilmesi sürekli olarak denenmiş ve sonunda doğrusal olmayan hareketleri simüle eden algoritmik bilgisayar programlarıyla üç çapraz kontrol sonucu yeri belirlenmiş. Aynı zamanda 64 tonluk bakır reproduksiyonlarla deprem simulatorunden de geçmiş. Şimdiye kadar hiç insan eli değmeden bu kadar büyük bir bina şekli uygulanmamıştı.

Aslında şu anki inşaat bütünüyle insan gücüyle devam ediyor. Olimpiyatlar için cephesi tamamlanmış olsa da, CCTV bir sonraki yıla kadar tamamıyla açık olamayacak. Binanın iç yapısına –direkt “The Cabinet of Dr Caligari”yi gören çarpık merdivenler- ancak tamamlandıktan sonra göz atabilirsiniz

Nasıl bir şeyle karşılaşacağınız ile ilgili bir ipucu bulabilmek için içinde Koolhaas’ın “yoğun boşluğundaki” “gezinti yeri”ne benzer bir yer olan Portekiz’deki Casa da Musica’yı gezmelisiniz. Merkezdeki bir oditoryum etrafına sarılmış bir dizi sinematografik atlamalar gibi sıralanmış bir bina bu ve içinde insana zaman zaman rahatsız edici mimari deneyimler yaşatıyor. Koolhas, mimarlığa dönmeden önce bir gazeteci ve film yazarı gibi çalışmış. Öyle gözüküyor. Ona gore mimarlık sadece başka bir çeşit medya.

CCTV çığır açan bir olay değil çünkü büyük, garip görünümlü ve bilgisayar üretimi ya da üç tane 4 metre genişliğindeki dairesel cam zeminden oluşan çıkmada beyaz yakalı misafirlerin 162 metre yükseklikte havada durması bile yeterli bir neden olabilir. CCTV çığır açan bir olay çünkü mimarlığın ne olabileceğini yeniden şekillendirmeye çalışıyor, gerçeğin ve sanalın birbiri içine geçtiği bir alan yaratıyor. “Tüm özellikleri geleneksel olarak Çin” diyor Scheeren. Bu rasyonal bir batı ülkesi değil, doğunun belirsizliğinde bir ülke. Tabii ki başarısız olabilir. Acımasız bir rejimin en büyük simgesi haline gelerek sonuçlanabilir. O zaman hem Çin’in hem de batının görüntüsünü değiştirebilir.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.