Geçen hafta Venedik'teydim. Limana bir zırhlı bağlanmıştı. Çevrede de müthiş bir telaş vardı.

Sorunca anladık ki, İtalyan Cumhurbaşkanı Carlo Ciampi Venedik'i ziyaret ediyormuş.

Derken önde Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu, arkasında da lacivert elbiseli, kravatlı bürokratların doluştuğu tekneler geçmeye başladı önümüzden.

Venedik'in sokaklarını ve caddelerini oluşturan kanallara girmediler. Limandan San Marco Meydanı'na giden yollar da kapatılmadı.

Fellini filmlerindeki gibi bir görüntü verip geçti İtalyan Cumhurbaşkanı ve bürokratları.

Aslında aynı uygulamayı İstanbul'da yapmak da mümkün.

İstanbul'u ziyaret eden bir yabancı devletin başkanı, havaalanından Yeşilköy'e getirilip bir tekneye bindirilse. Deniz yolundan Çırağan'a götürülse.

Sultanahmet Meydanı'nı, Topkapı'yı görmek istiyorsa denizden Kumkapı'ya gitse, oradan karaya çıksa.
Hem hava alır, hem de bir imparatorluklar başkenti olan kenti denizden görür.

Bu arada trafik tıkanmaz ve dostluk amaçlı bir ziyaret, yollarda kalan insanların ziyaretçinin ülkesinden yaka silkmelerine vesile olmaz.

Özetle İstanbul'un denizinin sağladığı imkânlar, kara trafiğinin yükünü hafifletecek kadar fazladır. Bu imkânlar neden kullanılmaz, bilemiyoruz.