Moda dünyasının kalbi olan haute couture kavramı şimdi de mimariye yansıyor. ‘www.mimarlikmuzesi.org’ sitesinde izlenebilecek Archi-Couture sergisi, mimari dünyasının içine düştüğü yanılsamayı eleştiriyor.

Moda kavramının yanında getirdiği genel geçer beğeniler, kes-yapıştır teknikler ve sürekli tekrarlanan trendlerin mimariye nasıl yansıdığı hakkında bir fikir sahibi olmak ister misiniz? Aslına bakarsanız 2000’li yıllarda gündelik hayatı ve popüler kültürü etkileyen neredeyse bütün kavramların genel-geçer olduğunu düşünürsek, bu durumdan mimarinin de nasibini almış olmasına şaşırmamalı…

Konunun içeriğini kendi kendimize tartışmak yerine Yapı-Endüstri Merkezi Sanal Mimarlık Müzesi’nin ‘www.mimarlikmuzesi.org’ adresini kaynak gösterelim o halde! Bu adresten eylül ayı boyunca takip edebileceğiniz serginin adı ‘Archi-Couture’.

Haute couture kavramının son dönemde mimariyi nasıl etkilediğine dair eleştirel bir bakış açısı sunan sergi, moda ve mimariyi bir araya getiren 20 adet kolajdan oluşuyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Açelya Allmer ve öğrencileri Müge Öztürk, Arif Mısırlı, Ece Aslan, Burcu Seba, Fatma Erdem, Tuşe Sümekçi’nin elinden çıkan sergideki geleneksel kes-yapıştır yöntemiyle yapılan kolajların ana temasını, bina-giysi tasarımı ilişkisi ya da beden-dış yüzey arasındaki karşılıklı etkileşim oluşturuyor.

Açelya Allmer serginin içeriğini: “Sergide, inşa edildikleri bağlamdan koparılan daha doğrusu makasla kesilen şaşaalı gökdelenler haute couture giysilere dönüşüp anonim bedenlere giydiriliyor. Kolajlardaki eleştiri, geçicilik, yüzeyselcilik ya da bir başka deyişle ‘yanılsama dünyası’ üzerine odaklanıyor…” sözleriyle özetliyor.

Zaten sergide yer alan kolajlardaki binalar ve bedenler özellikle isimsiz, anonim olarak seçilmiş. Zira sergi yapılardaki iç mekan ve dış kabuk arasındaki bağlantısızlığın eleştirisini; anonim bedenler üzerine giydirilen giysilerle paralellik kurarak yapıyor.

Meraklısına da bu bağlantıyı gözlemleyip kişisel olarak yorumlamak kalıyor.