Haberler

Enerji darboğazı

Tarih: 18 Eylül 2008 Kaynak: Dünya Yazan: Burhan Özfatura
Tabloya bakıyoruz; 2008 yılının ilk yedi ayındaki dış ticaret açığı 45 milyar dolara yükselmiş. Ham petrol, akaryakıt, doğalgaz ve kömür gibi enerji maddeleri ithalatı ise 24.3 milyar dolara ulaşmış. Demek ki, açığın yüzde 56'sı enerji ithalatından kaynaklanmaktadır.

Yıl sonuna kadar enerji ithalatımız 55-56 milyar dolara ulaşabileceği tahmin edilmektedir.

- Nedense; doğru tespitler yapılsa, güzel sözler söylense de, yanlış enerji politikaları devam etmektedir. Elektriğin yüzde 50'den fazlası doğalgazdan üretilmektedir, bunun da yüzde 98'i ithal edilmektedir. Bu da yurtdışına çok büyük döviz gitmesine, dış ticaret açığının astronomik boyutlara gelmesine sebebiyet vermektedir.

- Gerek Sayın Enerji Bakanı'nı, gerekse Sayın Veysel Eroğlu'nu ve DSİ Genel Müdürü'nü yıllardır tanıyor ve kapasitelerini biliyorum. Niçin, çok hızlı ve çok çarpıcı projeler başlatmadıklarına şaşıyorum.

- Türkiye'nin sahip olduğu ekonomik hidroelektrik kapasitesi, AB toplamının yüzde 16'sı kadardır. 2007 tüketimimiz 190 milyar kwh, hidroelektrik potansiyelimiz ise 216 milyar kwh'dir. Bu kapasiteyi yeterince kullansak, kalkınmamız için müthiş bir kaynak sağlamış oluruz. (Teknik hidroelektrik potansiyelinde; ABD yüzde 86, Japonya yüzde 78, Norveç yüzde 68 düzeyindedir. Türkiye ise sadece yüzde 20 seviyesindedir. Her yıl 8 milyar dolarlık enerji, denize akmaktadır.)

- Hidroelektrik santrallar çok karlıdır. Mesela 1 Ekim'de yürürlüğe girecek 14.36 YKr (12 cent) tarifesi esas alınınca, Karakaya Barajı 20 ayda, Keban ise 36 ayda geri dönmektedir.

Geçen temmuz ayında temeli atılan, özel sektörce yapılacak 61 adet hidroelektrik santralının toplam gücü 2.778 MW'dir. Bu tesisler bitince 10 milyar kilowatt elektrik üreteceklerdir. Neticede 4 milyar dolar olan maliyetleri (yılda 1.2 milyar dolar kazanacaklarına göre), 3.3 yılda geri dönecektir.

- Son 15 yıl iyi etüt edilmelidir. Bu ekonomik enerji kaynağının niçin ihmal edildiği; kamunun niçin bu kadar başarısız olduğu incelenmelidir.

Mesela, geçmiş dönemlerde, yatırım bütçelerinin üçte birinden fazlası enerjiye ayrılmıştır. Ancak, bu meblağın önemli bir bölümü yanlış yerlerde (sosyal tesis ve lojman yapımı, politik amaçlarla şişirilen kadrolara ücret olarak verilmesi gibi) israf edilmiştir. Neticede, kamunun enerji sektörü yatırımları büyük ölçüde azalmıştır. (1997'de kurulu güçte yüzde 87 iken, 19.070 MW, 2007'de yüzde 58 23.874 MW düşmüştür. Üretimde ise yüzde 88'den 90.919 GWh, yüzde 48'e 92.37 GWh düşmüştür.

1998-2007 döneminde kurulu gücümüz yüzde 86.5; üretimimiz ise yüzde 85.5 artmıştır. Bu dönemde kamunun kurulu güç artışı yüzde 22'dir. Üretim ise yüzde 4 azalmıştır. (Kurulu güç 19.563 MW iken 23.874 MW olmuştur. Üretimise 96.075 GWh'den 92.327 GHh'ye inmiştir.) Zira, yüzde 25'e varan verimlilik düşüşleri yaşanmıştır.

Özellikle termik santrallerin durumu daha da kötüdür. Zira, doğru bir işletmecilik modeli yoktur. Yenileme ve bakım çalışmaları zamanında yapılamamaktadır. Neticede, birçok termik santralde kapasite kullanımı yüzde 50'lere inmektedir.

Mesela; Çayırhan Termik Santralı kamuda iken yüzde 48 kapasite ile çalışıyordu. Maliyet 11 cent/kwh idi. Özelleştirildikten sonra, kapasite yüzde 81'e çıktı; maliyet ise 4.3 cent'e düştü.

- Global olarak baktığımızda, kamuya ait termik santrallarda maliyetin özel sektöre göre 2.5 kat daha pahalı olduğunu görmekteyiz.

Konuya, gelecek yazımızda da devam etmek istiyorum.

Enerji konusuna bu yazımda da devam etmek istiyorum.

Geçen hafta, özellikle hidroelektrik kapasitesi üzerinde durmuş ve yapılan bazı hatalara dikkati çekmiştim. Bu yazımda diğer alternatiflere dikkat çekmek istiyorum.

1- Türkiye; Avrupa'da rüzgar enerjisi açısından da (İngiltere'den sonra) güneş enerjisi açısından da (İspanya'dan sonra) ikinci durumdadır.

Ne yazık ki, bu avantajlarımız yeterince değerlendirilememektedir. (Son dönemde çok ciddi talepler olmasına rağmen, EPDK uykuya yatmış görünmektedir.

- Bir önemli problem de, bu sahada yüzde 100 olarak, dışa bağımlı oluşumuzdur. Kullanılacak ekipmanların tümü ithal edilmektedir. Bunların dahilde üretimi için gereken AR-GE çalışmaları, teşvik tedbirleri, strateji planları acil olarak devreye sokulmalıdır.

2- Jeotermal enerji kaynağı açısından dünyada 7. sıradayız. (Gerçi bizim kaynaklarımız enerji üretiminden çok ısınma ve termal tedavi için kullanılabilir.)

Özellikle ısıtma konusunda ciddi tasarruflar sağlanabilir.

3- Başta demir-çelik sektörü olmak üzere, ihtiyaç duyulan taş kömürünün tümü yurtiçinden sağlanabilir (10 milyon ton). Ama bu Taş Kömürü Kurumu ile hiçbir şey yapılamaz. (Verimlilik anlayışı yok. Çalışma disiplini yok. Aşırı kadro çok, israf çok, torpil çok.) Ancak 1.5 milyon ton kömür çıkarılabilir.

Yetmezmiş gibi, (Başbakanlık Denetleme Kurulu'nun TTK tasfiye edilmelidir tavsiyesine rağmen), oy avcılığı uğruna 3 bin yeni kadro daha ihdas edilir.

1990 yılından bugüne bu kurum 7.5 milyar doları batırmıştır. Bu para ile yılda 2.5 milyar dolarlık elektrik üretebilecek, hidroelektrik santralleri kurabilirdik.

Netice: Son dönemlerde, enerji sektörüne kamu yatırımı yapılmadı. Mevcut tesisler de doğru dürüst işletilmedi. Ortaya ciddi bir üretim açığı çıktı. Bunu, ithal doğalgazla çalışan santrallerde yapılan üretimle karşıladık. Çok büyük bedeller ödedik. (Bu santralleri kuranlar 8.33 kuruşa mal olan elektriği devlete 18 kuruşa sattılar. Astronomik karlar sağladılar. Yatırdıklarını en geç 2 yılda geri aldılar. Devlet de, "bütçeden bir kuruş çıkmadan, enerji yatırımı yaptırmakla" övündü.)

Halbuki fiyat garantisi ile alınan bu elektriğin getirdiği yük; hem devlete, hem sanayicilere, hem de vatandaşa yüksek maliyetler bindirdi. Normalin yüzde 75 üzerinde ödemeler yapıldı.

Hep söylüyoruz. Sayın Veysel Eroğlu da yakından biliyor. DSİ Genel Müdürü iken buna teşebbüs de etmişti. Ama nedense bir türlü "kar-zarar ortaklığı" uygulamasına başvurulmadı. Atıl paralar ekonominin dinamiğine sokulmadı. Bir avuç kişi zengin edildi.

Pes doğrusu...

Not: Nükleer enerji ihalesini de merakla bekliyoruz.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.