Haberler

Sulukule yıkımına STOP!

Tarih: 6 Ekim 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Bahar Çuhadar
STOP ekibinden (soldan sağa) Erbatur Çavuşoğlu, Kumru Çılgın, Merve Akı, Albeniz Tuğçe Ezme alternatif planı anlattı. ‘Her zaman eleştiriyorsunuz’ diyen resmi ağızlara yanıt: Sınır Tanımayan Otonom Plancılar (STOP), yeni bir planla yıkımların sürdüğü Sulukule’ye gelecek öneriyor. Mahalle sakinlerinin mağdur olması kader değilmiş.

Küçük aralar dışında yıkımlar tam gaz sürer, Neslişah ve Hatice Sultan mahalleleri savaş halini aratmayan bir enkaz yığınına dönüşürken, bir grup gönüllü ‘Yaşanabilir bir Sulukule’ için kolları sıvadı. Fatih Belediyesi’nin ‘Müzmin muhalifler eleştirmekten başka bir şey yapmıyor’ şikâyetini boşa çıkaracak bir alternatif plan hazırlandı. Kendilerine Sınır Tanımayan Otonom Planlamacılar (STOP) adını veren grup, sosyal ve ekonomik kalkınmayı öne çıkarıp Sulukule’nin bölgenin dokusuna sadık kalınarak, istenirse mahalleliyi yerinden sürmeden de ‘dönüştürülebileceğini’ bilimsel olarak ispatladı.

Belediyeye sunulan plan internette imzaya da açıldı. Top şimdi belediyede... STOP’tan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir Bölge Planlama Bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu ve öğrencileriyle ‘başka bir Sulukule’nin paftaları arasında konuştuk...

STOP nasıl bir ihtiyaçtan doğdu, kimlerden oluşuyor?
Erbatur Çavuşoğlu: Sulukule’yi iki-üç yıldır izliyorduk. ‘Alternatif plan üretilse, belediye uygulanmasında samimi olur mu’ diye düşünen insanlar toplanıp konuştuk. Mimar Sinan, Yıldız Teknik, İTÜ, ODTÜ ve başka üniversitelerden arkadaşlar var. Şehir plancıları, mimarlar, iç mimarlar, avukatlar, gazeteciler, aktivistler var. Çok disiplinli ama Sulukule‘ye de yakışan neşede bir grup oldu. Planın çıkmasındaki süre 20 gün falan. ‘Adamlar üç senede plan hazırladı, biz 15-20 günde bitirdik’ deyince ciddiyet kayıyor gibi oluyor, halbuki değil.

Albeniz Tuğçe Ezme: Üç haftayla değerlendirmemek lazım. Biz öğrenciler de dört yıldır ödevler, workshop’lar için Sulukule’ye onlardan daha fazla gitmiş insanlardık.

Hazırladığınız alternatif plana mahallelinin katkısı oldu mu?
E.Ç.: İnsanlarla bir araya geliyorduk fakat çalışma yaptığımız dönemde mahalle yıkımlarla karşı karşıyaydı. Boşa ümit vermek de, projeyi onlara haber vermeden yapmak da istemiyorduk. Sulukule’de bir basın açıklaması yaptık. Orada yaşamaktan çok memnun olmayan, belediyenin projesine sıcak bakan, çok dar gelirli olduğu için önerilen üç-beş kuruştan mutluluk duyan bir kesim de var. İyileştirilmiş bir mahallede yaşama olanaklarının olduğu söylenseydi belki kalmayı tercih edeceklerdi. Geri dönüşün de mümkün olabileceği bir sistem kurduk.

Merve Akı: Bilenler, toplantımıza katılanlar vardı. ‘Niye böyle bir şey yapılmıyor, demek ki burada yaşayabiliyormuşuz’ gibi tepkiler verdiler.

Belediyenin planıyla sizin projeniz kıyaslanınca nasıl bir tablo çıkıyor?
E.Ç.: Mevcut proje Sulukule’yi yıkıyor, başka bir mahalle yapıyor. Belediye mal sahipleriyle anlaşıyor, onlar da belki üçüncü yatırımcılara satıyor. Ev sahibi Sulukulelilerin yüzde 90’ından fazlasının mahallede olmayacağını söyleyebiliriz. Hak sahibi sayılanlara Taşoluk’ta 15 yıl taksitlendirerek ev verildi. Onu bile ödeyebilecek durumda değiller. Satıp gitmekte çoğu. Ya mahalleye dönüyorlar, ya boş konutlara işgalci olarak giriyorlar... Biz mahalleyi yıkmadık. Sadece sorunlu binaları yıkarak, yerine de Osmanlı mimarisi ya da lüks konut değil, sosyal konut mantığında evler üreterek yeni bir Sulukule yaratmayı önerdik. Barınma hakkı temelinde hak sahipliği tanımladık. ‘Bu mahallede doğdum, büyüdüm; anneannem, dedem de bu mahallede büyüdü, burada yaşamayı murad ediyorum’ diyenler burada yaşayabilsin istedik. Yatırımcıları da dışlayamayız, hak sahibidirler. Onları da bir arada yaşatacak bir ortak yaşam kurmamız gerekiyordu. Ama hayal kırıklığına uğrayabilir yatırımcılar. ‘Romanlar gidecekti, villalarımızda yaşayacaktık, ben bunlarla yaşamam’ diyorlarsa, projemiz gerçekleşirse rantları düşecek. O zaman da muhtemelen başka bir soylulaştırılmış alan bulacaklar.

Belediyenin projesinde otel, alışveriş merkezi gibi yapılar var. Siz bu tip yapılara ihtiyaç duydunuz mu?
Kumru Çılgın:
O projede Ticaret ve Kültür Merkezi ile Konaklama Merkezi var. İki tane, yapıyı bozan, koca kitlesel bina. Burada konaklamaya ve koskocaman bir alışveriş merkezine gerek olmadığı için, ufak birimlerde ihtiyaçları gidermeye çalıştık.

E.Ç.: İnsanları burada tutmak, sefalete mahkûm etmek anlamına gelmemeliydi. Geleneksel sektörleri iyileştirmeye yönelik projeler geliştirmeye çalıştık. Basit onarımlarda mahallelinin de yer alabileceğini, maliyetlerin azaltılabileceğini gördük. Ortak lokanta, merkezi ısıtma sistemi gibi projeler geliştirdik. Faytonculuk, çiçekçilik gibi meslekler için mekân yarattık. Ürettiklerini turistlere satabilecekleri bir model düşündük. 500 küsur istihdam çıktı. Taşoluk’a giden Sulukuleliler istihdam olanağı bulamıyor. Üstelik Sulukule’de bakkaldan 1 liraya bir kaşık yağ, bir kaşık salça alarak hayatlarını sürdürürken, orada en yakın market 3 kilometre uzakta.

Belediyeye sundunuz mu planı?
E.Ç.: ‘
Hep eleştiriyorsunuz’ denilen bir ortamda, üniversite ve duyarlı insanlar üzerlerine vazife olmadığı halde bu işi yaptıklarında dinleme nezaketini gösterirler diye düşünüyorduk. Geldiler, büyük ölçüde dinlediler. Projenin kopyasını aldılar, bizi çağıracaklarını söylediler. ‘Ama yıkımlara da devam edeceğiz’ dediler. Bayramdan sonra yıkım olabilir endişemiz var. Umuyoruz ki Türkiye ve dünya Sulukule’yi kaybetmez. Bu, uzun yıllar üzerimize yapışıp kalacak yeni bir soykırım belgesi halinde dünya kamuoyunda duyulabilir. Ama yeni bir anlayışla yaklaşılırsa Türkiye’den bir örnek haline gelebilir.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.