Haberler

Kentler tüketim mekanlarına dönüştü

Tarih: 8 Kasım 2008 Kaynak: Evrensel Yazan: Eylem Lodos

Bugün 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü. İkinci Paylaşım Savaşı’ndan 1980’li yıllara uzanan kent dönüşümleri günümüze uzanıyor. Dönemin devlet merkezli gelişme modelinin öngördüğü kentsel yapılar ve ilişkiler adım adım tasfiye edilirken, yerini 1980 sonrasının piyasa yönelimli yeni yapı ve ilişkilerine bıraktı.

Emek gücü ile sermayeyi bir araya getiren istihdam odaklarından örülmüş üretim mekanları olan kentler, işlevsel değişiklikler geçirerek tüketim mekanlarına dönüştü. Şehirleri çevreleyen gecekondu alanları da dönüşüm projelerinden en acımasız biçimde etkilenirken, dönüşüm projelerinde mülk sahipliliği üzerine kurgulanan uygulamalar yeni mağdurlar üretti. Kent içi sürgünler başladı, yoksullar kent çeperleri dışına atılmaya başladı. Kentsel gelişmelerin mağdur ettiği kesimlerin alım gücünü dikkate almayan konut projeleri, sözde sosyal projeler üretildi. Toplumda ise ‘yoksulluk ve zenginlik’ biçimleri farklı şehir mekanlarının oluşmasına neden oldu. Toplumdaki bu kutuplaşmayı ve zenginlerin kendilerini duvarlar ardına saklamasını Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayfer Bartu Candan ile görüştük.

Yeni mekanlar
1980’lerden itibaren değişen ekonomik sistem içinde yeni varsıllık ve yoksulluk biçimlerinin ortaya çıktığını belirten Candan, bu yeni yoksulluk ve varsıllık biçimlerinin ise ortaya yeni şehir mekanları meydana getirdiğini söyledi. Kapalı sitelerin yeni varsıl kesimin kendini şehirde konumlandırma biçimi olduğunu vurgulayan Candan, “Artık sadece kapalı siteler değil böyle birtakım mahalleler oluşuyor, mesela Zekeriyaköy, Çekmeköy, Göktürk böyle bir yer” dedi. Yoksulluğun yarattığı mekanların da içine kapalı olduğuna dikkat çeken Candan, yoksul mekanların farklı nedenlerle şehrin diğer yerleriyle ilişki kuramayan mekanlar olduğunu ifade etti.

Kendini dışarıya kapatmayı daha çok varsıl kesimin tercih ettiğini dile getiren Candan, “Yani kendini şehircilik konumlandırma biçimi olarak yapıyorlar bunu ama sadece oturulan konutlar değil tüketim alanları da biraz öyle. İş merkezleri de öyle; daha kapalı mekanlar, illa kapısına güvenlik koymak gerekmiyor zaten birinin içeri girmesi için. Bu yaşama ve tüketim yerleri özellikle gittikçe daha iç güvenlikli kapalı korunaklı yerler haline dönüşüyor” dedi. “Güvenlik ve korku meselesi bu, kendini yeniden üreten ve besleyen bir şey. Bu şekilde kendine benzeyen gruplarla da kurulan ilişki daha korunaklı, korkuya dayanan bir ilişki haline geliyor” diyen Candan, bu güvenlik ve korkunun bu paranoyayı besleyerek yeniden ürettiğini söyledi.

Benzeyenle sosyalleşme
Kapalı sitelerin örneklerinden biri olan Kemercountry’ye değinen Candan, bu sitenin mahalle şeklinde kurulduğunu belirtti. Bunun nedenin de kendi istediği ve seçkin insanlarla bir komşuluk, ahbaplık ilişkisi kurulacağı varsayımı olduğunu söyledi.

İnsanların kendine benzeyenle bir arada olmak istediğini söyleyen Candan, bu sitelerin temelinde bu isteğin olduğunu kaydetti. Kendine benzeyen insanlarla sosyalleşmenin daha az sorun yarattığının düşünüldüğünü anlatan Candan, çocukların da böyle bir ortamda büyümesinin istendiğini dile getirdi.

Korunaklı sitelerin kamusal alanı dönüştürüp özelleştirdiğine dikkat çeken Candan, bunun örneklerinin ise Zekeriyaköy ve Göktürk’te görüldüğünü belirtti. Bu tür sitelerde kamuya açık bazı alanların, hatta yönetiminin özelleştiğini vurgulayan Candan, “Bu siteler her şeyi kendi içlerinde hallediyorlar. Yerel yönetim ne anlama geliyor, bu da değişiyor dönüşüyor. Yani böyle iki temel şeyi var. Kamu alanını özelleştirmesi ve bir taraftan da kamusal alanı yeniden tamamlaması” dedi.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.